'Doğru hedef sanatçıyı egemenlerin korkulu rüyası haline getirir'

  • 09:02 28 Aralık 2018
  • Kültür Sanat
Sibel Özalp 
 
İSTANBUL - Sanat ve sanatçılara yönelik baskılara tepki gösteren Teatra Jiyana Nû oyuncusu Rugeş Kırcı, "Doğru bakış açısı ve doğru hedef sanatçıyı egemenlerin korkulu rüyası haline getirir" dedi. Oyuncu Deniz Türkali de “İşkilli büzük dingil der” atasözüyle tepkisini dile getirdi. 
 
Katıldıkları bir televizyon programındaki sözlerinden dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 23 Aralık’ta hedef gösterilen oyuncular Metin Akpınar ve Müjdat Gezen hakkında soruşturma başlatıldı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar'ın talimatıyla başlatıldığı kaydedilen soruşturma kapsamında Metin Akpınar ile Müjdat Gezen'in “Cumhuriyet Başsavcılığı’na davet edildiği” açıklansa da Pazartesi sabahı 2 oyuncunun evine polis gitti. 77 yaşındaki Metin Akpınar ile 75 yaşındaki Müjdat Gezen'in savcılığa ifade verme durumu hukukçular tarafından “fiili gözaltı” olarak yorumlandı. 
 
Herhangi bir arama yapılmasa da polisin eve gelmesinin “gözaltı” olduğunu kaydeden hukukçular, sanatçıların hastane kontrolü olmaksızın ifadeye götürülmesini ise “usul hatası” olarak nitelendirdi. Savcılıktaki ifadelerinin ardından 2 oyuncu, haklarında adli kontrol tedbirleri uygulaması talebiyle hâkimliğe sevk edildi. İfadelerinin ardından yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Müjdat Gezen ile Metin Akpınar, haftada bir gün karakola giderek imza verecek.
 
'Sanat antidemokratik yaklaşımların panzehridir'
 
Yaşananlarla beraber Türkiye'nin gündeminde sanata ve sanatçıya yönelik gözaltı ve tutuklama tehdidi ile ilgili haberler yer almaya başladı. Metin Akpınar ve Müjdat Gezen'in gözaltına alınması aralarında sanatçıların da olduğu birçok çevreden tepkiler gelmeye devam ediyor. Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM) bünyesinde faaliyet yürüten Teatra Jiyana Nû (Yeni Yaşam Tiyatrosu) oyuncusu Rugeş Kırıcı, doğru bakış açısı ve doğru hedefin sanat ile sanatçıyı egemenlerin korkulu rüyası haline getirdiğini söyledi.
 
Sanatın, insanı iktidara değil hakikate yaklaştırdığının altını çizen Rugeş, "Sanatın ve sanatçıların doğa ve yaşamla kurdukları derin ilişki, toplumların demokratik bir ortamda varlıklarını sürdürmelerinde gerekli olan kültürel ortamın oluşmasında hep en önemli rolü üstlenmiştir" dedi. Sanatın her zaman zulmün, antidemokratik yaklaşımların ve baskıcı rejimlerin panzehri olduğuna dikkat çeken Rugeş, "Bu yüzden topluma zehrini kusanlar sanatçıları susturmak, tutuklamak ve eserlerini sansürlemek isterler. Sanatın hayat üzerinde bir etki gücü vardır. Sanat, hayatın en büyük müttefikidir, sanata devam" ifadelerini kullandı. 
 
'İşkilli büzük dingil der'
 
Oyuncu Deniz Türkali ise, sanat ve sanatçı uzmanlığı iddiasının önemli olduğunu belirterek, "Elinde gücü tutan bunu baskı, şiddet ve tehdit olarak kullanıyor" dedi. Deniz, alınganlıkların kendisine “ortaya çıkmasını istemediği bir iş yapmış olan, bir ayıbı bulunan kimse her zaman korku, telaş içinde tetikte bulunur, herhangi bir sözden alınabilir” anlamında söylenen "İşkilli büzük dingil der" atasözünü hatırlattığını kaydetti.