Çağlar Demirel: Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayacağız 2025-02-08 12:55:49   AMED - İstasyon Meydan’ında gerçekleştirilen “Özgürlük Mitinginde” konuşan TJA aktivisti Çağlar Demirel, “Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridi ortadan kaldırın. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayacağız. Özgürlük yakındır, Sayın Öcalan’ın özgürlüğü yakındır” dedi.   Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Amed’e bulunan İstasyon Meydanı’nda, “Özgürlük Mitingi” gerçekleştirdi. Mitinge, siyasi parti örgütleri, sivil toplum örgütleri, Barış Anneleri, DEM Parti milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) heyeti, Şirnex, Êlih, Mêrdîn, Sêrt, Wan, Colemêrg bölgesinden de mitinge katıldı. Binlerin dolduğu alanda sık sık, “Bijî Serok Apo”, “Bê Serok Jiyan Nabe”, “Jin jiyan azadî” sloganları atıldı.    Dicle Özgür Öğrenci Dayanışması’nın açtığı, “Heta Serok azad nabe aştî şaşe” pankartıyla alana giriş yapmak isteyen gençler arama girişinde durduruldu. Pankarta el koymak isteyen polislere karşı Amed milletvekili Adalet Kaya tepki gösterdi. Tepkinin ardından gençler alana pankart ile giriş yaptı.   Alanda toplanan binler çalınan şarkılar eşliğinde halaya durdu.   Alana girişlerin sona ermesiyle birlikte miting başladı. Miting, ilk olarak Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Çağlar Demirel’in konuşmasıyla başladı.   ‘Sayın Öcalan özgür olmalı’   Barış için burada olduklarını söyleyen Çağlar Demirel, “Bugün barış Kürdistan, Türkiye, Orta Doğu için su ve yemek kadar önemli. Bugün bu alanı dolduranlar barışı ve demokrasiyi istiyorlar. Barışı ve demokrasiyi getirecek olan da belli, muhatap belli. Sayın Abdullah Öcalan özgür olmalı. Kadınların özgürlüğü, toplumun özgürlüğünü Sayın Öcalan’ın özgürlüğünde görüyoruz. Siz de biliyorsunuz, her gün kadınlar katlediliyor, dünyanın her yerinde kadınlar şiddet görüyor, katlediliyor. Erkek devlet her gün kadınları katlediyor. Kadınları eve hapsetmek istiyorlar, Kürt kadınlar ve özgürlük isteyen kadınlar olarak; her yerde dünyada ‘Jin Jiyan azadî’ demeyi sürdüreceğiz. Orta Doğu’da büyük bir savaş var, gazetecileri katledenleri lanetliyoruz. Biz demokrasiyi, barışı istiyoruz. Rojava’nın statüsü kabul edilmeli. Rojava dünyada bir örnektir. Rojava bir kadın devrimidir” dedi.   ‘Sayın Öcalan’ın özgürlüğü yakındır’   Çağlar Demirel, şöyle devam etti: “TJA olarak, barış ve birlik için dört parça Kürdistan’da, Türkiye’de ve dünyada mücadelemiz devam ediyor. Barış için rolümüzü oynamaya devam ediyoruz, TJA, barış ve kadınların öncülüğünü yapıyor. Dünyanın her yerinde Kürtlerin ve toplumun birliğine öncülük ediyor. Bu alanı görenler barışın istendiğini görsünler. Her şeyden önce tecrittin ortadan kalkması gerekiyor. Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridi ortadan kaldırın. Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü sağlayacağız. Özgürlük yakındır, Sayın Öcalan’ın özgürlüğü yakındır.”    ‘Savaş talandır’   Ardından konuşan Barış Annesi Havva Rabia Kıran, Kürt halkının birlik ve kardeşlik istediğine vurgu yaptı. Kürt halkının her zaman barış ve özgürlük istediğine dikkat çeken Havva Rabia Kıran, “Biz de Barış Anneleri olarak, insanlığa sesleniyoruz. Kürtlerden Türklere, Lazlardan, Çerkezlere kadar insanım diyenler, bugün namus ve şeref günüdür. Herkes ayağa kalksın barış istesin. Barış Anneleri olarak, 25 yıldır, barış istiyoruz, birlik istiyoruz. Kimsenin ölümünü istemedik. Sadece asker, polis, gerilla olsun ölüm istemiyoruz. Kimsenin ölmesini istemiyoruz. Annelerin gözyaşının rengi yok, gözyaşımız bir. Yıllardır onların annelerine sesleniyoruz. Ele ele verelim barış ve huzuru getirelim diyoruz. Annelerin bir canı var. O canda Kürt halkının barışı ve huzuru için feda olsun. O canı barış için feda ederiz. Çocuklarını bu savaşta kaybedenler, çocuklarını toprağa verenler yine de barış ve birlik istiyoruz diyorlar. Ülkeye barışı ve huzuru Kürdistan’a, Türkiye’ye getirelim. Savaş talandır, doğru bir şey değil. Kimse savaşla başarıya ulaşmadı. Yıllarca savaş sürse sonu barıştır. İlla ki barış olacak” dedi.    ‘Özgürlüksüz asla yaşayamayız’   “İnsanları öldürmekten, boğmaktan” vazgeçin sözleriyle iktidarlara seslenen Havva Rabia Kıran, Mesut Barzani’ye seslenerek, “Bugün şeref ve namus günü. Barış için Orta Doğu’daki kandan elini çek, kardeşlerinin elini tut. Biz kanın durması ve birlik için mücadele ediyoruz. Diğer halklar gibi özgür bir şekilde Türkiye halkları ile birlikte yaşayalım. Bugün insanlar barış için katledildiler, bu alan barış alanıdır. Biz herşeysiz yaşayabiliriz ama özgürlüksüz asla yaşayamayız” ifadelerini kullandı.   ‘Otoriter rejimler bir bir çöküyor’   Son olarak konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ise şunları söyledi: “Sayın Öcalan’ın selamlarını getirdim. Amed halkı bu sürece sahip çıksın, bu süreç Amed, Kürt halkı içindir. Sizler öyle bir mücadelenin sahibisiniz ki sizi reddeden, yok sayanlar yeniden Sayın Öcalan ile görüşmeye başladılar. Bu görüşmenin mimarı sizlersiniz, bu eser sizlerindir. Kürt meselesinin Türkiye’de yeniden tartışılmasını sizler sağladınız. Kimliğine, diline sahip çıkan, Kürdistan’da yaşayan Kürtler onurlu bir barış için dün olduğu gibi bugün de bu sürece sahip çıkarak demokratik, eşitlikçi bir zemine sahip çıkacaksınız. Farklılıkları yok sayan, tarih sahnesine iten, otoriter rejimler bire birer çöküyor. Çatışmanın ortasında en güvenilir şey farklılıkları adil ve eşit bir şekilde yaşamasını sağlamaktır. Sayın Öcalan tam da bunu yapıyor, Amed halkı özgür olsun, Siirt’in koçerleri kendi kültürleriyle yaşasın diye onurun, barışın yol haritasını hazırlıyor. Sayın Öcalan istiyor ki; Türkiye demokratik olsun, Kürt özgürce anadilini konuşsun, eğitim görsün. Sayın Öcalan, Kürt halkının seçmiş olduğu iradeye kayyım atamasın. Tereddütleriniz, kuşkularınız var, çok zulüm, baskı gördünüz. Bu sürece de tereddütlü yaklaşmanız çok normal, siz faili meçhullere, yok saymalara rağmen iradenize sahip çıkarak bu baskıcı rejime doğru olan yönü gösterdiniz.   ‘Sayın Öcalan ile süreci birlikte öreceğiz’   Sizler, Sayın Öcalan’ın hazırladığı ve kısa süre içerisinde açıklayacağı demokratik çözümün yol haritasının yanında mısınız? Sizler, baskılara inat, red ve inkâra inat, zulme inat, barışı, mücadeleyi, demokrasiyi savunmaya devam edecek misiniz? Emin olun, sizin bu gür sesiniz, sizin bize güç veren sesiniz, birliğiniz, görüntünüz önümüzdeki günlerde bizlere, hepimize layık bir barış sürecine evrilecektir. Merak etmeyin, korkmayın. Kürtler yüz yıl önceki Kürtler değil. Kürtler, masada kandırılacak bir durumda değil. Kürtler, Türkiye’nin ve bölgenin en dinamik, en güçlü, en örgütlü halkıdır. Siz var oldukça hiç kimse ama hiç kimse bizleri kandıramaz. Siz güçlü olduğunuz müddetçe, bizleri reddedenler de bugün olduğu gibi çözüme, müzakereye gelmek durumundadır. Onun için güçlü olun, inançlı olun, umutlu olun. Siz var oldukça kesinlikle sizlere layık, geçmişimize layık, bedellerimize layık bir süreç olacaktır. İnşallah yakın zamanda Sayın Öcalan’ın bizlerle, Türkiye halklarıyla paylaşacağı bu süreci hep birlikte göreceğiz. "Me gelek ba û bahoz dît. Lê em newestiyan. Me dev ji doza xwe berneda," diyordu bir şair. Evet, biz çok şeyler yaşadık ama mücadelemizden vazgeçmedik.   