‘Sanat belirli mekanlara sıkıştırılmamalı’

  • 09:05 10 Kasım 2018
  • Kültür Sanat
Safiye Alagaş
 
İSTANBUL - Maltepe ilçesinde Donkişot Sanat isimli kafeyi açan bir grup ressam, kafede sergi, atölye çalışmalarını yürüterek, sanatın belirli mekanlara sıkıştırılmaması gerektiğinin altını çizdi.
 
İstanbul’da kültür ve sanat aktiviteleri ağırlıkta Avrupa yakasında düzenleniyor. Hatta Avrupa yakasında dahi belirli semt ve ilçelerde düzenleniyor. Anadolu yakasında bulunan Kadıköy ilçesi zaman zaman bu etkinliklerden yararlansa da bu etkinlikler neredeyse Kadıköy’den ötesine geçemiyor. Sanatın belirli mekânlara sıkıştırılması İstanbul’da bulunan tüm sanatseverlerin bu etkinliklere katılmasını engelliyor.
 
Bir çok sanat sever, belirli mekanlara sıkıştırılan bu etkinliklerden yararlanamıyor veya katılamıyor. Sanatın belirli mekanlara sıkıştırılması nedeniyle bir grup ressam, İstanbul’un Anadolu yakasında bulunan Maltepe ilçesinde Donkişot Sanat Kafeyi açtı. Donkişot Sanat kafede, müzik, resim, edebiyat, dans, sinema, tiyatro, moda tasarım, kalografi, karikatür, ahşap şekillendirme ve yabancı dil atölyeleri düzenlenecek. Donkişot Sanat kafe, 27 Ekim tarihinde açılışını resim sergisiyle gerçekleştirdi. Sergide, ressam Akdoğan Topaçlıoğlu, Alp Yavuz, Ayşe Kapusuz, Celalettin Tandoğdu, Elif Ajdarkosh, Işıl Dural, Kübra Demircan, Nehir Kılıç, Okan Kılıç, Ömer Koçağ, Serdar Şencan, Serkan Ergün, Soner Çakmak, Turan Büyükkahraman, Ümit Erzurumlu ve Zehra Başaran’ın resimleri yer alıyor.
 
‘Böylesi bir alana sanatseverlerin ihtiyacı vardı’
 
Serginin danışmanı ve ressam Zehra Başaran, İstanbul’un Anadolu yakasında böyle bir mekana ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, “Sergide sergilenen resimlerden birinin de sahibiyim. İhtiyaç olan seviyede belli bir çizgide bir galeri olmasını istedik. Buna cevap vermek üzere bu sergiyi açtık. Bundan sonraki sergilerin de bu çizgide olmasına dikkat edeceğiz. Çünkü Anadolu yakasının böyle bir mekana ihtiyacı var. Kültür sanat çevresi genelde karşı tarafa yığılmış durumda. Buradaki sanatseverlerin de ihtiyacı vardı. Ben figüratif bir resim ile katıldım. Figürün her türlü halini çalışıyorum. Kendimi anlatıyorum. Kendimden bir şey bulmasına dikkat ediyorum. İçten resimler yapmaya çalışıyorum. Sergiye katıldığım resimde de tiyatroda da olduğu gibi bazen herkes maske takmak zorunda kalır. Takmak istemese de bunu yapmak zorunda hissedişini figürlerimde vurgulamak istedim” diye konuştu. 
 
‘Dışa vurulan soyut değil gerçekçi soyutlama’
 
Çoğunlukla kadın resimleri yaptığını ifade eden ressam Elif Ajdarkosh da, “Daha önce ilgi alanım Alzaymirli insanlardı ve alzaymire farkındalık yaratmak istemiştim. Kadın resimlerini ise nedense daha fazla yapıyorum. Bana daha fazla şey ifade ediyor. En zor şekilde yaşayan, en çok ezilen, en çok haksızlığa uğrayan ve yine en çok mücadele eden kadınlar. Bundan dolayı ben kadınları resimlerime daha çok alıyorum. Daha önce birçok sergim oldu. Bu karma sergiye stresten uzak düşünerek yaptığım bir resim ile katıldım. Ben ifadeciyim aslında. İfade benim için çok önemli. Yani bakış çok şey anlatır. Yani gerçekçi resimler yapıyorum. Soyut yerine gerçekçi resimler yapmak çok daha güzel. Benim farkım orada sadece boyayı kullanış tarzım ve daha gerçekçi olması. Dışa vurulan soyut değil gerçekçi soyutlama” ifadelerini kullandı. 
 
30 yıldır resim yapan ressam Işıl Dural, figüratif resim çalıştığını belirterek, şöyle dedi: “Resimlerimde anlatmak istediğimi figürlerle anlatmaya çalışırım. Bu sergide eşinin ayinine katılan Han Kanros’un eşinin resmini yaptım. Ancak şuanda gergedanlar üzerinde çalışıyorum. Gergedanlar günümüz insanına bir gönderme niteliğinde. Görmezliği ve hantallığı ile günümüz insanları adeta. Resim yapmak benim için bir tutku. Vazgeçilmez bir şey. Hayatımda birçok yeri var.”
 
‘Galeriden ziyade böylesi alanlarda ihtiyaç var’
 
Sergide olmaktan mutlu olduğunu dile getiren ressam Nehir Kılıç ise, Anadolu yakasının güzel bir sanat galerisine ihtiyaç olduğunu vurguladı. Sanatın yavaş yavaş Anadolu yakasına da kayması gerektiğini ifade eden Nehir, “Galeriden ziyade bu tip mekânlara ihtiyacımız var. Ayın zamanda birbirimize destek olmak açısından benzer mekânlara ihtiyacımız var. Her kafenin etkinlik ve sergi alanı olması gerekiyor. Karma bir şey oluştu burada. Birçok resim var. Keyifli oldu. Amacına ulaşacağını diliyorum. Ben aynı zamanda özelde eğitim engelli çocuklarla çalışıyorum. Fırsat buldukça resim ve sanat hayatıma devam ediyorum. Figüratif çalışmalarım var. Giderek manevi duygularımızdan uzaklaşıyoruz. Soyut bir yapıda daha farklı deformasyonlara uğruyoruz. Ben resimlerimde onu vurgulamaya çalışıyorum. Bu sergiye isimsiz bir resim ile katıldım. Aslında katıldığım resim üzerinde çalışırken ayaküstü hızlı hızlı olan sohbetler üzerine bir çalışma yaptım. Birbirimizden uzaklaştık. Sokakta gördüğümüz ayaküstü sohbetlerle birbirimizi geçiştiriyoruz. Duygusal hiçbir paylaşımımız yok. Birbirimizden fazla uzaklaştık. Bu resim de onu anlatmaya çalıştım. Çok isim vermek istemiyorum resimlere. Benim için üçüncü göz çok daha önemli. İnsanlar bakarken kendi duygularıyla isim versin istiyorum.”