Vartinis Katliamı'nda 31’inci yıl: Dava zaman aşımında… 2024-10-03 09:05:00     Öznur Değer   MUŞ - 6’sı çocuk 9 kişinin devlet tarafından yakılarak katledildiği Vartinis katliamı 31’inci yılına girerken, zaman aşımına uğrayan davada failler yine cezasız bırakılırken dosya Yargıtay’a taşındı.   Karanlık güçlerin devriye gezdiği 90’ların Kurdistan’ında devlet ve devlet destekli katliamların sayısı 21’nci yüzyılda da artmaya devam ediyor. Köy yakmaları ve faili meçhul katliamların kol gezdiği Kurdistan’da insanlar yaşam ve güvenlik sorunu yaşarken, yargı ise cezasızlıkla sorunu derinleştiriyor. Devlet eliyle Kurdistan’da gerçekleşen katliamlardan biri de Vartinis katliamı.   Aynı aileden 6’sı çocuk 9 kişi katledildi   3 Ekim 1993’te Mûş’un Korkut ilçesine bağlı Vartinis (Altınova) Beldesinde askerler tarafından gerçekleştirilen katliamda, aynı aileden 6’sı çocuk 9 kişi katledildi. Evlerinin askerler tarafından ateşe verilmesi sonucu Nasır, Eşref, Sevim (13), Sevda (12), Mehmet Şakir (11), Mehmet Şirin (8), Cihan, Aycan (5) ve Çınar (3) Öğüt olmak üzere aynı aileden 9 kişi yakılarak katledildi.   İlk açıklama Valilikten: PKK yaptı!   Katliam sonrası ilk açıklama Muş Valiliği tarafından yapıldı. Valilik, olayı PKK’nin yaptığını iddia etse de görgü tanıklarının beyanları Valilik açıklamasını yalanladı. Yanı sıra Valilik soruşturma izin belgesine göre, 3 Ekim tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı ölü muayene zaptında cenazelerin kömürleşmesi nedeniyle kimlik tespitinin yapılamadığını, evin tamamen yandığı ve yangının çıkış sebebinin tespit edilemediği kaydedildi.   Görgü tanıkları: 9 kişi diri diri yanmışlardı   Katliam gecesini anlatan görgü tanıkları, o gün köye asker ve jandarmaların geldiğini, köyü yakacaklarını bildirdiklerini ve köyü boşaltmalarını istediklerini aktarmıştı. Ancak köyünü terk etmek istemeyen Öğüt ailesini askerler hedef aldı. Bir görgü tanığı katliamı şu sözlerle anlatmıştı: “O sırada evlerden sokaklara çıkanlar elleri yukarı kaldırılıp belediye binasının önünde toplatılmışlardı. Yanan evin içinden çığlıklar gelmesi karşısında köy halkı kurtarmak için hareketlense de oradaki güvenlik güçleri izin vermemişti. Kimse müdahale etmeksizin evin içindeki anne baba ve 7 çocuk olmak üzere toplam 9 kişi diri diri yanmışlardı. Küçük çocuklar pencere korkuluklarına tırmanmalarına rağmen evden dışarı çıkmalarına izin verilmedi. ”   Suç duyurusunda bulunuldu, dosya kapatıldı   Katliamın ardından katliamdan sağ kurtulan Öğüt ailesinin tek üyesi Aysel Öğüt, Muş Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Ancak Muş Cumhuriyet Başsavcılığı da görgü tanıklarına rağmen Valilik açıklamasını esas alarak köyün PKK tarafından yakıldığını ileri sürdü ve dosyayı kapattı.   10 yıl sonraki suç duyurusuna 13 yıl sonra soruşturma izni verildi    Bunun üzerine hukuki mücadeleden vazgeçmeyen Aysel, 2003 yılında yeniden suç duyurusunda bulundu. Bunun üzerine başlatılan soruşturma sonucu, dönemin Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu, Hasköy İlçe Jandarma Komando Bölük Komutanı Piyade Kıdemli Üsteğmen Hanefi Akyıldız, Muş Emniyet Müdürlüğü Özel Harekat Şube Müdürü Şerafettin Uz ve Jandarma Gökyazı Jandarma Karakol Komutanı Başçavuş Turhan Nurdoğan hakkında “kasten ev yakmak suretiyle birden çok kişinin ölümüne sebebiyet vermek” suçundan 2006 yılında soruşturma izni verildi.   20 yıl sonra dava açıldı   Soruşturma izni verilmesinin ardından başlatılan soruşturma sonucunda katliamdan 20 yıl sonra, 2013 yılında katliama dair dava açıldı.   20 yıl sonra görülen duruşma ‘güvenlik’ iddiasıyla nakledildi   2013’te açılan davanın ilk duruşması 5 Aralık 2013’te Muş Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Davanın ilk duruşmasının ardından Yargıtay mahkemenin talebi doğrultusunda “güvenlik” iddiasıyla davanın Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilmesine karar verdi.   