2 Aralık 1996: Kürt kadın dergisi ‘Jujîn’ çıktı

  • 09:05 1 Aralık 2018
  • Kültür Sanat
Sibel Özalp
 
İSTANBUL - Kürt kadınlarının “erkekler ne der diye düşünmeden” kadınca dikenlerini göstermeyi ilan ettiklerinin resmi olan Jujîn dergisi, 2 Aralık 1996’dan 2000 yılına kadar yayın hayatına devam etti. Jujîn, bir düşünsel direniş ve erk'e karşı açık bir meydan okuma oldu.
 
Jujîn, kirpi ve kadının bir araya gelişinden doğmuş bir isim. Kürtçede Juji kirpi, Jin kadın demek. Bir çeşit kelime oyunu yapan kadınlar, dikenlerini dış dünyanın saldırılarına karşı bir savunma aracı olarak kullanan kirpiye yapılan referansla, 2 Aralık 1996 tarihinde Jujîn'i çıkardı. Bir taraftan kadın cinayetlerinin yaşandığı öte yandan “faili meçhul”lerin Türkiye'sinde, farklı örgütlerden ve bir şeyler yapma zorunluluğu hisseden kadınların, tartışmaları sonucu ortaya çıkan dergi, kendinden önceki “Roza” dergisinin de bir çeşit devamı.
 
Kadınca dikenlerini göstermeyi ilan ettiklerinin resmi
 
Kendilerine yönelik her türlü olumsuzluğa karşı bir savunma aracı olarak dikenlerinin olmasını isteyen kadınlar, bu dikenleri erkek egemen bakışa, erkek egemen değer yargılarına karşı kullanmak istedi. Yani “Erkekler ne der diye düşünmeden” kadınca dikenlerini göstermeyi ilan ettiklerinin resmidir Jujîn.
 
Jujîn ekibinden takma adıyla Hande, bir röportajında Jujîn'de olan çizginin Roza ile aynı olduğunu belirtiyor. "Kürt kadınları az yazıyordu, yazma seçeneğimiz yoktu. Yazsak bile sahte isimlerle yazıyorduk, gizliydik. Biz sorunlarımızı kamuoyuna yansıtmak, yazı alanında kendimizi etkinleştirmek istiyorduk" diyen Hande, artık profesyonelleşmiş ve ustalaşmış olduklarının da altını çiziyor.
 
'Bağımsız ve kadınca'
 
1996'da Avrupa'daki kadınların da büyük desteğiyle Diyarbakır'da Jujîn'in yaklaşık 500 bine yakın satışı yapılıyordu. Diyarbakırlı kadınlar, dönemin tehlikelerine aldırmadan gizli imzalarla da olsa dergiye yazı gönderiyor ve destekleriyle Jujîn'i ayakta tutmaya çalışıyorlardı. Dergilerini “bağımsız ve kadınca” olarak tanımlayan Jujin ekibi, Kürt kadınlarının etnik ve cinsel kimlik mücadelesine katkıda bulunmayı, özelde Kürt kadınlarının genelde tüm kadınların aralarında duygusal bağı oluşturmayı hedefleyerek yazmaya devam ediyordu.
 
'Bu dergilerle kendi korkularımızı yendik'
 
Jujîn dergisinde yazan kadınlar, kadın olmaktan kaynaklı yaşadıkları sorunları Kürt kadınlarının kimliklerinden dolayı yaşadıkları baskıyla birleştirerek, ırkçılık karşıtı feminist dalgayı yayıncılığa taşıdı. "Biz bu dergilerle kendi korkularımızı yendik. Sorunlarımızı görünür kıldık. Kendimize olan güvenimiz arttı" diyen Hande, kurumlar içerisinde yer alan çeşitli kadın örgütlerinin ilk kez bir yayın organında yer aldığını da sözlerine ekliyor.
 
Kadın sorunlarını görünür kıldı
 
2000 yılına kadar yayın hayatını sürdüren Jujîn'le beraber kadınlar, Kurmancî lehçesiyle yazılan Kürtçe yazılara da yer verdi. Kadınlar, Jujîn ekibiyle beraber kadın sorunlarını kamusal alana çıkarıp, görünür kıldı. Kadın düşüncesinin tarih ve kültür tarafından değil, bizzat kadının kendisi tarafından kontrol edilmesi ile Jujîn dergisi, bir düşünsel direniş ve erk'e karşı açık bir meydan okuma oldu.