‘Geçmişin Tecrübesiyle Geleceğe Odaklanmak’ çalıştayı son buldu 2024-12-07 17:43:01   İSTANBUL - "Geçmişin Tecrübesiyle Geleceğe Odaklanmak” çalıştayı 3’üncü oturumu ile son buldu. Son oturumda barışın sağlanmasında sivil toplum örgütlerinin rolünün neler olduğuna dair tartışma yürütüldü.    Barış Vakfı,  İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde, "Geçmişin Tecrübesiyle Geleceğe Odaklanmak” çalıştayının 3’üncü oturumunu gerçekleştirdi. Barış Grubu üyesi Ali Şükran Aktaş’ın anısına gerçekleştirilen çalıştaya, çok sayıda akademisyen, yazar ve gazeteci katıldı.    3’üncü oturumda “Çatışma Çözümünde Sivil Toplum Kurumlarının Rolü” başlığı altında sunumlar yapıldı. Oturumda moderatör Gazeteci Fatih Polat olurken, konuşmacılar ise Hafıza Merkezi kurucularından Emel Ataktürk Sevimli, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nin kurucu üyelerinden Hakan Ataman, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban oldu.   ‘STK’lar olarak çalışmalarımızı yan yana koyarak, hasar raporu çıkartmalıyız’   Emel Ataktürk Sevimli, hafızayı kayıt altına alan alternatif mekanizmaların olması gerektiğini vurguladı. Emel Ataktürk, “Ağır hak ihlallerinin işlendiği alanlarda onların seslerini duyurmak ve adalet taleplerini göstermek gerekiyor. Yine kriz anlarında arabulucu olmak, çatışma sonrası sağlık alanında destek olmak gerekiyor. Yaptığınız işlerde belgeleme alanında ciddi sıkıntılarımız var. Geçmişte Mardin Jandarma Komutanı öldürülmüştü. Barış annesi ve komutanın eşiyle beraber bir fotoğraf oluşmuştu bu barış için bir tartışma başlatmıştı. Neleri, kiminle konuşabileceğimizi çok sınırlı tutuyoruz. Baskıların oluşturduğu içe dönük bir durumu var. Sivil toplum çalışmaları yürütenler olarak ciddi bir birikimimiz var. Öncelikle bütün çalışmalarımızı yan yana koyarak, hasar raporu çıkartmalıyız. Bunu aynı zamanda bir yol haritasına dönüştürmeliyiz. Cezasızlık, gözaltında kaybedilenler, yaşananlara ilişkin hakikatler orada dururken, JİTEM gibi yapılarla dikkate alınmadan yüzleşmeden nasıl olacak buna dair çözümler bulmalıyız. Mutlaka faillere alternatif cezalar olmalıdır. Ayrıca bu suçların bir daha olmaması için nelerin yapılması gerektiğine dair çözümleri bulunmalıdır” dedi.   ‘Daralan insan hakları ortamı devletten kaynaklıdır’   İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, 2015’te çözüm sürecinin bittikten sonra ilk olarak basının susturulduğunu belirtti. Hüseyin Küçükbalaban, “Daha sonra sivil toplum susturuldu. Örneğin ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atanlar görevlerinden atıldı. Yani basını, akademisyeni, sendikaları susturursanız kim konuşacak barış konusunu. Dolayısıyla geldiğimiz noktada sivil toplumun durumu iyi değil. Ancak sivil toplum susmadı. Sivil toplum bu süreçlerin tamamını kayıt altına aldı. Cumartesi Anneleri İstanbul’da, Diyarbakır’da kayıt ettirmeye devam ediyorlar. Bir yandan devletin insan hakları ihlallerini gösterirken, bir yandan barış talep ediyorlar. Daralan insan hakları ortamı devletten kaynaklıdır. Yoksa demokrasi vardı da basın, insan hakları dernekleri çalışmadı diyemeyiz. Sivil toplum çözüm önerilerinde bulunur, hak ihlaline uğramışları savunur. Ancak devlet otoriterleşmesiyle birlikte kendi insan hakları örgütlerini kurmaya çalıştı” ifadelerini kullandı.   Araştırmalarda sivil toplum nedir? sorusu   Ardından söz alan Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi'nin kurucu üyelerinden Hakan Ataman, 2020 sonrası 20 bin derneğin kapatıldığını ve o dönem çok sayıda kişinin derneklerden istifa ettiğini söyledi. Hakan Ataman, “Denetimler şu anda 2 katına çıkmış durumda. Devletin insan haklarıyla ilgilenen derneklerin üstüne gittiğini görmüş oluyoruz. Buna bağlı olarak ekonomik kriz ortaya çıktı ve bu dernekler kaynak bulamıyor. En son yaptığımız çalışmaya göre ağırlıklı olarak derneklerin düşük kapasiteli yani hiç çalışanı yok kadar az olan dernekler. Yine kurumlara güven olarak polis, mahkemeye göre sivil topluma daha az güveniliyor. Sivil toplum denince akla ne geliyor diye sorduğumuzda, ‘kadın, hak, özgürlük’ cevapları yüzde 4 oranında kalıyor. Yurttaşlar, sivil toplum örgütlerinin ‘yoksulluğu çözsün’ gibi cevaplar verdi” dedi.   Çalıştay soru cevap ile son buldu.