Kürtler ve dostları 25 Haziran’da AK önünde eylemde!

  • 09:01 29 Mayıs 2024
  • Güncel
 
Melek Avcı
 
ANKARA - Avrupa Konseyi önünde 12 yılını dolduracak olan tecrit eylemi için bu yıl hamle kapsamında 1 Haziran’da kitlesel bir eylem ve 25 Haziran’da AK önünde kitlesel nöbet devralma eylemi yapılacak.
 
“Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" hamlesi 10 Ekim 2023’ten bu yana genişleyerek devam ediyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürütülen eylem ve etkinlikler her gün farklı şekillenerek örgütlülüğü büyütüyor. Kürtler ve dostları dünyanın her yerinden Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT) ve Avrupa Konseyi’ne (AK) çağrılarda bulunurken bu kurumlar sessizliğini koruyor. Haziran’da 12 yılını bitirecek olan AK önündeki nöbet ise kesintisiz sürdürülecek.
 
KCKD-E ve "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" Hamlesi Sözcüsü Zübeyde Zümrüt hamle kapsamında önlerinde iki büyük etkinliğin olduğunu açıkladı.
 
'Önemli şahısların ‘bende mücadelede varım’ dediklerini gördük'
 
10 Ekim 2023’ten bu yana giderek genişleyen ve süreklilik arz eden hamlenin stratejik olarak ilerletildiğini söyleyen Zübeyde, “25 yıldır İmralı sistemine dönük bir mücadele var. Önder Apo’yu Türkiye’ye teslim ederken bunun insanlık dışı bir uygulama olduğuna dair birçok kampanya yürütüldü ve bunun mücadelesi verildi. Ama dönemseldi ve bu 10 Ekim hamlesi küresel çapta bir özgürlük hamlesidir. Sonuç alana kadar, Önder Apo özgürleşip, İmralı tecridi kırılana kadar genişletilecek. Büyütülerek bu hamle kampanyaları devam ediyor ve daha da devam edecek. Her gün çok farklı kesimler ve Kürtlerin, Önder Apo’nun dostları, önemli şahıslar röportajlar vererek tecridi kabul etmediklerini, ‘bende bu işin içinde, mücadelede varım’ dediklerini görüyoruz. Kürtler tek başına bu hamleyi yürütmüyor, hamleyle birlikte bir heyecan söz konusudur” sözlerini kullandı.
 
‘Strazburg’ta yaptığımız her eylem ve etkinlik önemlidir’
 
Birinci aşamayı Köln final mitinginden önce birçok eylem ve etkinlikle sonlandırdıklarını ikinci aşamayı ise 1 Mart’ta önemli gün ve etkinliklerde eylemler ve kampanyalar yaparak yürüttüklerini belirten Zübeyde, “Bu hamle çerçevesinde yapılan eylem ve etkinlikler buranın ulusal basınında da yer edindi. Kamuoyu oluştu, ülkelerin gündemine girdi ama tabi bununla bitmeyecek. Zaten ikinci aşamanın planlamasını yaparken bu dediğimiz tarihsel süreçlerden sonra önümüzde kimi planlamalar var. Strasburg var önümüzde ve daha öncede de orada yürüyüşler ve mitingler yapıldı çünkü bizim açımızdan Strazburg’ta yaptığımız her eylem ve etkinlik önemlidir. Yapılan eylem ve etkinlikler, yürüyüşler ve bunlara katılım biçimi doğrudan bu kurumların bulunduğu yerde oluyor ve ayrıca tecridin bu kadar derinleşmesi İmralı Adası’nda uygulanan hukuk dışı sistemin Avrupa’daki muhataplarını görev ve sorumluluklarına davet etme açısından önemlidir. Avrupa Konseyi ve CPT Strazburg’ta, Türkiye’de uygulanan hukuksuzluğu kabul etmemelerine dair kendi sorumluluklarına çağırıyoruz” diye konuştu.
 
’25 yıllık direnişin sonucu’
 
AK ve CPT’nin şuanda Türkiye’de uygulanan insanlık dışı tecridi görmüyor olmadığını söyleyen Zübeyde, CPT’nin açıklamalarında bu tecridi kabul ettiğini ama siyasi nedenlerle açıklamadığını da defalarca dile getirdiğini hatırlattı. Zübeyde, “CPT bağımsız bir kurum ama ne yazık ki İmralı’da uygulanan işkence sistemini önlememe noktasında sorumsuzca davranan bir tutum içerisinde ve siyasetin onayı olmadan uygulanan işkence sistemini görerek kamuoyuyla paylaşmıyor. Görevini yerine getirmesini sağlamanın tek bir yolu var direniş ve mücadeledir. Çünkü uluslararası hukukun devreye girmemesi Kürt sorunuyla bağlantılı olan bir durumdur. Önder Apo’nun İmralı’da 25 yıldır verdiği direnişin sonucu olarak bugün binlerce dost, aydın, binlerce yazar, akademisyen, avukat bu özgürlük hamlesinde yer alıyor” dedi.
 
