Keçeye ruhunu yansıttı: Tabloları dünyanın dört bir yanına yayıldı

  • 09:06 18 Eylül 2018
  • Kültür Sanat
Safiye Alagaş
 
İSTANBUL - Bilinen en eski tekstil ürünlerinden biri olan keçeye şekil veren Aysel Akgün'ün tabloları dünyanın dört bir yanında evleri süslüyor. "Keçenin rengârenk büyük bir dünyası var" diyen Aysel, keçenin el sanatıyla ilgilenen az sayıda insandan biri. 
 
Aysel Akgün, keçenin el sanatlarıyla ilgilenen az sayıda insandan biri. Takı tasarım ile ilgilenen Aysel, bir dönem ticaretle uğraşmış ancak her boş kaldığında ya da kendine vakit ayırdığında mutlaka el sanatlarıyla ilgilenmiş. Araştırmayı çok seven Aysel, internette karşılaştığı görüntüler üzerine keçe ile ilgilenmeye başlamış. Keçenin insanlık tarihinden bu yana kullanıldığı belirten Aysel, "O görselden sonra 'Bende yapar mıyım, yapabilir miyim' diye düşündüm ve denedim. O renk cümbüşünün içinde kendimi kaybettim. Benim için büyülü bir dünya" diye anlattı. 
 
'Bulunduğumuz yeri süsleyecek tablolar üzerinde çalışıyorum'
 
6 yıldır keçe sanatıyla ilgilenen Aysel, "Hobi olarak başladığım bir iş şuanda çok severek ve tutkuyla icra etmeye çalışıyorum. Keçeyi farklı yorumlamayı seviyorum. Keçe yapan çok değerli ustalarımız var. Ben onların çalışma tarzından biraz daha farklı revize ederek çalışıyorum. Daha kullanım alanına açık, halıdan, kilimden, çantadan, şapkadan ziyade görsel açıdan evimizi ya da bulunduğumuz yeri süsleyecek tarzda tablolar üzerine çalışmayı tercih ediyorum. Diğer çalışmaları da yapıyorum elbette ama daha çok görsel tablolar yapıyorum" diye kaydetti. 
 
'Meditasyon gibi'
 
Son bir yıldır profesyonel olarak festivallere davet edildiğini ifade eden Aysel, ürünlerin çok beğenildiğini de sözlerine ekledi. Dünyanın dört bir yanından insanların geldiğini belirten Aysel şöyle devam etti: "Çalışmalarım dünyanın dört bir yanında farklı farklı evleri renklendiriyor. Bu beni inanılmaz keyiflendiriyor. Keçe benim için bir tutku, bir aşk, bir yaşam tarzı. Ayrıca keçenin mistik tarafını da çok seviyorum. Çünkü keçe ile çalıştığınızda sabrınız artıyor öfkeniz bitiyor. Bir şeyi şekillendirmeye başladığınızda üzerinde çok fazla zaman harcıyorsunuz. Beyniniz de onu kurguluyorsunuz, orada bambaşka bir yaratım içerisine giriyorsunuz, meditasyon gibi. O yüzden de keçe bambaşka bir aşkla bağlıyım." 
 
Daha önce birçok el sanatıyla ilgilenen ancak keçede tutkulu bir şekilde kaldığına dikkat çeken Aysel nedenini ise şöyle açıkladı: "El sanatlarının içerisinde ruh halimi yansıtan organik bir malzeme olduğu için. Keçe organik bir malzemedir. Organik olmayan hiçbir yerde asla tutmaz.”
 
'Sanatçıyı yansıtmalı' 
 
Keçe sanatıyla ilgilenen insanların sabırlı olmaları gerektiğinin altını çizen Aysel şu tavsiyelerde bulundu: "Sabırlı olmaları ve kendilerini sürekli yenilemeleri gerekiyor. Diyelim ki yeni bir tekniği öğrendi, alışılmışın dışına taşması gerekiyor. Yoksa yapılmış olanın aynısını tekrarlamak çok fazla geliştirmez. Kesinlikle kendinden, kendi ruhundan bir şeyler katmalıdır. Kendi sevgisini oraya işlemelidir. Bu tarz tablolar bildiğim kadarıyla çok fazla yok. Her nerede olursa olsun ben ürünümü tanımak isterim. Bu benimdir diyebilmeliyim. Bin tane ürünün içerisinde öyle bir farklılık olmalı ki beni yansıtmalıdır. Aslında sanatçının yapmış olduğu iş kendisini yansıtmalıdır."