Şair-yazar Asya Xerzan: Anadilin öğretmeni de savunucusu da kadın

  • 09:06 12 Ocak 2019
  • Kültür Sanat
Zeynep Durgut 
 
HAKKARİ - “Dengê bêdengiyê” şiir kitabının yazarı Asya Xerzan, kültürel soykırımın dilin yasaklanmasıyla başladığını belirterek, "Kadınlar nasıl bugüne kadar Kürt dilini korumuşlarsa, bundan sonrası için de aynı mücadele verilmelidir, dilin öğretenleri ve savunucuları olmalıdır" dedi. 
 
Kürt dilinin yasak, inkar ve asimilasyon politikalarına rağmen varlığını sürdürmesine katkı sağlayan en önemli kesim edebiyatçılar. Kadın yazarlar ise, dilin yanı sıra hem anlattıkları hikayeler hem de kadının edebiyattaki yerinin görünür kılınması noktasında ayrı bir öneme sahip. Êzidî kadın yazar, şair Asya Xerzan, kültürel kırımın dile yönelik yasaklarla doğrudan bağlantılı olduğunu belirterek, kadınların ise dilin savunucuları ve öğretmenleri olduğunu söyledi. 
 
'Kitabım Êzidî kadınların sesi'
 
“Dengê bêdengiyê” (Sessizliğin sesi) şiir kitabının yazarı Asya, kitabı başta Şengal olmak üzere erkek egemen sistemin katlettiği kadınlara atfen yazdığını ifade etti. Çocuk yaşta ailesiyle Avrupa'ya göç etmek zorunda kalan Asya, şu anda Almanya'da yaşıyor. Kitabı Soranice'ye de çevrilen Asya, “Bêdengiya bi deng” isimli bir şiir kitabının da basılmasını bekliyor. Asya, ayrıca uzun zamandır bir roman üzerine çalışıyor.
 
"Sesi ve duyguları susturanlara ses olmak" amacıyla kitabı hazırladığını aktaran Asya, "Bu ses Şengal'de vahşice katledilen ve köle pazarlarında satılan Êzidî kadınların sesi. Bu ses elleri kınalı çocuklarını toprağa veren annelerin sesi. Bu ses Kürt kadının sesi" dedi. 
 
'Kültürel soykırım, dilleri yasaklamakla başlar'
 
Dilin "halkların varlığı" olduğunu kaydeden Asya, bu yüzden saldırıların en fazla anadil üzerinde yoğunlaştırıldığını dile getirdi. En büyük saldırının ise yasaklar olduğunu ifade eden Asya, "Bu başlı başına bir soykırım ve katliamdır. Kültürel soykırım, dilleri yasaklamakla başlar. Evde çocuklarımızla yabancı bir dil konuşarak, bu kırıma destek oluyoruz. Bu saldırı geleceğimize yöneliktir. Halklar dilleri ile vardır. Eğer dilimiz yok olursa o zaman varlığımızın hiçbir anlamı ve önemi olmayacaktır. Kimse Araplara, Farslara verilen ayrıcalığın tersini Kürtlere dayatamaz. Herkes aynıdır. Ama bize yapılan saldırılar kimliğimizi hiçleştirmek adına yapılıyor" diye konuştu. 
 
'Türkçe mantığıyla yaklaşılmamalı' 
 
Kürt dil biliminin gelişmesi için ciddi bir mücadelenin verilmesi gerektiğini söyleyen Asya, dilin popülizme kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı. Özellikle Kürt dil enstitülerine büyük görev düştüğünü ifade eden Asya, Türkçe mantığıyla Kürtçeye kelimeler eklenmemesi gerektiğini belirtti. Asya, bunun Kürt edebiyatı üzerinde olumsuz etkiler bırakacağını vurguladı. 
 
'Kürt klasiklerini okuyarak başlayabiliriz' 
 
Modern edebiyatın gelişmesi için de çalışmalar yapılması gerektiğini ifade eden Asya, "Bizler var olan imkanları iyi kullanarak asimilasyon politikalarına karşı örgütlenebiliriz. Asimilasyon politikalarına karşı dilimizi örgütleyelim. Kürt klasiklerini okuyarak, okutarak ve sahip çıkarak başlayabiliriz. Kürt dil kurumları özel bir grup kurarak farklı dillerden kitapları Kürtçeye çevirebilir. Bu modern edebiyatın gelişmesi için bir adım olacaktır" ifadelerini kullandı. 
 
'Kadınlar dilin öğretmenleri ve savunucuları olmalıdır'
 
Kadınların dilin korunmasındaki önemine ve yerine dikkat çeken Asya, şu sözleri ekledi: "Her ağaç kökleri üzerinde yeşerir. Kadınlar toplumun öncüleri ve öğretmenleridir. Kadınlar çocuklarını anadilinde eğiterek asimilasyon politikalarının önüne geçebilirler. Kadınlar nasıl bugüne kadar dili korumuşlarsa, bundan sonrası için de aynı mücadele verilmelidir, dilin öğretenleri ve savunucuları olmalıdır."