'Bîra mı'têtin' belgeseli İstanbul'da izleyiciyle buluştu

  • 17:18 29 Aralık 2018
  • Kültür Sanat
İSTANBUL - Roboski Katliamının 7'nci yıl dönümü dolayısıyla Yönetmen Selim Yıldız'ın hazırladığı "Bîra Mı'têtin" (Hatırlıyorum) belgeselinin gösterimi İstanbul'da gerçekleştirildi.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Şubesi Roboski Katliamı'nın 7'nci yıl dönümü dolayısıyla yönetmen Selim Yıldız'ın hazırladığı, "Bîra Mı'têtın" (Hatırlıyorum) isimli Roboski Belgeselinin gösterimi Cezayir Toplantı Salonu'nda gerçekleştirdi. Belgesel gösterimi katliamda yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşunun ardından başladı. Saygı duruşunun ardından belgesel izlendi.  Belgesel sonrası yönetmen Selim Yıldız ve Hafıza Merkezi Hukuk Kurulu'nda çalışan Hukukçu Melis Gebes söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide ilk konuşan Selim belgeselin çekim sürecini anlattı.
 
'Toplumsal hafıza yaşanılanları dışlayacak şekilde oluşturuluyor'
 
Ardından söz alan Melis Gebes de, uluslararası mahkemelerin kuruluş süreçlerini ve önemini anlattı. Melis, ağır insan haklarına yol açan eylemlerde sorumlu kişileri cezalandırma ve ihlallere dair sorumluların ortaya çıkarılmasının genellikle güç olduğunu ifade ederek, çoğu zaman cezasızlık duvarına tosladıklarını vurguladı. Cezasızlık denilen şeyin yalnızca hukuki olmadığının altını çizen Melis, aynı zamanda etik ve politik bir sorun olan evrensel sorun olduğunu dile getirdi. 
 
Toplumu bir bütün olarak etkileyip karakterize ettiğini ifade eden Melis konuşmasını şöyle sürdürdü: "Baskıcı ve otoriter ortamları canlı tutarak devamlılığına yol açıyor. Geçmişinde soykırım, katliamlar barındıran Türkiye coğrafyasında toplumsal hafızada bu yaşananları dışlayarak şekilde oluşturuluyor. Kamu otoriterlerinin bu yaşanılanları inkar etmeye, yok saymaya yönelik politikalar belirlediğini görüyoruz. Bu ihlallerin mağdurları kamusal alanda bastırılıyor. Duyulmasının önüne geçilmeye çalışılıyor. Makbul vatandaş kabul edilmediklerini hatta kriminize edildiklerine şahit oluyoruz. Oluşturulan toplumsal hafızada bu şekilde yaratılan algıdan besleniyor. Bu algıda nefreti doğruyor büyütüyor. En nihayetinde şiddete ve toplumsal kutuplaşmaya sebep oluyor." 
 
'Cezasızlık kendisini besleyen bir sorun'
 
Türkiye'de faillerin bir şekilde hesap vermediğini aktaran Melis, "Cezasızlık zırhı kadın cinayetlerinden, nefret cinayetlerine, iş cinayetlerine, azınlık ve muhalefeti bastırmaya yönelik işlenen suçlarda, yolsuzluğa, Roboskiye veya ablukalar sırasında meydana gelen yaşam hakkı ihlallerine kadar son derece geniş bir alanı tezahür ediyor. Cezasızlık kendisini besleyen bir sorun. Döngüsel bir şekilde yeniden ortaya çıkıyor. Hesap verebililik sağlanmadığı sürece bu durum devam edecektir. Cezasızlık sorununa artık kemikleşmiş olduğunu düşündüğümüz Türkiye'de belki medet ummak güç. Ama bunun bir mücadele alanı olduğunu unutmamak gerek. Bu inkar politikasını ve ona dahil olan cezasızlık politikasını ifşa etmek gerekiyor" diye konuştu.