Rojava’ya yönelik saldırılar   Sayın Recep Tayyip Erdoğan geçen gün, “Diyarbakır’ın kaderi Türkiye’nin kaderidir,” dedi. “Diyarbakır’ın huzuru Türkiye’nin huzurudur,” dedi. Sizlere soruyorum ve Sayın Erdoğan’a sesleniyorum: Madem Diyarbakır’ın kaderi Türkiye’nin kaderi, Diyarbakır’ın huzuru Türkiye’nin huzuru ise, o zaman Sayın Erdoğan, bu meydanda toplanan Diyarbakırlıların dediğine kulak ver. Diyarbakır ne diyor? Barış diyor. Kuzey ve Doğu Suriye’ye statü diyor. Diyarbakır ne diyor? Sayın Öcalan’a özgürlük diyor. Diyarbakır ne diyor? Sayın Öcalan’ın açıklayacağı yol haritasının arkasındayım, diyor. Diyarbakır adalet, eşitlik diyor, baskının ve zulmün son bulmasını istiyor. Sana katılıyoruz Diyarbakır. Diyarbakır’ın huzuru Türkiye’nin huzurudur. Onun için burada huzuru sağlayacak adımların acilen atılması gerektiğini belirtmek istiyorum.   Mevcut iktidar burada çözüm olarak, 'Rojava’ya operasyon, SİHA, İHA' demeye devam ediyor. Türkiye’de çözüm, Rojava’da savaş olmaz. Türkiye’de barış tartışmaları varken, Rojava’da savaş planları olmaz. Türkiye’de barış olacaksa, Rojava da bu kapsama alınmalı. Türkiye’de huzur olacaksa, Türkiye, Suriye’de Kürtlerin, Alevilerin ve diğer halkların kardeşçe, eşitçe bir arada yaşadığı bir zeminin oluşmasını sağlamalıdır. Türkiye, oyun bozucu değil, oyun kurucu olmalıdır. Türkiye, kendi tekçiliğini Suriye’ye ihraç etmek yerine, Suriye’yi Arap Cumhuriyeti olarak değerlendirmek yerine, demokrasi ihraç etmelidir. Demokratik Suriye demelidir. Suriye’nin bütün halklarını ve inançlarını kapsayacak bir noktaya gelmesini sağlamalıdır.   Sayın Öcalan’ın Amed halkıyla buluşmasını sağlayın   12 metrekareye milyonlarca insanın yüreğini sığdıramazsınız. Sayın Öcalan, milyonların umududur. Milyonların umudu, bir hücrede izolasyon altında kaldığı sürece, biz sizin samimiyetinize güvenemeyiz. 12 metrekarede müzakere olmaz. 12 metrekarelik hücrede demokrasi olmaz. Sayın Öcalan’ın Amed halkıyla buluşmasını sağlayın. Amed halkının, Sayın Öcalan ile buluşmasını sağlayın. Sayın Öcalan’ın toplumla, toplumun Sayın Öcalan ile buluştuğu reformları acilen yaparak bir yol temizliği yapın.   Amedliler! Coşkunuzu biliyorum, inancınızı, kararlılığınızı görüyorum. Emin olun, güzel günler bizi bekliyor. Ölümün olmadığı, kanın akmadığı, canların yitmediği, adaletin olduğu, demokrasinin olduğu, kendi iradenizin sizi yönettiği bir Türkiye’ye az kaldı. Birlikte olursak, güçlü örgütlenirsek, güçlü barışı sağlayabiliriz. Bizim köklerimiz sizlersiniz, sizler olduğunuz müddetçe ve biz bu kaynaktan beslendiğimiz müddetçe emin olun, Kürtler ve Türkiye’de yaşayan herkes güzel yaşayacaktır. Mutlaka ama bir gün mutlaka, insanların kimliğinden dolayı ötekileştirilmediği, gazetecilerin tutuklanmadığı, katledilmediği, siyasi tutsakların serbest bırakıldığı bir Türkiye oluşturuncaya kadar sizlere söz olsun, and olsun. Vedat Aydınlara, Apê Musalara, Mehmet Sincarlara, Sevê Demirlere layık bir mücadele ortaya koyacağız.   Konuşmaların ardından Kolektîfa Rîtma Azad’ın sahne almasıyla miting sona erdi.