‘Kadınların yaşamın öznesi olabilmesi için çalışacağız’ 2024-12-13 14:50:04    WAN – “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” eğitimleri kapsamında düzenlenen dört günlük atölyenin kapanışında konuşan Wan Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Neslihan Şedal, “Kadınların yaşamın öznesi olabilmesi için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.   Wan Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanlığı tarafından bölge ve ilçe belediyelerindeki kadın müdürlükleri ve birimlerinde çalışan kadınlara yönelik “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” eğitimleri kapsamında “Kadın Danışma Merkezleri” ve “Kadın Danışma Merkezlerinin Temel İşleyişi” konulu dört günlük bir atölye düzenlendi.   Büyükşehir Belediyesi Kadın Politikaları Daire Başkanlığı’na bağlı Kadın Yaşam Merkezi’nde gerçekleştirilen atölyeye, GABB (Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler Birliği) danışmanları ve Mor Çatı aktivistleri eğitimci olarak katılırken, bölge belediyeleri ve kentin ilçe belediyelerindeki kadın müdürlükleri ve birimlerinde çalışan eğitmenler de yer aldı.   Atölyenin ilk iki günü “Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliği” konulu yoğun tartışmalarla geçerken, son iki günde belediyelerin kadın politikaları müdürlükleri ve şiddet birimlerine başvuran kadınlarla yapılacak görüşmelerin en sağlıklı şekilde nasıl yürütüleceği konuları ele alındı.   ‘Özgür yaşamın inşa edilme çabası çok değerli’   Atölyede konuşan GABB ve Wan Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Neslihan Şedal, kadın mücadelesinin ve kadın çalışmalarının değerine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: “Kadınların bulunduğu, kadınların örgütlülüğünün güçlendirildiği her alan, bizi heyecanlandırıyor ve yaşamımıza ayrı bir neşe katıyor. Çünkü burada daha güvende hissediyor ve bu anlamda inancımız daha da pekişiyor. Birileri kadın mücadelesini daha güçlü örüyor ve emek veriyor hissiyatı, duygularımızı daha da sağlamlaştırıyor.   Söz konusu biz kadınlar olduğunda, yaşamın her alanından koparılan, emeği sömürülen, bedeni sömürülen ve giderek kadına dair her şeyin kaldırılmak, yok edilmek istendiği bu süreçte, kapitalist modernitenin saldırıları altında; uluslararası güçlerin, savaş politikalarının kıskacında bu çalışmaların kadın öncülüğünde yürütülüyor olması çok değerli. Bu, hala bu yaşam formuna sımsıkı sarılma ve ahlaki yaşam değerlerini yeniden canlandırma, özgür yaşamın inşa edilme çabasıdır.”   ‘Eşbaşkanlıkla politika üreten kadınlara dönüştük’   Kadın çalışmaları yürüttükleri için şu anda cezaevinde olan tüm kadınları selamlayan Neslihan Şedal, “Bu değerlere sımsıkı sarılıp bu değerler uğruna direndikleri için cezaevine hapsedildiler. Nenelerimiz ve annelerimiz yüzyıllar önce nasıl direnmiş, bedelini yaşamlarını kaybederek ödemişlerse bizler de bu kadınların ardılları olarak mücadelemizi sürdürüyoruz. Kadınlar, cadı olarak ilan edilip giyotine gönderildiler, asıldılar, yakıldılar.   