Roj Peşmergelerin inşadan ihanete giden süreci... 2024-07-17 09:07:42   HABER MERKEZİ - KDP öncülüğünde Güney Kurdistan’a yönelik saldırılarda bir kez daha gündem olan Roj Peşmergeleri, Rojava Devrimi sürecinde olduğu gibi bir kez daha Türkiye’nin emriyle hareket etmeye başladı.   KDP’nin Türkiye’ye desteğiyle Güney Kurdistan’a yönelik saldırıları giderek derinleşiyor. Farklı boyutlarda ve Güney’deki kentlerde giderek yayılan bu saldırılar, 3 Temmuz'da yeni bir aşamaya geçti. Bu kapsamda, Colemêrg’in (Hakkari) Çêlê (Çukurca) ilçesine bağlı Üzümlü Sınır Kapısı’nda asker ve tank sevkiyatı başlarken, Türkiye’nin saldırmak istediği alanlarda bulunan 300’e yakın köy ise boşaltıldı. Türkiye’nin saldıracağı alanların yerlerini belirleyen silahlı grup ise Roj Peşmergeleri.   Roj Peşmergeleri kimdir?   Roj Peşmergeleri, 2012 yılında dönemin KDP Başkanı Mesut Barzani’nin isteğiyle kurulan silahlı bir grup. Roj Peşmergeleri, Güney Kurdistan’daki üslerde kalan Türkiye’nin istihbarat uzmanları tarafından eğitildi. Peşmergelerin kendilerine “Roj” ismini vermesinin nedeni ise Rojava’yı savunacakları iddiası iken, ENKS bu silahlı gruba sahip çıktı. Güney Kurdistan Peşmerge Bakanlığı da bu grubun kendilerine resmi olarak bağlı olduğunu açıkladı.   Peşmergelerin dağılımı   Üç taburdan oluşan Roj Peşmergeleri, silah çeşitleri ve farklı alanlardaki savaşa göre eğitilen Birinci Tugay, Riyad Selahedîn tarafından yönetiliyordu. Birinci Tugay, Roj Peşmergeleri”nin en önemli grubu olarak biliniyor. İkinci ve üçüncü taburlarının büyük çoğunluğu Suriye-Kurdistan Demokratik Partisi (PDK-S) üyeleri tarafından oluşuyor. Her tabur bin 250 üyeden oluşurken, her üç tabur içerisinde Güney Kurdistan’dan getirilen 200 peşmerge de bulunuyor. Bu grupların büyük bölümü Rojava ile Güney Suriye arasındaki bölgede, çoğunlukla da Eyn Iwêz bölgesinde yer alıyor.   Siyasi parti çatısı altında olmama şartı   Peşmergelerin kurucu üyeleri arasında yer alan Riyad Selahedîn Hisên, 2012 yılında bölgede silahlı bir grup kurulması için Güney Kurdistanlı yetkililerle bir toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda, ENKS başta olmak üzere hiçbir siyasi parti çatısı altında hareket etmeme şartı koşuldu. Bu şart ilk başta kabul edilse de, Kobanê sürecinden sonra bu şart farklı durumlara eğildi.   Sêmalka Sınır Kapısı neden açıldı?   Roj Peşmergelere dair grupların kurulmasının ardından Rojavalı gençlerin Roj Peşmergelere katılabilmek için çalışmalara başlanırken, YPG ve YPJ savaşçıları hakkında da antipropaganda yapılarak, gençlerin YPG ve YPJ’ye katılması engellenmeye çalışıldı. YPG ve YPJ’nin kurulmasından hemen sonra Sêmalka Sınır Kapısı açıldı ve kapının açılmasının nedenleri bir kez daha Rojava halkını koruma iddiası oldu. Bu iddianın ardından sınır kapısının o dönem Roj Peşmergeleri’nin kuruluşu için Güney’e gidiş ve gelişlerin sağlanması amacıyla açıldığı ortaya çıktı. DAİŞ’in 2014 yılında Kobanê’ye saldırmasının ardından YPG ve YPJ’nin sergilediği direniş, Güney Kurdistan yetkililerinin de tüm planlarını boşa çıkardı. Böylece Roj Peşmergeleri de ikiye bölündü.   