12 yıllık özgürlük tutkusu!
 
Avrupa Konseyi önündeki eylemin ise 12’inci yılını geride bıraktığını söyleyen Zübeyde devamında şunları söyledi: “Hiçbir halk tarih boyunca bunu yapmadı; 12 yıl o soğuğa karşı, kar, kış demeden bir halkın özgürlük nöbeti tutması tarihte de görülmemiş bir çabadır, bir mücadele azmidir. Aslında bir özgürlük tutkusudur çünkü bu halk kendi özgürlüğünü Önder Apo’nun özgürlüğünde görüyor. Kendi kimliğini, dilini yeniden tanımayı Önderliğin 50 yıllık mücadelesinde görüyor. Çünkü halk şunu ifade ediyor, ölü toprak serpilmiş bir halkı yeniden dirilten Önder Apo’nun çıkışı olmuştur. Onun için özgürlük için tutulan nöbet geri adım atılmadan 12 yılını geride bırakıyor. 13’üncü yılına giriyor ve Kürtler olarak Avrupa’da ciddi bir hazırlık içerisindeyiz. Elbette bu hazırlığı yaparken bir ayağı kitlesel geçmesi, diğer bir ayağı şuanda hamle öncülüğünü yapan dostlar, parlamenterler ve birçok farklı kesimin de gelip orada bulunacaktır.
 
25 Haziran’da kitlesel nöbet
 
12 yılını bitirip 13’üncü yılına geçerken 25 Haziran’da orada kimi çağrılar ve mesajlar verilecek. Böyle bir planlamamız var. Nöbeti devralırken de dostlarla birlikte bizim diplomasi, dış ilişkiler komitesi devralacak. Kürdistani kurumlar ise Avrupa’da sivil toplumla, kadın, gençlik tüm yakınlarımızla kitlesel katılım sağlamak ve kitlesel olarak yeniden orada mesajımızı vereceğiz. Hem uluslararası hukukun derhal İmralı Adası’ndaki yaşanan hukuksuzluk için devreye girmesi, hem de CPT’nin derhal İmralı Adası’na gidip bu halka ve kaygı duyan herkese açıklama yapması gerekir. Yine Avrupa Konseyi’nin buna dair sorumluluklarını yerine getirmesi gerekir. 25 Haziran’da Strazburg’ta bu eylemi gerçekleştirirken ve nöbetin 13’üncü yılana girerken de yeniden bu mücadelenin ve Önder Apo’nun özgürleşme hakkını nasıl vereceğimizin de mesajını göstereceğiz.”
 
‘1 Haziran’da Avrupa’nın tüm ülkeleri sokağa çıkacak’
 
Önümüzdeki süreçte sadece bunların olmadığını söyleyen Zübeyde, Avrupa’da her gün tecridin kırılması için bir dizi eylem yapıldığını, halkın sokaklarda olduğunu söyledi. Yeni verilen disiplin cezalarına değinen Zübeyde, “Eskiden şunu ifade ediyorlardı, hava koşulları müsait değil. Ama şuanda başka yöntem disiplin cezası. Her gün Önder Apo’ya disiplin cezası uygulanıyor, herhangi bir karşılığı ve gerekçesinin olmadığını biz biliyoruz ama artık devletin, AKP-MHP’nin söyleyecek bir sözünün kalmadığının ifadesidir. Bunu kabul etmeyen Kürtler ve dostlar her gün sokakta eylemde. Yine 1 Haziran’da Avrupa’da Demokratik Güç Birliği’nin öncülüğünde, saha düzeyinde Avrupa’nın tüm ülkelerinde tecritin kırılması, Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün gerçekleşmesi için tüm Kürt halkı alanlara çıkacak. Bu hamle çerçevesinde kadın hareketinin bir mektup kampanyası vardı ve ciddi bir mektup gönderimi olurken, hamle büyük ilgi gördü ve ciddi bir çalışma yürütülüyor. Biz bu direniş ve mücadelenin çıtasını gittikçe de yükselteceğiz” diye belirtti.