Her kesimden kadınların buluştuğu 'Kadıköy Birlikte Yaşam Festivali' başladı

  • 18:46 22 Eylül 2018
  • Kültür Sanat
İSTANBUL - "Kadıköy Birlikte Yaşam Festivali" bugün başladı. 2 gün sürecek olan festivalde kent ve göçe ilişkin paneller düzenlenirken çocuklar için de drama ve dans atölyeleri yapılacak. Festival kapsamında ise pek çok farklı kesimden kadınların emekleri sergileniyor.
 
Kadıköy Belediyesi ile Beraberce ve Ardıç Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen "Kadıköy Birlikte Yaşam Festivali" bugün başladı. Kalamış Atatürk Parkı'Nda ziyaretçilerini bekleyen ve iki gün sürecek olan festivale, Göçmen Kadınlar, Vakıflar Köyü Kadın Kolu, Komşu Kafe gibi pek çok kadın ve vegan derneği katılıyor. Festival, farklı kesimlerden birçok kadının yaptığı el emekleriyle, organik yiyeceklerle renkli anlar yaşatırken elde edilen gelir ise emekçi ve göçmen kadınlara destek sağlıyor. Stant açan kadınlar ikram ettikleri yiyeceklerle de 'Birlikte Yaşam'ı örüyor.
 
Beraberce Derneği'nden Helin Akçam, organize edilen festivalin adının 'Birlikte Yaşam' olmasından dolayı Türkiyeliler ve göçmenlerle ilgili atölyeler ve programlar düzenlediklerini söyledi. Helin,  "Birlikte yaşamı nasıl kurabiliriz diye kent ve çocuk, kent ve göç gibi konulara ilişkin programlar yaptık" dedi.   Ardıç Dayanışma Derneği'nden Kumru Çılgın ise, "Forumlardaki bu başlıkları hep beraber tartışmayı istediğimiz için kapsayıcı konuları ele aldık. Her kesimi kucaklamak istiyoruz.  Çok kalabalık bir kentte yaşıyoruz. Her ne kadar festivalin adı Kadıköy Birlikte Yaşam Festivali olsa da bütün kente ve bütün kentlilere hitap etmeyi amaçlıyoruz. Her gün gördüğümüz ama görmezden geldiğimiz çeşitli topluluklar da var. Biz onlarla  gündelik hayatın üretimine temas edecek konuları konuşmak ve birlikte yaşamı kurmak amacıyla bir aradayız" diye konuştu.
 
'Kadınların savaş karşıtı olması gerek'
 
Festival, ilk olarak Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen Birlikte Yaşam ve Dayanışma Pratikleri konulu panel ile başladı.  Panelde konuşan  Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği Başkanı Adile Doğan kadınların kendi ayakları üzerinde durması gerektiğini vurgulayarak, kadınların savaşa karşı durması gerektiğini söyledi. Adile, mücadele içerisinde yer alan kadınların her anlamda şiddete maruz bırakıldıklarında bu ortak paydada görüştüklerini belirtti. Derneklerinde günlük yan yana gelerek hak ihlalleri üzerine yapılabilecekler hakkında toplantılar yaparak görev dağılımı yaptıklarını söyleyen Adile, kadın sağlığı ve çocuklara yönelik aile içi iletişim, kadın halk sağlığı, gıdaların yaşamdaki yeri ve yaşam pratiklerini yaşama geçirmeye çalıştıklarını kaydetti.
 
Savaşı kim başlattı?
 
Dernek olarak yaptıkları çalışmalara değinen Adile, derneğin ilk kurulduğu zamanlarda ayrılıkçı düşünceler içerdiğini ancak buna karşın çeşitli çalışmalar yaparak bu durumu atlattıklarını söyledi. Adile, "Savaşı kim başlattı, hangi koşullarda buraya geldiler, şeklinde paneller söyleşiler gerçekleştirdik. Ortadoğu uzmanlarını davet ederek Suruç'a Kobane'ye giren kadın arkadaşlar tarafından dernekte de o ayrılıkçı algıyı kırdık" dedi. 
 
'Tek başına şiddetle mücadele edemeyiz'
 
Gerici bir belediyeye sahip olduklarını belirten Adile, "Kamuoyuna yansıtmadığımız hiçbir şeyi yerel yönetimle çözemiyoruz. Okulların açılmasıyla beraber çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayan çok kadın var. Bugün tek başına şiddetle mücadele edemeyiz. Bu yaptığımız stantlarla örgütlenme ve dayanışma ağını geliştiriyoruz" diye konuştu.
 
'Göçü ancak din kardeşliği adı altında kucaklıyoruz'
 
Ardından Farklılaşan Göçmenlik Halleri  konulu  panel başladı. Katılımcıların da konuştuğu panelde  göçmenlerin psikolojilerine ilişkin başlıklar tartışıldı. "Göçmen olmadığını düşünen var mıdır?" sorusu üzerine yürütülen tartışmada Sosyolog Ulaş Sunata,  aslında herkesin göçmen olduğunu dile getirdi. Göçlerin yerelden çıkarak küresel bir zemine oturduğunu kaydeden Ulaş, "Göçün kendisi insanlık dramı oluşturuyor. Bu durum da o göçün gerçekliğinden uzaklaştıran bir durum yaratıyor. Göçmenliğin işçi sınıfına yakın bir imajı var. Göçmenlik halinde göçü deneyimleyen kadar etrafta dolaşan siyasi söylemler din kardeşliği üzerinden kuruluyor. Göçmen olmadığını iddia edenler ev sahibi olarak  kendilerini  görürler ve bu da bir iktidar durumu oluşturuyor" dedi.
 
'Mültecinin hali anlaşılmıyor'
 
Dünyada kimlik mücadelelerinin yükseldiğini dile getiren Ulaş, "Bir Kürt çocuğuyla bir Arap, Çerkez çocuğu da aynı şeyleri yaşıyor. Almanya'ya giden işçinin halini anlayan bir hal varken Suriye'den Türkiye'ye gelen mültecinin halini anlamayan bir hal var. Göçmenlik hali anlaşılabildiği ölçüde değişip dönüşebiliyor" ifadelerini kullandı.  
 
Festival, çocuklar için müzik ve dans atölyeleriyle devam ederken, akşam saatlerinde ise film gösterimleriyle son bulacak.
 
Festivalin yarınki programı ise şöyle:
 
*12.00-14.00  Çocuklar için drama atölyesi
 
*14.00-15.00  Forum: Göç Sürecinde Kadınlık Halleri
 
*15.00-16.00  Forum: Göçmenlik ve Doğru Bilinen Yanlışlar
 
*16.00-17.00- Neden Birlikte Yaşam?
 
Ayşe Öktem-Beraberce Derneği Direktörü/ Soner Çalış-Ardıç Dayanışma Derneği
 
*17.00-21.00:  Konserler: (Muammer Ketencioğlu, Çerkes Müziği, Mood Band, Vomank, Terme Band, Babetna)