MKM’li kadın sanatçılar: Söz ve karar zamanı

  • 10:44 14 Eylül 2018
  • Kültür Sanat
HABER MERKEZİ - MKM’li kadın sanatçılar, 28-29 Ağustos’ta gerçekleştirdikleri konferansa dair yaptıkları açıklamada, kültürel soykırımın halklar üzerinde yarattığı etkilere dikkat çekerek, “Şuan tam da sözün ve kararın zamanıdır. Saldırılara devrimci sanat ve sanatçı tutumuyla karşılık vereceğimizi, direniş meşalesini asla bırakmayacağımızın inanç ve kararlılığındayız” dedi. 
 
Mezopotamya Kültür Merkezi’nin (MKM) kadın sanatçıları, 28-29 Ağustos tarihinde “Li hemberi qirkirına çandi bı hunera jina azad tébıkoşe” şiarıyla bir araya gelerek 5. konferansını gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen konferansın içeriğine ilişkin açıklama yayınlayan MKM kadın sanatçıları, son 3 yıldır Türkiye’de ve özelde Kürdistan’da gerçekleşen kültürel soykırımın halklar üzerinde yarattığı etkileri geniş bir çerçevede ele aldıklarına dikkat çekti. 
 
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Yaşadığımız şehirlerin, köylerin, kasabaların tarihi, kültürel, doku ve simgelerini değiştirmekten tutalım edebiyatını kendine mal eden şarkılarını, ezgilerini çalıp çırpan kendi kültürü gibi sunmaktan geri durmayan bir zihniyet gerçekliğiyle karşı karşıya olunduğu ortaya konulmuştur. Kapitalist modernitenin yıllardır Ortadoğu’da derinleştirdiği savaşların hedefinde halkların öz değerlerine saldırı yer almaktadır. Yapılan değerlendirmelerde PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yaratıp geliştirdiği demokratik modernite karşısında adeta bir bunalımı yaşayan kapitalist modernitenin bu topraklarda her gün her an kendi pazarına yeni bir pazar daha katma savaşını vermekte olduğu değerlendirilmiştir. 
 
‘AKP-MHP saldırılarını manevi değerlerimize yönelik geliştirmektedir’
 
Yine konferansımızda Ortadoğu ve özelde Kürdistan’da yürütülen bu sömürge savaşlarının bir başka ve en büyük hedeflerinden birinin de kadınların ve gençlerin olduğu belirtilmiştir. Buna karşı kadınların kültür ve sanatıyla her dönemden daha büyük bir mücadele ortaya koyacağı kararlılığı açığa çıkmıştır. Savaşın kızıştığı ve gün be gün derinleştiği bu dönemde AKP-MHP iktidarı, saldırılarını bizlerin manevi değerlerine, ruhuna, bilincine, yönelik geliştirmektedir. Sanat-toplum, sanat- politika, sanat- ahlak ilişkisini parçalayarak aslında toplumun ortak değerler silsilesini bir şekilde anlamsız soğuk ilişkisiz hale getirerek hissiyatsız kapalı bir toplum yaratma amacındadır. 
 
‘Devrimci sanat ve sanatçı tutumuyla cevap vereceğiz’
 
90’lı dönemlerde kitaplarımızı, dergilerimizi, gazetelerimizi, kasetlerimizi toprağın altından çıkarmak için amansız bir mücadele verildi. Bugünde gazeteleri, Kürtçe ezgileri, Kürdistan yerine Gülistan kelimelerini kullanmamızı dayatan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Tüm kazanımlarımız bir bir elimizden alınmaya çalışılırken, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın felsefesi sayesinde elde edilen kazanımlara sahip çıkacağız. Saldırılara devrimci sanat ve sanatçı tutumuyla karşılık vereceğimizi, bu yönlü direnişin meşalesini asla bırakmayacağımızın inanç ve kararlılığındayız. Tekçi anlayışın hakim olduğu bu süreçte toplumun demokratik, kültürel değerlerine sahip çıkabilme olanağı direnmektir. Bu zehirlenmeden kurtulmanın ve daha sağlıklı bir toplum haline gelmenin temelini direnme oluşturur.
 
‘Sözün ve kararın zamanıdır’
 
Şuan tam da sözün ve kararın zamanıdır. Bir eylem olarak söz söylemeli ahlaki bir yükümlülükle itiraz edilmelidir. Gerçekleştirdiğimiz konferansta gelişen tüm kültürel saldırılara karşı halkları özelde kadınları ve gençleri, sanatçı dostlarını kendi diline, kültürüne, sanatına, doğasına sahip çıkma mücadelesini hep birlikte vermeye ve büyütmeye davet ediyoruz.”