Öneri reddedildi   Roj Peşmerge kurucularından Riyad Selahedîn Hisên, peşmergelerin bir kısmının Rojava’ya dönmek istediğini ama bu isteklerin PDK-S tarafından engellendiğini açıkladı. Kobanê direnişiyle beraber peşmergelerin bölgede varlık göstermeyeceği açığa çıkarken, bu da peşmergeler ile ENKS yetkilileri arasındaki anlaşmazlıkların artmasına neden oldu. Buna karşı Riyad Selahedîn Hisên ile bir grup, 2015 yılında Uluslararası DAİŞ Karşıtı Koalisyon ile toplantı gerçekleştirdi. Toplantıda, Roj Peşmergeleri’nin YPG ve YPJ güçlerine destek vermesi istendi. Koalisyon ayrıca peşmergelerin Rojava’ya geçişinin YPG Komutanlığı bünyesinde gerçekleşeceğini ve grupların YPG’ye bağlı bir askeri kanat olarak sergilenen direnişe katılabileceği önerisinde bulundu. Öneriler kabul edildi.   Önerilerin ardından Güney Kurdistanlı peşmerge komutanları, Roj Peşmergeleri, Uluslararası Koalisyon ve Güney Kurdistanlı yetkililerin katılımıyla bir toplantı yaptı. Riyad Selahedîn Hisên de bu toplantıda yer aldı. Koalisyonun ilk toplantıda sunduğu öneri, Güney Kurdistanlı peşmerge ve yetkililer ile ENKS tarafından kabul edilmedi. Yetkililer, Rojava’ya geçişleri için Rimêlan ilçesinin kendilerine teslim edilmesi şartı koştu. Koalisyon yetkililerinin de peşmergelerin bu önerisini reddetmesi sonucu toplantı sonuçsuz kaldı. Rimêlan’ın kontrol edilmesi o dönem Güney Kurdistanlı yetkililerin en önemli uğraşıydı.   Tek dert petrol   Güney Kurdistan İstihbaratı, koalisyon ile yapılan toplantının ardından aralarında Riyad Hisên’in de bulunduğu 6 Roj Peşmergesi Komutanı ve 60 üyeyi, YPG ve ABD arasında ilişki kurdukları iddiasıyla tutukladı. Riyad Hisên, Güney Kurdistanlı yetkililerin toplantıda tüm önerilere karşılık Rimêlan’ın kendilerine verilmesi şartını koştuğunu belirtti. Bununla birlikte, Güney Kurdistanlı yetkililerin Suriye krizi ile birlikte Rojavalı Kürtleri düşünmediği, tek derdinin bölgedeki petrol olduğu ortaya çıktı.   Amaçlardan biri Şengal’e gönderilen yardımların kesilmesi   Roj Peşmergeleri Birinci Tugayı, ağır silahları ile birlikte HPG ve YBŞ ile savaşmak üzere 2017 yılının Mart ayında Şengal’in Xanesor bölgesine gönderildi. Bölgede savaşabilmek için kaçakçıların kullandığı bir yolu ele geçirme iddiası ortaya atılsa da söz konusu yolda YBŞ ve HPG’liler bulunuyordu. Roj Peşmergeleri, yanlarında Türk askerleri ile beraber Şengal’e yönelik saldırılarda yer aldı. HPG ve Roj Peşmergeleri arasında kısa süreli çatışma yaşandı. Bu saldırıların amacının ise Şengal’e gönderilen yardımların önünü kesmek olduğu da ortaya çıktı.   Eski Roj Peşmergeleri: Türk devletine bağlı olduğunu biliyoruz   O dönem Roj Peşmergeleri arasında yer alan ve sonrasında ayrılan eski peşmergeler, Roj Peşmergeleri’nin amacını RojNews’e verdikleri röportajda şu sözlerle anlattı: “Bizi Xanesor’a gönderdiklerinde oradaki savaşçılara saldırmak gibi bir düşüncemiz yoktu. Fakat bizim üzerimizden plan hazırlamışlardı ve biz bundan habersizdik. İlk kez Şengal’e o kadar çok silah sevkiyatının yapıldığını gördüm. Bizden arkadaşlara karşı savaşmamızı ve kurtarılmış Şengal’i arkadaşların elinden alarak Şengal’in özgürleştirilme zaferini kendilerine mal etmeyi planladılar. Peşmerge Şengal’den kaçmış ve hiçbiri savaşmamıştı. Planları fitne çıkarmak ve Şengal’i arkadaşların elinden almaktı. ENKS, bizi Suriye muhalefetine yakınlaştırmak istiyordu. Hepimiz onların Türk devletine bağlı olduğunu biliyorduk. MİT’in, askeri bir güç olarak bizi nasıl denetimine aldığını da biliyoruz. MİT’in muhatapları da ENKS’li yöneticilerdi. Ayrıca MİT, Roj peşmergeleri arasında özel savaş yürütüyor, Rojava’ya geçmemiz halinde YPG’lilerin kafamızı keseceğini söylüyorlardı. Şimdi Rojava’dayım ve QSD’ye katıldım, ama kimse kafamı kesmedi.”