İkinci duruşmada mütalaa sunuldu   “Güvenlik” gerekçesiyle Muş’tan Kırıkkale’ye taşınan davanın ikinci duruşması ise 10 Haziran 2015’te Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. İkinci duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan savcı, “ihmal sebebiyle ölüme sebebiyet vermek” suçundan katledilen 9 kişiden her biri için 20 ile 25’er yıl olmak üzere toplamda 180 yıldan 225 yıla kadar hapis cezası verilmesini talep etti.   Savcı mütalaasını değiştirdi tüm failler beraat etti   Katliama yönelik 1 Mart 2016’da görülen davanın üçüncü duruşmasında karar açıklandı. Önceki duruşmada tüm failler hakkında ceza isteyen iddia makamı karar duruşmasında mütalaada yaptığı değişiklikle dönemin Jandarma Yüzbaşı Bülent Karaoğlu dışındaki tüm faillerin beraatını istedi. Davanın esasına dair kararını açıklayan mahkeme heyeti ise tüm faillerin beraatına hükmetti.   Dosya Yargıtay’a taşındı, savcı bozulmasını talep etti   Verilen beraat kararına itiraz eden dava avukatları dosyayı temyiz etti. Kararın Yargıtay’a taşınması üzerine, 2 Nisan 2018’de Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Fehmi Tosun, hazırladığı tebliğname ile yerel mahkemenin verdiği beraat kararının bozulmasını istedi. Savcı, yangının nasıl çıktığı noktasında jandarma ve köylülerin anlatımlarının farklı olduğunu ifade ederek, bazı tanık askerlerin köyün askerlerce yakıldığına yönelik şüphe doğuracak beyanlar verdiğini belirtti. Katliamda araştırılması gereken hususların henüz araştırılmadığının tespit edildiğini kaydeden savcı, beraat kararının bozulması talebinde bulundu.   Savcı eksiklik ve çelişkileri sıraladı   Tebliğnamede, tespit edilen eksiklikler şu şekilde sıralandı: “Evlerin PKK’liler tarafından yakıldığı yönünde tutanaklara atılan imzaların kime ait olduğu araştırılmalı, olay yerine gelen savcı, kaymakam, zabıt katibi ve araç sürücüsünün ifadeleri alınmadan bir karar verildiği için bu kişilerin ifadeleri alınmalı, Bülent Karaoğlu’nun operasyona katılıp katılmaması konusunda izinli olup olmadığı üstüne sorulmalı,  operasyonun nasıl planlandığı, rütbeli kimlerin katıldığı ve operasyonun kimlerce yönetildiği saptanmalı, MİT’e yazı yazılarak, 3 Ekim 1993’te PKK üyelerinin baskın yapacağına dair ellerinde istihbarat kaydının olup olmadığı sorulmalı, Muş İl Jandarma Komutanlığı’ndan olayla ilgili belgeler yeniden istenmeli, evdeki yangına askerlerin sebep oldukları yönünde kuşku uyandıracak nitelikte, köyde çatışmanın yaşanmadığı ve PKK üyesi görmedikleri yönünde ifade veren beş tanık asker yüzleştirilmeli, yaşları küçük olduğu gerekçesiyle o tarihte dinlenilmeyen iki kişi Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alındıktan sonra dinlenmeli.”   3 fail hakkında beraat onandı   26 Ocak 2021 tarihinde Yargıtay 1. Ceza Dairesi, temyiz edilen davayı inceleyerek failler Turhan Nurdoğan, Hanifi Akyıldız ile Şerafettin Uz hakkında verilen beraat hükümlerinin onanmasına karar verdi. Faillerden Bülent Karaoğlu hakkında verilen beraat kararı ise, tanık ve mağdur anlatımlarında katliam günü fail Bülent Karaoğlu’nun “Bu gece gelip köyünüzü yakacağız” dediği, failin operasyonda en üst rütbeli olarak sorumlu olması, yangının fail Bülent Karaoğlu’nun emir ve talimatları doğrultusunda meydana geldiğinin anlaşılması üzerine bozuldu.   Dosya AYM’ye taşındı.   