Beritan Canözer: Baskı ve engellemelere boyun eğmeyeceğiz 2025-02-02 09:06:11   Derya Ren   RIHA – 11 yıldır iktidarın ve yargının hedefi olan Gazeteci Beritan Canözer, mesleki faaliyetleri nedeniyle defalarca kez yargılandı. Beritan Canözer, tüm baskılara rağmen kalemini bırakmamakta ısrarcı olurken, “Biz Apê Musa’nın generalleriyiz. Baskı ve engellemelere boyun eğmeyeceğiz” dedi.   İktidarın yıllardan beridir özgür basın çalışanlarına yönelik geliştirdiği baskı ve yıldırma politikalarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Son yıllarda özgür basın kurumlarına ve çalışanlarına yönelik defalarca kez baskın yapılırken, onlarca gazeteci tutuklandı, onlarcası gözaltına alındı, yüzlerce makina ve kameraya el konuldu.   Baskı ve tutuklamalarla karşı karşıya kalan gazetecilerden biri olan Beritan Canözer, 2014 yılında dünyanın ilk kadın haber ajansı olan Jin Haber Ajansı’nda (JINHA) gazeteciliğe başladı. 16 Aralık 2015 tarihinde Amed’in Sûr ilçesinde haber takibi esnasında gözaltına alındıktan sonra tutuklanırken, yaklaşık 4 ay sonra yargılandığı davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile JINHA’nın kapatılmasının ardından gazeteciliğe 2017 yılında yayın hayatına başlayan JINNEWS’te devam eden Beritan Canözer, 25 Nisan 2023’te gözaltına alındı ve ardından tutuklandı. 2 ay tutuklu kaldıktan sonra tahliye edildi.   Şu ana kadar 2 kez tutuklanan Beritan Canözer, 7 kez gözaltına alındı, hakkında 13 soruşturma açıldı ve 10’u davaya dönüştü. Son olarak ise Yargıtay’da olan “örgüt propagandası” dosyasından hakkında verilen 1 yıl 10 ay hapis cezası onanırken, 2016 yılında HAGB ile sonuçlanan bir dosyasında ise yeniden yargılama başladı.   ‘Zihniyet değişmemekte ısrar ediyor’   Özgür basının yıllardan beridir hedef alındığının altını çizen Beritan Canözer, “Bu süreç AKP iktidarıyla beraber başlayan bir süreç değil. 90’lı yıllarda özgür basın çalışanları hedef alındı, gazete dağıtımcıları katledildi. Apê Musa katledildiğinde henüz AKP iktidarı yoktu. Ancak AKP iktidarının sahip olduğu zihniyet o gün de vardı. Bizim yıllardır mücadele ettiğimiz tam olarak o zihniyettir. Bu bir siyasi parti ya da iktidarla yürütülen bir mücadele değil. Bizim karşısında durduğumuz faşist zihniyettir. O faşist zihniyet bugün de kendisini dayatmaya devam ediyor. Partiler, liderler, bakanlar, yasalar değişiyor ama özgür basına dönük müdahaleler, engellemeler, Kürt halkına dönük saldırılar, katliamlar değişmiyor” diye ekledi.   Engelleme politikaları   90’lardan bu yana ne devletin Kürt politikasında ne de özgür basına yönelik saldırılarda hiçbir şeyin değişmediğine tanık olduklarını ifade eden Beritan Canözer,, “İktidarın gazetecilikten ziyade hedef aldığı Kürt halkının varlık-yokluk, kimlik, dil mücadelesidir. Ve Kürt halkının sesini duyurabilen özgür basındır. Bundan kaynaklı ilk hedef alınan da bizler oluyoruz. Halkı manipüle etme noktasında da her şeyi yapıyorlar. Bu noktada onlarla mücadele eden bir konumda duruyoruz. Son 20 yıla baktığımızda yoğun bir saldırı, engelleme politikası yürütülüyor. 2015’ten sonra ajanslar kapatıldı, yine onunla beraber onlarca arkadaşımız tutuklandı. Onlarca operasyona maruz bırakıldık. Son bir ay içerisinde 14 arkadaşımız tutuklandı. Bu azımsanacak bir rakam değil. Bir ay içerisinde 15 gazetecinin tutuklanması demek; tamamıyla özgür basının yok edilmeye çalışılması demektir. Yok olur muyuz? Elbette ki hayır. Çünkü her tutuklanan, katledilen arkadaşımızın arkasından onlarca kişi geliyor ve kalemlerini devralıyor. Sahada ter döküyor. Bu iktidarın boşa kürek çekmesidir” dedi.   ‘Pes etmeyeceğiz’   “Hepimizi alsalar bile, gazeteteciliği hiç bilmeyen bir genç çıkar ve o kalemi, kamerayı yerde bırakmaz” diyen Beritan Canözer, “Bu gelenek bir irade meselesidir. Ape Musa’nın generali olma iradesidir. Hesaplarımıza erişim engeli getirildi. Sanal medya hesaplarımız engellendi, kapatıldı. Ancak özgür basın üreten bir konumda durduğundan kaynaklı kapatılan her mecranın yerine yenisini açıyor. Hakkımızda onlarca dava açılıyor. Binbir şekilde yıldırmaya çalışıyorlar ama biz pes etmeyeceğiz. Bizim geri adım atacak bir lüksümüz yok. Son birkaç ay içerisinde Rojava’da 4 arkadaşımız katledildi, birçok meslektaşımız yaralandı. Ve meslektaşlarımızın katledilmesine karşı sesini çıkarmak isteyen, mesleklerini savunmak isteyen arkadaşlarımız gözaltına alındılar, tutuklandılar” diye kaydetti.   ‘Üretmeye devam ediyoruz’   İktidarın gözaltı ve tutuklamalar ile gözdağı vermek istediğini sözlerine ekleyen Beritan Canözer, “Bu iktidarın bize sopa gösterme yöntemidir. Biz cezaevlerini yıllardır yaşıyoruz. Ancak bizler özgür basın olarak cezevinde de üretmeye devam ediyoruz. Orada da sözümüzü söylemeye ve yazmaya devam ediyoruz. Bu bizim için bir geri çekilme gerekçesi olamaz” dedi.   Özgür basının önemi   Beritan Canözer, özel savaş politikalarının teşhiri noktasında özgür basının çok önemli bir yerde durduğunu belirterek, “Örneğin İpek Er davasında bizler özgür basın olarak peşine düşmeseydik, araştırmasaydık, İpek normal bir intihar gibi kayıtlara geçecekti. Tüm kadın ölümlerine şüpheli bakıyoruz ve peşine düşüyoruz. Ve ortaya çıkan sonuçta erkek ziniyeti, devlet baskısı çıkıyor. İpek Er dosyası da böyle bir dosyaydı. Eğer biz bu olayın teşhirini yapmasaydık, bugün Musa Orhan ceza almayacaktı. Narin Güran dosyası yine aynı şekilde, bizler araştırmasaydık normal bir çocuk ölümü olarak kayıtlara geçecekti. Gülistan Doku’nun kaybedilmesini sıradan görmeyip, tüm olan biteni açığa çıkaran özgür basındı. Çınar’da çıkan orman yangınının araştırmasını yapmasak, arızalı elektrik tellerinden kaynaklandığını öğrenmeyecekti kamuoyu. 90’larda köy yakmalarının, kaybedilen yurttaşların akıbetini bugün hala soran özgür basındır. Emeği sömürülen, hakkı gasp edilen emekçinin sesi olan özgür basındır. Uyuşturucu ve fuhuş politikalarını teşhir eden özgür basındır. Bizler her olayda üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz. Duyulmayan sesi duyurmaya çalışıyoruz. Devletin Kürt politikalarını teşhir ediyoruz. Tüm yaşananların, bir tarihin tanığıyız. Ötekinin sesi olmaya çalışıyoruz. Mücadelemiz bunun içindir” dedi.   ‘Kürt halkının iradesi hedef alınıyor’   Özgür basın sayesinde iktidarın Kürdistan’da yürütmek istediği politikaların teşhir edildiğinin altını çizen Beritan Canözer, şunları söyledi: “2014 yılında gazeteciliğe başladığımda, özgür basının hakikat bayrağını taşıma ve bırakmama sözü ile bu mesleğe başladım. Özgür basının ‘Hakikatler hiçbir zaman karanlıkta kalmayacak’ şiarını tüm meslek hayatım boyunca bir yaşam biçimi olarak esas aldım. Defalarca kez gözaltına alındım, birçok kez gözaltına alınmadan hakkımda soruşturma açıldı. Açık ve gizli tanık beyanlarıyla karşıma çıkarılan soruşturmalar oldu. Ayrı ayrı 15 ile 7 yılla yargılandığım dosyalar oldu. ‘Örgüt üyeliği’, ‘örgüt propagandası’, ‘örgüte yardım ve yataklık’, ‘halkı kin ve düşmanlığa sürükleme’ gibi iddialarla soruşturmalar açıldı. Bir sindirme ve yıldırma politikası olarak uygulamaya sokuldu. Temeline baktığımızda ise hiçbirinin şahsım açısından önemi yok. Beritan olarak yargılanan ben olmuyorum. Yaptığımız haberler hedef alınıyor. Susturulmak isteniyoruz. Bizim şahsımızda Kürt halkının iradesi hedef alınıyor, Kürt halkı şahsında da özgür basın hedef alınıyor. 11 yıldır adliye ve emniyet koridorlarında gazetecilik yapmak zorunda bırakılıyorum. Tüm yargılamalarımda da asıl hedef alınan mesleki kimliğimin yanında, Kürt ve kadın kimliğim de hedef alındı.   Özgür basın susmadı, susmayacak   Yıldırmak için birçok yol denediler. Benim neredeyse bütün meslek hayatım adliye kolidorlarında kendimi savunmakla geçti. Ben ve tüm diğer özgür basın çalışanları olarak bu mesleğin bir onur olduğunun farkındayız. Bizler bu baskı ve operasyonlara boyun eğmeyeceğiz. Birçok arkadaşımla beraber yıllardır devam eden soruşturmalarımız var. Bizler bıkmıyoruz, usanmıyoruz, yorulmuyoruz. Çünkü hakikate olan inanç bıktırmaz, yormaz, usandırmaz. Biz Apê Musa ve Gurbetteli Ersöz’den bu bayrağı devraldık. Ve onların inancı bizi bugün hala besliyorsa, 10 yıl sonra da beslemeye devam edecektir. Baskı ve engellemeyle bitecek bir inanç değil. ‘Özgür basın susmadı, susmayacak’ bir slogan değil sadece. Özgür basın gerçek bir anlamda susmadı ve susmayacaktır.”