Bizler, yüzyıllar önce yalnızca kamusal alanda oy kullanmak için mücadele eden ve bu nedenle katledilen Süfrajetlerin ardıllarıyız. Onlar birilerini seçmek için yaşamlarını feda etti. Ancak bugün onların verdiği mücadele sayesinde kentler kadınlar öncülüğünde yönetiliyor. Eşit temsiliyet ile eşbaşkanlık sistemiyle yerelde kadınlar politika üretebiliyor. Kadınlar, kendi yaşamlarına ve toplumsal yaşama dair yerelde politika üretebiliyor. Bizler de yerelde kadınların yaşam bulması için bir bir alanlar oluşturmaya çalışıyoruz”  dedi.    ‘Özgür zihniyet dünyası ile buluşmanın çalışmalarını sürdüreceğiz’   Patriyarkal sistemin kadınları cinsiyetçiliğe hapsetmek istediğini ifade eden Neslihan Şedal, şöyle devam etti: “Söz konusu erkek egemen sistemin, patriyarkanın zihniyet dünyamızı almasıyla birlikte özgür hissiyatımız ve bilgi bilme biçimimizden uzaklaşmamız sağlanıyor. Bu cinsiyetçilik dediğimiz ideolojiye hapsedilmek istenen yaşamdan kurtulmak için yeniden akademi alanlarımızı ve eğitim alanlarımızı oluşturuyoruz. Bugün burada bulunmamızın temel sebeplerinden biri, öz savunmamızı nasıl geliştireceğimiz ve özgür zihniyet dünyasıyla nasıl buluşacağımızı tartışmaktır. Sizler de bulunduğunuz alanlardan üç koldan bu çalışmaları yürüteceksiniz.   Burada kadın belediyeciliğini örerken, diğer kentlerden kadın yoldaşlarımızla birlikte onların kurumlarında ortaya çıkan deneyimlerle buluşarak birbirimizi besliyoruz. Kadın mücadelesini ortak bir hatta örmenin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz. Çünkü hakikaten orada yaşanmış bir deneyim burayı büyütüyor; burada yaşanmış bir deneyim ise oradaki kadın mücadelesini büyütüyor. Ortak bir hat ancak bizi bu körleşmiş ve değiştirilmek istenen zihniyet formundan kurtarabilir.”   ‘Mücadelemizi sürdüreceğiz’   Kadınları buluşturacak en temel hattın kadın mücadelesi olduğunu vurgulayan Neslihan Şedal, “Ancak bu şekilde birbirimizi besleyerek, bu dayanışma ruhunu giderek örgütleyerek kurtuluşu sağlayabiliriz. Bunu yaparken elbette kadın bakış açısıyla, etik ve estetik değerlerle örtüşen bir mücadele hattı örülmelidir. Bu topraklarda ‘Jin Jiyan Azadi’ felsefesi dünyanın her yerinde yankılanıyor. Bu felsefenin sahibi olan kadınlar sokaklarda ve alanlarda mücadele veriyor. Bu felsefeyi Rojava’da görüyoruz, İran’da Jina’nın şahsında gördük, Hindistan’da ve Afganistan’da gördük. Kadınlar bu felsefeye sımsıkı sarılıyor. Bizler de ‘Kadın, Yaşam, Özgürlük’ felsefesini yerel yönetimlerin bir ayağıyla çok güzel kuracağımızın ve bütün alanların, bütün sokakların kadınlar için özgür oluncaya dek mücadelemizi sürdüreceğimizin sözünü veriyoruz” diye belirtti.    ‘Başvurucu kadınlar da mücadelenin bir parçası olacak’   Dört günlük eğitim boyunca cinsiyet ideolojisinin anlatıldığını ve danışma-dayanışma merkezlerindeki deneyimlerin paylaşıldığını kaydeden Neslihan Şedal, konuşmasını şu sözlerle bitirdi: “Her başvuran kadının bu mücadelenin bir parçası olacak şekilde kendini bu mücadelenin öznesi olarak hissedecek ve hissedilecek bir örgütlülüğe vesile olması çalışmalarını hep birlikte yürüteceğiz. Bir yanında GABB’ın danışmanlığının olması bizler için çok önemli. Bütün üye belediyeler üzerinden kadın politikalarının yerelde güçlü şekilde oluşabilmesi için öncülük misyonu taşıyor. Bizler de üye belediyeler olarak bu çalışmaları en iyi şekilde yürüteceğimizi bir kez daha buradan söylüyoruz.”