Anadil gündemli Meclis Araştırması talebi 2024-02-21 15:01:17     ANKARA - DEM Parti Grup Başkanvekilleri anadil hakkı üzerindeki engellerin tüm boyutlarıyla araştırılması ve engellerin kaldırılması için Meclis Araştırması istedi.    Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, Kürtçe başta olmak üzere Türkiye'deki farklı dillerin eğitimde, mahkemelerde, hastanelerde kullanımının yasalarla güvenceye alınmasını talep ederek, anadil hakkının üzerindeki engellerin tüm boyutlarıyla araştırılması ve önündeki engellerin kaldırılması amacıyla Meclis Başkanlığına Meclis Araştırması açılması için önerge verdi.   Önergenin gerekçesinde şu ifadeler yer aldı:   Türkiye coğrafyası çok dilli ve çok kültürlü bir coğrafyadır. Kürtçe, Arapça, Zazaca, Lazca, Çerkezce ve Süryanice gibi birçok dil yüzyıllardır bu topraklarda konuşulmaktadır. Ne var ki bu çeşitliliğe rağmen Türkiye Cumhuriyeti, kuruluşundan itibaren, kültür ve anadil konusundaki politikasını teklik üzerine inşa etmiştir. Bu tekçilik politikasının sonucu olarak Türkçe dışındaki diğer bütün dillerin eğitim başta olmak üzere kamusal alanda kullanımı yasaklanmıştır. Anadillerini kullanma imkânı bulamayan halklar hem dillerini hem de kültürel kimliklerini de kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmışlardır. Farklı milletlerden oluşan Anadolu topraklarında uygulanan dil yasakları, özellikle Kürtçe üzerindeki baskı ve yasaklar, cumhuriyetin kuruluşundan bu yana önemli bir sorun alanı olmuştur. Kamusal alanda yaşanan bu yasaklar son zamanlarda pek çok alanda daha da görünür olmaya başlamıştır.   Tekçi politikalar dilleri yok etti   UNESCO, 1999 yılında 21 Şubat'ı Dünya Anadili Günü olarak ilan ederek halkların dil ve kültür hakkını desteklemiştir. Ancak dünya genelinde hala 6900'den fazla dil bulunmasına rağmen, çoğunun eğitim olanaklarından yoksun olduğu ve dil hegemonyasıyla yok olma tehdidi altında olduğu belirtilmektedir. Özellikle tekçi ulus devlet sistemlerinin etkisiyle birçok dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Anadolu'da da bir zamanlar 20 civarında dil konuşulurken günümüzde sadece birkaç dilin konuşulduğu görülmektedir. Başta Kürtçe (Kurmancî ve Kirmanckî) olmak üzere konuşulan anadillerde eğitim, öğretim olanakları yaratılmadığı, hatta yasaklandığı için, bu diller de büyük tehlike altındadır. Tekçi kültür politikalarının etkisiyle Anadolu'da birçok dilin kaybolduğu ve kültürel çeşitliliğin azaldığı ortadadır.   18 dil yok olma sürecinde   UNESCO'nun verilerine göre Türkiye'de 18 dilin yok olma sürecine girdiği belirtilmektedir. Eğer anadil eğitimi anayasal olarak güvence altına alınmazsa, birçok dilin geleceğinin tehlikede olduğu ifade edilmektedir. Özellikle Zazaca, Lazca, Hemşince gibi dillerin yanı sıra Ladino, Gagavuzca, Romanca, Batı Ermenicesi, Turoyo, Pontus Yunancası, Abazaca, Adigece, Abhazca, Kabardey-Çerkes dillerinin kırılgan diller kategorisinde olduğu vurgulanmaktadır. Son zamanlarda birçok alanda olduğu gibi Kürtçe tiyatro oyunları da yasaklı hale gelmiştir. "Qral û Travis" isimli Kürtçe oyun birçok yerde yasaklanmıştır. Bu yasaklamalar, Kürtlerin anadil hakkının açıkça ihlal anlamına gelmektedir. Kürtçe’nin eğitim başta olmak üzere birçok alanda yasaklanması sadece Kürtlerin değil, tüm Türkiye'nin kültürel zenginliğini ve çeşitliliğini yok saymak anlamına gelmektedir.   Ana dil önündeki engellere çözüm üretilsin   Türkiye'de Kürtçe eğitim, anayasal bir hak olmasına rağmen uygulanmamaktadır. Kürtçe seçmeli ders olarak okutulmakta ancak birçok okulda müfredat ve öğretmen eksiklikleri yaşanmaktadır. Türkiye, başta Çocuk Hakları Sözleşmesi olmak üzere taraf olduğu evrensel insan hakları belgelerinde farklı dil, kültür ve inanç değerlerinin öğretilmesi ve yaşatılmasına olanak veren maddelere çekince koymuş, yukarıda sözü edilen pek çok sözleşmeye taraf olmasına rağmen, anadil hakkı ile ilgili uluslararası standartları tam olarak uygulamamaktadır. Tüm bu gerekçelerle Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde Kürtçe başta olmak üzere bu topraklarda konuşulan anadillerin önündeki engellerin neler olduğunun araştırılması, yasaklanan anadillerin ortaya çıkardığı toplumsal maliyetlerin neler olduğunun ortaya çıkarılması ve bu sorunlara çözüm üretilmesi amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması gereklidir.”