DBP 3’üncü Kadın Konferansı sonuç bildirgesi açıklandı 2024-12-15 11:25:36        AMED- “Örgütlü ve özgür kadınla özgür toplumu inşa ediyoruz” şiarıyla 3’ncü Kadın Konferansını gerçekleştiren DBP Kadın Meclisi, konferansın sonuç bildirgesinde, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü için eylem, etkinlik ve buluşmalar gerçekleştirmeyi, kadın kırımına karşı öz savunma çalışmalarını her yerde örgütlemeyi ve demokratik siyasete kadın mücadelesini, kadın akademileri ile büyütmeyi karar altına aldıklarını paylaştı.     Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), “Örgütlü ve özgür kadınla özgür toplumu inşa ediyoruz” şiarıyla gerçekleştirdikleri 3’üncü Kadın Konferans sonuç bildirgesini yayımladı. Konferansın ana gündemlerinin DBP Kadın Meclisi’nin örgütlenmesi, işleyişi, DBP kadın akademi ve eğitim çalışmaları DBP kadın meclisi eylem ve direniş hattının nasıl olması gerektiği üzerine derinlikli tartışmalar yürütüldüğü ve bu doğrultuda temel hedeflerin belirlendiği kaydedildi.     Konferans, Minbiç’te katledilen Zenubiya Kadın Topluluğu üyesi olan üç kadın ve kadın mücadele mirasını toplumsal mücadelenin kazanımlarına dönüştürerek hayatını kaybeden tüm kadınlara,  cezaevlerinde ve sürgünde olan devrimci kadınlara ithaf edildi.    ‘Özgür kadın, özgür toplum umuda dönüştü’   Kadın konferanslarını erkek egemen anlayışın kendini yeniden var ettiği ulus devlet sistemin kaçınılmaz krizi olan savaşların büyük yıkımlara neden olduğu tarihsel bir dönemde gerçekleştiği belirtilen bildiride, erkek aklının ürünü olan ve Kürdistan merkezli Orta Doğu’da yaşanan  savaşın ana hedefinin şüphesiz kadınlar ve kadın kazanımları olduğu kaydedildi. Bildiride, “Savaşlar erkek/devlet şiddetinin ulus devletlerin yeni sınır tahayyüllerinin yeni ilhak alanları yaratarak halklar ve toplumlar için daha büyük bir yıkıma neden olmakta, kadınları, halkları, farklı inançları soykırım ile karşı karşıya getirmektedir.  Bir taraftan savaşlar herkesi güvencesiz bırakarak tüm insanlık ailesinin yıkımına neden olurken diğer taraftan Jin, jiyan, azadî ile Kürdistan’dan Orta Doğu’ya, Latin Amerika’dan Hindistan’a kadar yayılan en güçlü kadın ittifakı ‘Özgür kadın, özgür toplum’ şiarı ile Kürt kadın muhalefetinin öncülüğünde tüm toplumların ve halkların bir arada yaşama umuduna dönüşmüştür” denildi.     Rojava’ya dönük saldırı    Kürdistan ve Orta Doğu’nun ölümcül bir savaş ikliminin kuşatması altında olduğu kaydedilen bildiride, ulus devletin kontrolünde, küresel sermaye işbirliği ile sürdürülen savaşların kadınları, halkları, farklı inançları ve kültürleri düşman olarak gören  paramiliter yapılar eliyle yürütüldüğü ifade edildi. Bildiride, “Bu kez paramiliter yapıların hedefinde; İŞİD barbarlığını, emperyal bölge güçlerini yenen ve onlara karşı bir kadın devrimiyle, kadın meclislerini, kadın akademilerini ve öz savunma güçlerini oluşturarak erkek egemen topluma karşı mücadele ederek toplumu dönüştürmeyi en temel hedef haline getiren Rojava modeli olmuştur. Dini araçsallaştıran bu yapılar; tekçi, cinsiyetçi ve militarist iktidar erkek aklıyla yeni bir rejimi, kadın kazanımlarını ortadan kaldırarak inşa etmeye çalışmakta, kadınların tüm yaşamlarını kuşatma altına alarak ‘makbul’ ve köle olmayı; buna karşı direnen kadınları ise katletmeyi, tecavüz etmeyi, kadın bedeni üzerinden toplumun tüm yaşamını kuşatma altına almaya çalışmaktadır” ifadelerine yer verildi.     