'Eğitime erişim engelleniyor, eşitsizlik derinleşiyor' 2025-01-16 12:58:56         ANKARA - Eğitim Sen, 2024-2025 yılı 1’inci Yarıyıl Değerlendirme Raporu’nda, eğitime erişim, eşitlik ve laiklik gibi temel alanlardaki sorunların derinleştiğini, dinselleştirme pratiklerinin arttığını vurguladı. Eğitim Sen, mücadeleyi sürdüreceğini duyurdu.   Eğitim Sen, 2024-2025 yılı 1’inci Yarıyıl Değerlendirme Raporu'nu, genel merkez binalarında düzenlediği basın toplantısıyla kamuoyuna duyurdu. Toplantıda raporu, Eğitim Sen Merkezi Yönetim Kurulu adına, Eğitim Sen Eş Genel Başkanı Kemal Irmak okudu.    ‘Eğitime erişim hakkı engelleniyor’   Eğitim-öğretim yılının ilk yarısında, yıllardır çözüm bekleyen okulların fiziki altyapı ve donanım eksiklerinin giderilmediğine dikkat çeken Kemal Irmak, var olan eksikleri şu ifadelerle anlattı:  “Kalabalık sınıflar, ikili öğretim ve taşımalı eğitimden kaynaklı sorunlara çözüm üretmek yerine alınan kararlarla yeni mağduriyetler yaratılmıştır. Özellikle deprem bölgelerinde okul binalarının yeniden inşası ve güçlendirilmesi çalışmaları yetersizdir. Kalabalık sınıflar ve eksik derslikler, öğrencilerin sağlıklı bir eğitim ortamına erişimini zorlaştırmıştır. Taşımalı eğitimden yararlanan bir milyonu aşkın öğrencinin yüzde 30’una denk gelen sayıda öğrenci taşımalı eğitim kapsamından çıkarılmış, bazı bölgelerde servisler tamamen kaldırılmıştır. Bu durum başta kız çocukları olmak üzere, çok sayıda öğrencinin eğitime erişim hakkının bizzat devlet eliyle engellenmesi anlamına gelmiştir.   ‘Eğitimde eşitsizlik derinleşiyor’   Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizliklerin derinleştiği, çocukların eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamadığı, eğitime erişimde yaşanan sorunlara çözüm üretilmediği ve anadilinde eğitim gibi en temel sorunların varlığını sürdürdüğü bir dönem olmuştur. Öğretim yılının ilk yarısında 20 bin sözleşmeli öğretmen ataması yapılmıştır. Ancak öğretmen atamalarında mülakat sisteminin devam etmiş ve bu durumun torpil ve liyakatsizlik iddialarına yol açmıştır. Ücretli öğretmenler, asgari ücretin altında bir ücretle çalışmaya devam etmiş, Kasım ayı ücretlerini bir ay sonra kamuoyu tepkisinin etkisiyle ancak alabilmiştir. İş güvencesinden yoksun olan ücretli öğretmenler, ders saatlerine göre ücret alırken en temel sosyal haklardan mahrum bırakılmıştır.”   ‘Bilim değil inanç sömürüsü esas alınıyor’   Raporda, okul öncesinden üniversiteye kadar, bilimin ve laikliğin yerine milliyetçiliğin, ayrımcılığın ve inanç sömürüsünün referans alındığı, her geçen gün daha fazla piyasa ilişkilerine çekilen bir eğitim sisteminde dinselleşme pratiklerinin yaşandığına dikkat çeken Kemal Irmak, “Okullarda çeşitli dini vakıf ve derneklerin etkinlikleri artırılarak, öğrenciler söz konusu etkinliklere yönlendirildiği görülmüştür. Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) çeşitli dini vakıf ve derneklerle yaptığı protokoller, okullarda bu yapıların etkin bir şekilde faaliyet göstermesine zemin hazırlamıştır” ifadelerini kullandı.    ‘Eğitimde dinselleştirme faaliyetleri yürütülüyor’   Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) tarafından eğitim sisteminde ve okullarda dinselleştirme faaliyetlerinin başladığını kaydeden Kemal Irmak raporun devamında yer alanları şu sözlerle paylaştı: “İlk olarak, Van’da ortaokul öğrencilerine dağıtılan ‘Filistin Hikayeleri’ adlı kitabın içeriğinin, çocukların pedagojik gelişimine uygun olmayan unsurlar barındırdığı görülmüştür. Kitapta ölüm, şehitlik, patlama ve kefen gibi kavramlar işlenmiş, cihatçı söylemler üzerinden şehitliği yücelten ifadeler kullanılmıştır. Benzer şekilde Kocaeli'nin Gebze ilçesinde bulunan bir ortaokulda görev yapan bir öğretmen öğrencilere ‘Aylık Namaz Takip Çizelgesi’ dağıtmıştır.  Böyle uygulamalar devletin bütün inançlar karşısında eşit ve tarafsız olmasını ifade eden laiklik ilkesine temelden aykırıdır. Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli tarikat ve cemaatlerin ülke çapında, çocukların kişilik ve karakterinin büyük ölçüde şekillendiği 4-6 yaş grubuna yönelik olarak Kur'an kursları faaliyetlerini artırarak sürdürmektedir.”   ‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’   Kemal Irmak, son olarak, Milli Eğitim Bakanlığı’nın eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmeyi bir öncelik haline getirmediğini vurguladı.  Kemal Irmak ayrıca, kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilde eğitim ile can güvenliği gibi temel haklar için mücadeleyi kesintisiz sürdüreceklerini ifade etti.