ATO: Tam kapanma kararı şeffaf değil, bilimsellikten uzak 2021-04-28 14:00:52     ANKARA - 29 Nisan ile 17 Mayıs tarihleri arasında uygulanacak olan tam kapanmaya ilişkin açıklama yapan ATO, verilen kararın tam kapanma olmadığına işaret ederek, “Alınan kararlar şeffaf olmayan bilimsellikten uzak başarısız pandemi yönetiminin devamı niteliğindedir” dedi.   Ankara Tabip Odası (ATO), 29 Nisan ile 17 Mayıs arası uygulanacak olan “tam kapanma”ya ilişkin ATO'da binasında basın toplantısı düzenledi. Açıklamaya ATO Yönetim Kurulu üyeleri Ayşe Uğurlu, Laleş Tunç ile Ümit Yaşar Öztoprak katıldı.   Açıklama salonuna, “Kapanma çözüm değil! Hayata izin ver” yazılı pankart asıldı.   ‘Halk eve kapatılıyor’   Açıklamada konuşan Ayşe Uğurlu, iktidarın tam kapanma olarak ifade ettikleri durumu kısmi kapanma olarak gördüklerini kaydetti. Ayşe, bu uygulamanın yaklaşan yaz sezonu nedeniyle turizme hazırlık amaçlı olduğunu vurgulayarak,  tam kapanma adı altında açıklanan tedbirlerle halkın evlere kapatılmak istendiğine işaret etti. Ayşe, “Halk evlere kapatılırken üretim alanları, fabrikalar ve diğer inşaat sektörü tüm hızıyla çalışmak durumunda bırakılıyor. Burada bırakılan işçilerin yetersiz koruyucu ekipmanları ve uygulanmayan fiziksel mesafeler nedeniyle evlerinde kapalı kalan ailelerine virüsü bulaştıracaklarını öngörebiliyoruz. Dünyanın diğer ülkelerinde salgınla, epidemolojik yöntemlerle baş edilme durumu söz konusu hatta bazı ülkeler normal yaşama yakın bir yaşam standardı yakalamış durumdalar ama biz de 2020 Mart ayından itibaren doğru filyasyon yapılmadığını, etkin ve yeterli aşı uygulanmadığını söyledik” dedi.    ‘Covid-19 pandemisi yoksulluk pandemisine dönüştü’   Ardından Ümit Yaşar Öztoprak, açıklama metnini okudu. Pandeminin hak ve özgürlükleri kısıtlamak için bir bahaneye dönüştürülmüş durumda olduğuna dikkat çeken Ümit, “Lebaleb kongreler ile halk sağlığını hiçe sayanların” sokağa çıkmayı yasaklarken, yaşamak için çalışmak zorunda olanların ise sosyal destekten yoksun bırakılarak açlığa mahkum edilmekte olduğunun altını çizdi. Covid-19 pandemisinin yoksulluk pandemisine dönüştüğüne işaret eden Ümit, “Tüm toplum iktidarın antidemokratik uygulamaları ile dar alanlara sıkıştırılmıştır. Salgın bilimsel metotlarla kontrol altına alınabilmek olası iken, toplumun büyük çoğunluğunun kendi haline terk edildiği çarkların sermaye için döndüğü bir mengeneye dönmüştür. Alınan kararlar şeffaf olmayan bilimsellikten uzak başarısız pandemi yönetiminin devamı niteliğindedir” diye belirtti.    Ümit, tüm çalışanları ve esnafı kapsayan mali destek olmadan alınan her kısıtlama kararının toplumdaki eşitsizlikleri artıracağını ifade ederek, zorunlu iş kolları dışında olan tüm çalışanları kapsayacak şekilde çarkların durması ve bu alanlarda çalışan tüm çalışanlara ve esnafa mali destek sağlanması gerektiğini sözlerine ekledi.   Ümit, sağlık emekçilerinin taleplerini şöyle sıraladı:   “*Parklar bahçeler gibi kamusal sosyal alanlarını da kapsayan yasaklar bilimsel olarak kabul edilemez. Bu alanlar fiziksel mesafe kuralları uygulandığı sürece vatandaşlara açılmalı, vatandaşların temiz havada sosyalleşmesi sağlanarak hayata izin verilmelidir.   *Derhal güvenlik soruşturmaları bahanesiyle ve KHK ile işinden olan sağlık çalışanlarının ataması gerçekleştirilmelidir. Pandeminin başından beri özveri ile çalışan sağlık emekçilerinin iş yükünün azaltılması içim KHK ile ihraç edilen ve atama bekleyen sağlık emekçilerinin ataması derhal yapılmalıdır. Antidemokratik bir uygulama olan izin, emeklilik ve işten çekilme (istifa) önündeki engeller derhal son verilmelidir.   *Sağlık çalışanlarının beraber yaşadığı ailelerine aşı hakkı hızla sağlanmalıdır. 10 yaş altı çocuğu olan sağlık çalışanı ebeveynlerden en az biri idari izinli sayılmalıdır.   *Test pozitifliğinden önceki 3 gün olarak belirlenen temaslı izlemi semptom başlangıcı titizlikle belirlenerek semptom başlangıcından önceki 3 gün olarak belirlenmelidir.   *Yaygın test uygulamaları ile kalabalık kapalı alanlarda çalışanlar taranmalı ve salgın hastanelerde değil sahada karşılanmalıdır.   *Temaslı bildirilmeye dahi tahammülü olmayan günü birlik kazanan, geçimini ancak sağlayan insanlarımız maddi olarak desteklenmelidir.   *Filyasyon ekipleri arttırılarak ekip başına düşen hasta sayısı düşürülmeli ve saptanan temaslıların PCR pozitiflik oranı belirlenmeli ve temaslı belirlenmesi ve izolasyonu için başarı standartları belirlenmelidir.”   ‘Bunun akil ve vicdanla açıklanabilir bir tarafı yok’   Söz alan Laleş Tunç ise, son yayınlanan tam kapanmanın bir öncekinden farklı olmadığını söyledi. 65 yaş altı ve 20 yaş üstü herkesin bir şekilde dışarı çıkabileceğini kaydeden Laleş, “Tam kapanma dediğimiz şey 17 gün boyunca kimsenin dışarı çıkmamasıdır. Bu bize hiçbir kazancı olmayacak bir karardır. Bunun akil ve vicdanla açıklanabilir bir tarafı yok. Bu yanlıştan vazgeçilmesini istiyoruz”  diye konuştu.