Özel savaş politikaları    Çözümün demokratik ulus perspektifinde kadın özgürlükçü bir paradigmayla sağlanabileceği gerektiğine dikkat çekilen bildiride, “Bu perspektifin hayat bulması için gerekli olan ideolojik eğitimlerin yerellerden doğru bölge odaklı kadın akademileri şeklinde yaygınlaştırılarak kesintisiz bir şekilde sürdürülmesi ve belirli periyodlar halinde tekrarlanması gerekli görülmüştür. Konferansımız kadın mücadelesinin kazanımlarını demokratik siyasetin kazanımına dönüştüren mücadele yöntemlerini tartışmış özellikle Kürdistan’da kadına ve gençlere yönelik geliştirilen özel savaş yöntemine dönüştürülmüş olan yoksulluk, göç, fuhuş, uyuşturucu, ajanlaştırmanın yaygın olduğuna dikkat çekilmiştir. Demokratik bir sistemin yerelden inşasını toplumsallaştıran eş başkanlık sistemimizi ve kadın kazanımlarını, anadili, hafızamızı ve kültürel değerlerimizi hedef alan kayyım uygulaması da bir özel savaş aracı olduğu hatırlatılmıştır. Buna karşı çözümün örgütlü, ahlaki, toplumun inşası ile mümkün olacağı bunun için de örgütlenme seferberliği kapsamında yürütülen gençlik buluşmaları, atölyeler, panel, eylem vb. etkinliklerle kadın öz savunmasının güçlendirilmesi ve yükseltilmesi amaçlanmıştır” sözlerine yer verildi.     Bildirgenin devamında şu ifadelere yer verildi: “Geçmişten günümüze Kürdistan’ın her bir parçasında zulme karşı direnişin öncüsü olan Kürt kadınlarını hafızamızda tutarak, bıraktıkları mirası evrenselleştiren ve nihai olarak Demokratik Kadın Konfederalizmi inşa etmeyi amaçlayan ortak platformlar ile etkin mekanizmalara dahil olmanın önemine dikkat çekilmiştir. Konferansımızda tartışılan diğer ana konulardan biri Kürt Sorununda Demokratik Çözümün ve Orta Doğu’da barışın Kürt Halk Önderi Sayın Öcalan’ın Özgürlüğü ile sağlanabileceği belirlenmiştir.    Sayın Öcalan barışın teminatıdır    İmralı tecrit sisteminin derinleştirdiği savaş ve çatışma koşullarının devam etmesi en çok kadınları etkilemektedir. Siyasi iktidar bu koşullara dayanarak, Türkiye ve Kürdistan’da kadınlara karşı ayrımcı, cinsiyetçi politikaları derinleştirerek, eşitlik ve özgürlük mücadelesini baskı altına almakta, kadın kazanımlarını gasp etmektedir. Sayın Öcalan Kürt sorunun çözümünü çok kapsamlı bir şekilde ele almış, Orta Doğu’yu kadın kırım, doğa kırım, dil ve kültürel kırım, etnik ve mezhep kırım coğrafyası haline getiren bu sisteme karşı Demokratik Ulus çözümü ile halkların bir arada yaşamasının, özgür ve eşit olanaklarının modelinin ortaya koymuştur. 21.  yüzyılda Kürtlerin statü hakkına saldıran zihniyet Kadınların da eşit ve özgür olma statüsüne saldırmaktadır.  Unutulmamalıdır ki; Sayın Öcalan’ın rolü ve özgürlüğü Orta Doğu’da yürütülen savaştan çıkışın tek yoludur, barışın ve kadın özgürlüğünün teminatıdır.   Yapılan eylem ve etkinlikler    Bunun için DBP Kadın Meclisi; diğer tüm kadın bileşenleriyle birlikte Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yürüyüş, sempozyum, açıklama, adalet nöbetleri, okuma etkinlikleri vb. eylem ve etkinliklerde aktif rol almayı köylerden kentlere, sokaklardan tarlalara Jin, jiyan, azadî felsefesiyle gerçekleşecek olan eylem etkinlikler ve buluşmalar gerçekleştirilecektir. Kadınların mücadelesi ile özgür eş yaşam iddiamızın özgür toplumun güvencesi olduğunu 21. yüzyılın kadın yüzyılı, 2025 yılının ise özgürlük yılı olacağından hiçbir şüphemiz yoktur.”   Bildirgenin sonuç kısmında ise şunlar belirtildi:    *“Kürt Sorununun Demokratik Çözümü ve Orta Doğu’da barışın teminatı olan Sayın Öcalan’ın Özgürlüğü için  eylem, etkinlik ve buluşmalar gerçekleştirmeyi;   *Kadın Kırımına Karşı Öz savunma çalışmalarını her yerde örgütlemeyi,   * Demokratik Siyasette Kadın mücadelemizi kadın akademileri ile büyütmeyi karar altına almıştır.”