Kesinleşen beraat kararlarına karşı Aysel Öğüt, avukatları aracılığıyla Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu.   28 yıl sonra yeni duruşma   Dosyanın Yargıtay tarafından fail Bülent Karaoğlu yönünden bozulmasının ardından, ilk duruşma 21 Eylül 2021’de Kırıkkale 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya, tek fail Bülent Karaoğlu sağlık sorunlarını gerekçe göstererek katılmadı. Dava avukatı Kadir Karaçelik, duruşma gününün Eylül ayına verildikten sonra bir dilekçe ile mahkemeye başvurduklarını ve davanın zaman aşımı tehlikesi altında olduğunu belirterek, duruşma tarihinin öne alınmasını ve Yargıtay Bozma İlamı gereği fail Bülent Karaoğlu’nun tutuklanmasını talep ettiklerini ancak kabul edilmediği beyan etti. Savcı, failin tutuklanması yönünde mütalaada bulundu. Duruşmada, fail Bülent Karaoğlu‘nun tutuklanmasına karar verildi.   Fail yakalanmadı, duruşma ertelendi!   4 Kasım 2021’de görülen ikinci duruşmada ise hakkında tutuklama kararı çıkan tek fail Bülent Karaoğlu’nun hala yakalanmadığı öğrenildi. Duruşmada, Aysel ve avukatları bir kere daha zaman aşımı riskini hatırlatarak, dosyanın cezasızlık politikası ile ilerlediğini vurguladı. Fail Bülent Karaoğlu’nu yakalama kararının halen infaz edilmemesi nedeniyle duruşma 9 Aralık’a ertelendi.   Fail dördüncü duruşmada da yakalanmadı     9 Aralık 2021’de görülen üçüncü duruşma ile 27 Ocak 2022 günü görülen dördüncü duruşma, fail Bülent Karaoğlu’nun yakalanmaması nedeniyle ertelendi.   Yurtdışına çıktığına dair tespit yapılamadığı için kırmızı bülten çıkarılmamış!   24 Mart 2022 günü görülen beşinci duruşmada, fail Bülent Karaoğlu hakkında kırmızı bülten ile arama kararı verilmesi talep edildi. Fakat bu talep failin yurt dışına çıktığına dair somut bir bilgi olmaması ve failin yurtdışına çıkışının yasak olması nedeniyle reddedildi.   ‘Cevap geldiğinde kırmızı bülteni düşünürüz!’   2 Haziran 2022‘de görülen altıncı duruşmada fail Bülent Karaoğlu hakkında çıkarılan yakalama kararı ile ilgili “sıkı bir şekilde” araştırma yapılmasına, failin yurt dışına çıkıp çıkmadığına ilişkin araştırma cevabı geldiğinde zaman aşımı da düşünülerek celse arasında kırmız bülten taleplerinin değerlendirilmesine karar verilerek, duruşma 5 Temmuz 2022 tarihine ertelendi.   Kırmızı bülten talebi reddedildi   5 Temmuz 2022’de görülen davanın yedinci duruşmasında fail hala yakalanmazken, mahkeme, “mahkemeye gönderilen yurt dışı çıkış-giriş bilgilerine göre sanığın yurt dışında bulunmadığının anlaşıldığından ve sanığın yurt dışında olduğuna dair bir bilgi bulunmadığından” kırmızı bülten çıkartılması yönündeki talebin reddine karar vererek bir sonraki duruşmayı 23 Eylül’e erteledi.   Zaman aşımı tehlikesi bir kez daha hatırlatıldı   23 Eylül 2022’de görülen davanın sekizinci duruşmasında davanın zaman aşımı tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bir kez daha hatırlatıldı. Mahkeme, fail Bülent Karaoğlu hakkında kırmızı bültenle aranması hususunun celse arasında değerlendirilmesine ve celse arasında gerekli işlemlerin tesis edilmesine karar vererek duruşmayı 20 Ekim’e erteledi.     Dokuzuncu duruşmada kırmızı bülten çıkarıldı   20 Ekim 2022 tarihinde görülen davanın dokuzuncu duruşmasında mahkeme zaman aşımına az bir süre kala fail Bülent Karaoğlu hakkında kırmızı bülten çıkarılmasına karar vererek bir sonraki duruşmayı 8 Aralık’a erteledi.   Failin akıbeti Adalet Bakanı’na soruldu   8 Aralık 2022 tarihinde gerçekleşen 10’uncu duruşmada fail hakkında çıkartılan kırmızı bülten sonucunun beklenilmesine, akıbetinin Kırıkkale Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı ve HSK Muhabere Bürosundan sorulmasına, yazılacak müzekkereye dava olağan ve olağanüstü zaman aşımı süresinin dolmasına çok kısa bir süre kaldığının, yargılama konusunun öneminin eklenmesine karar verildi.   Duruşmalar failin yakalanmaması nedeniyle sürekli ertelendi   19 Ocak 2023’te görülen davanın 11’nci duruşmasında fail yakalanmazken, duruşma aynı gerekçe ile bir kez daha ertelendi.   