Abdullah Öcalan'a dönük komplo Meclis gündeminde 2024-10-09 17:54:48   ANKARA - DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, 9 Ekim uluslararası komplonun yıldönümünde İtalya’dan gelen açıklamayı hatırlatarak, uluslararası güçlerin planlarını “Her defasında aslında uluslararası güçler de Türkiye'yi kendi hegemonyalarına almak ve kendi politikalarına entegre etmek açısından Kürt sorununu istismar etmişlerdir” sözleriyle ifade etti.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit Meclis Genel Kurulu oturumunda 9 Ekim uluslararası komployu ve tecridi gündeme getirdi.   Gülistan, Türkiye’nin içinde bulunduğu çoklu krizlerinin sebebinin 9 Ekim komplosu olduğunu belirterek, geçtiğimiz günlerde İtalya Başbakanı’nın itirafını hatırlattı.     ‘Komplo savaşı körükledi’   Gülistan, “En son İtalyan Başbakanı’nın bir demeci çıktı ve dedi ki: ‘Amerika bize 'Öcalan'ı Türkiye'ye verin’ dedi ve biz NATO ülkesiydik, bizim bir gücümüz yoktu, doğal olarak da biz Amerika'nın bu isteğine boyun eğdik.’ Peki, Amerika ve uluslararası güçler aslında bunu yaparken gerçekten Türkiye'nin ve Türkiye halklarının faydasına bir iş mi yaptılar yoksa Türkiye'yi çok daha uzun bir süre aslında bu savaş ve şiddet çemberinde tutmak açısından mı bunu yaptılar, bunu bugün herkesin bir kez daha yüksek sesle sorması ve bu soruya cevap araması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Tabii ki bu komplonun kendisinin Kürt sorununda çözümsüzlüğü, savaşı, şiddeti aslında körüklediğini ve en nihayetinde derinleştirdiğini -çözümsüzlüğü derinleştirdiğini- ifade etmemiz gerekiyor oysaki farklı olabilirdi bu, ne yazık ki olmadı” dedi.    ‘Uluslararası güçler Kürt sorununu istismar etmiştir’    Bu komplo ile demokratik çözümün altının dinamitlendiğini söyleyen Gülistan, aynı zamanda tüm Türkiye’nin iradesinin ipotek altına alındığını kaydetti. Gülistan,  “Yüz yıllık bir Kürt sorunu var. Bunun kırk yılından fazlası çatışmalı geçmiş bir sorun ve bu sorun Türkiye'nin çözmediği için üzerine cesaretle gitmediği için de her zaman için aslında yumuşak karnı olmaya devam etmiş. Uluslararası güçler bu yumuşak karın üzerinden ne yapmışlar? Her defasında aslında uluslararası güçler de Türkiye'yi kendi hegemonyalarına almak ve kendi politikalarına entegre etmek açısından Kürt sorununu istismar etmişlerdir. Oysa ki demokratik yollarla bu sorun gerçekten çözülebilirdi; uluslararası güçlerin dâhil olmadığı bir çözüm bu ülkede, bu ülke halklarıyla bu ülkenin Meclisiyle gerçekleştirilebilirdi ama bunun yerine uluslararası güçlerin de katkısıyla büyük askerî operasyonlarda, güvenlikçi politikalarda ısrar edildi” ifadelerini kullandı.   ‘Kürt sorunu ret ve inkar politikalarıyla çözülemez’   Kürt-Türk ilişkisini demokratik haklar zemininde yeniden inşa etmenin zamanının geldiğini belirten Gülistan, konuşmasını şöyle sürdürdü:    “Çokça ve sıkça Malazgirt göndermeleri yapılır, 1071'e atıflar yapılır; evet, 1071 Kürt halkının ve Türk halkının ittifakıyla kazanılan bir tarihsel süreçti ve bugün Anadolu'yu yurt tutan Türklerin buraya gelişinin ilk başlangıcıydı. O zaman o günkü o ittifakın, yine, aslında, Birinci Dünya Savaşı'nda Türkiye'nin düşman işgalinden kurtulması meselesindeki ittifakın iyi anlaşılması ve bütün bu tarihsel ittifak zeminlerinin, bütün bu tarihsel referansların iyi irdelenmesi gerektiğini ve buralardan bir akıl, bir sonuç çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Ne adına? Barış adına. Ne adına? Demokrasi adına, özgürlük adına, eşitlik adına ve demokratik cumhuriyet adına bütün bunların gözden geçirilmesi ve buralara iyi bakılması gerektiğini ifade etmemiz gerekiyor. Kürt sorununun ret, inkâr politikalarıyla çözülmeyeceği çok açık. Kürt halkının temel demokratik haklarından vazgeçirilme planından bir sonuç alınılamayacağı çok açık ve net. Komplonun bugün boşa çıkarılmasının, Türkiye halkları tarafından boşa çıkarılmasının zamanı gelmiştir ve Meclisin bu konuda sorumluluk alması gerekiyor. Daha fazla kana, şiddete, gözyaşına bu Meclis göz yumamaz.    9 Ekim için Meclis’e sorumluluk çağrısı   Bu Meclis tarihsel rolünü oynamalıdır. Artık tecridin karşısında susan, tecridin karşısında sessiz kalan, tecride göz yuman, Kürt sorunundaki çözümsüzlüğe göz yuman bu Meclis gözlerini açmalıdır ve bu sorunun üzerine gitmelidir, elini taşın altına koymalıdır, Kürt ve Türk ittifakı için Meclisten başlayarak bir adım atılmalıdır ve bu yangın, bu ateş artık söndürülmelidir diyoruz. Bu anlamıyla, iktidarıyla muhalefetiyle bütün parti gruplarına, grubu bulunmayan bütün milletvekillerine yeniden 9 Ekim’de çağrı yapmak istiyoruz: Gelin, bu ateşi hep beraber söndürelim. Gelin, barış aklını hâkim kılalım. Gelin, çözümü, diyaloğu temel bir yöntem olarak esas alalım. Kürt sorununu çözelim ki Türkiye demokratikleşsin, Türkiye demokratikleşsin ki bölge de istikrarın, barışın adası olsun ve gerçekten biz en azından içeride bunu sağlayabiliriz.”