2 Mart 2023 tarihinde görülen 12’nci duruşmada, fail hakkında çıkartılan kırmızı bülten aramasının sonucunun beklenmesine karar verilerek dava ertelendi.   28 gün sonra 30 Mart 2023’te görülen 13’üncü duruşmada da yakalanmayan fail hakkında kırmızı bülten aramasının beklenmesine karar verilerek duruşma yine ertelendi.   2 Mayıs 2023 tarihinde görülen 14’ncü duruşmada aynı gerekçe ile ertelenirken, davada hiçbir ilerlemenin olmaması dikkat çekti.   7 Haziran 2023’te görülen davanın 15’nci duruşmasında zaman aşımı riski bir kez daha hatırlatıldı. Mahkeme duruşmayı failin yakalanmamış olması nedeniyle bir kez daha erteledi.   5 Temmuz 2023 tarihli 16’ncı duruşmada da mahkemede hiçbir ilerleme kaydedilmezken, duruşma failin yakalanmaması nedeniyle ertelendi.     Davanın insanlığa karşı suç yönünden görülmesi talebi   6 Eylül 2023 tarihinde görülen 17’nci duruşmada ise Avukat Kadir Karaçelik, yargılamanın “insanlığa karşı suç” yönünden yapılmasını talep etti. Mahkeme ise talebi değerlendirmek üzere duruşmayı erteledi.   Mahkeme insanlığa karşı suç talebini değerlendirmedi   27 Eylül 2023’te gerçekleşen 18’nci duruşmada heyet tarafından insanlığa karşı suçlarda zamanaşımı uygulanmayacağına ilişkin değerlendirmenin nihai karar ile birlikte yapılacağı belirtilerek dava bir kez daha ertelendi.   Zaman aşımı beklenirken SKG’den bilgi istendi   1 Kasım 2023 tarihli 19’uncu duruşmada, katliamın üzerinden geçen sürenin 3 Ekim 2023 tarihinde 30 yılının dolması gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi bekleniyordu ancak bu yönde karar verilmedi. Mahkeme heyeti fail hakkında araştırma işlemlerinin devamına karar verdi. Yanı sıra mahkemenin failin emekli maaşını aldığı bankadan ve SGK’dan bilgi edinilmesini talep etmesi dikkat çekti.   Dava zaman aşımına uğradı dosya düştü   30 yılını dolduran katliama dair esas karar, 20’nci duruşma olan 4 Aralık 2023 günü verildi. Mahkeme zamanaşımı süresi dolduğundan davanın düşmesine ve fail Bülent Karaoğlu hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasına karar verdi.   Zaman aşımı gerekçesi: Kanun katliam yılı yürürlükte değilmiş!   Kırıkkale 1’nci Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği zaman aşımı kararının gerekçesinde, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan 765 sayılı kanuna göre, failin üzerine atılı suç yönünden olağanüstü zamanaşımı süresinin 30 yıl olduğunu savunan mahkeme, kararında 2005 yılında yürürlüğe giren kanuna göre bu suçun olağanüstü zamanaşımı süresinin en fazla 45 yıl olduğunu öne sürdü. Mahkeme, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanun hükümlerinin farklı olması halinde failin lehine olan kanunun uygulanacağı hükmünü hatırlattı. Mahkeme verdiği zaman aşımı kararında, suçun işlendiği 1993’te yürürlükte ve failin lehine olan kanunları dikkate aldığını ifade ederek, söz konusu kanuna göre failin üzerine atılı “nitelikli kasten öldürme” suçunun olağanüstü zamanaşımı süresinin 3 Ekim 2023 tarihi itibariyle dolduğu ve bu nedenle davanın düşürülmesine karar verildiğini ileri sürdü.    İnsanlığa karşı suç için kesin delil yokmuş   Mahkeme gerekçeli kararında, “Bu suçun mağdurunun yasada toplumun bir kesimi şeklinde ifade edilmesi karşısında, bu suçun yasada aranan özel kast ile (siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle) işlendiğine ilişkin her türlü şüpheden uzak, kesin delilin bulunmadığı, diğer yandan kanunilik ilkesi gereği 5237 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce işlenen yargılama konusu bu eylemin insanlığa karşı suç kapsamına sokulmasının mümkün olmadığı”nı ileri sürdü.   Dosya Yargıtay’a taşındı   Zaman aşımı kararı üzerine dava avukatları dosyayı Yargıtay’a taşıdı. Zaman aşımına uğrayan Vartinis Davası ile ilgili henüz bir ilerleme kaydedilmezken, dosya Yargıtay’da beklemeye devam ediyor.