Sanatta sansüre karşı 'vur kaç' taktiği

  • 09:06 3 Nisan 2018
  • Kültür Sanat
Evrim Kepenek
 
İSTANBUL - Performanslarına ilişkin paylaşımlarının Facebook tarafından engellenmesine tepki gösteren sanatçı Şükran Moral, sansür politikalarına, "vur kaç" taktiği ile direniyor. Şükran bu taktiği, "Acil durumlarda yapılacak sanat gösterisi, yeni bir performans dili" olarak tanımlıyor.  
 
Türkiye'nin en önemli çağdaş sanatçılarından biri olan ve eserleri dünyanın dört bir yanında sergilenen Şükran Moral, kendi bedenini kullanarak kadına yönelik hak ihlalleri ve ayrımcılığa dikkat çekiyor. Ankara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nden sonra İtalya'da Accademia Belle Art di Roma'da resim bölümünden mezun olan Şükran, son dönemde artan sansüre karşı direniş başlatmış durumda.
 
İlk defa 1997 yılında, İstanbul Bienali'nde yer almak için performans gösteren Şükran, bu performans için Galatasaray'daki hamamın erkekler kısmına gizlice girdi ve yaşananları kayda aldı. Başka bir performansında Karaköy'deki genelevde çalışan bir kadın rolüyle elinde "satılıktır" kağıdını taşıyan Şükran, Yapı Kredi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde "Aşk ve şiddet" başlıklı sergisiyle de dikkatleri üzerine çekti. Şükran, bu sergide kanlı bir vajina ile izleyicilerin karşısına çıktı. 18 yaşından küçüklerin alınmadığı sergide "tecavüz, kızlık zarı ve regl" konularına dikkat çeken Şükran, ilk sansür ve baskı politikalarına da bu dönemde tanık oldu. Üstelik bu sergi, İtalya'da da sansürlendi. 
 
'Siz utanmadınız mı?'
 
Son olarak kendi performansının yer aldığı "Leyla ile Mecnun" isimli gösterisinin sosyal medya sitesi Facebook tarafından "çıplak"lık içerdiği gerekçesiyle sansürlenmesi Şükran için bardağı taşıran son damlalardan biri oldu.  "Leyla ile Mecnun" isimli çalışmanın ilk olarak 2015 yılında gerçekleştirdiğini söyleyen Şükran, bu çalışmanın sanatsal bir çalışma olduğunu vurguluyor. Facebook’un kendisine sözde “destek mesajı da” gönderdiğini anlatan Şükran, bu mesajın "Bu ahlaka aykırı paylaşımdan utanıyor musunuz" şeklinde bir soru olduğunu ifade ediyor. Mesaja tepki gösteren Şükran, "Ben utanacak bir şey yapmadım esas siz binlerce insanın özel bilgisini şirketlere satarken utanmadınız mı?" diye soruyor. Son dönemde Türkiye’de sanatçılara yönelik baskıların arttığına dikkat çeken Şükran, baskıların çalışmalarına engel olamadığını söylüyor. 
 
Acil durumlarda yapılacak sanat göstergesi: Vur Kaç
 
Başta Türkiye olmak üzere dünyadaki tüm sansür ve baskılara karşı, 2016 yılında manifestosunu yazdığı "vur kaç" taktiği ile direndiğini kaydeden Şükran, bu taktiği de, "Acil durumlarda yapılacak sanat gösterisi, yeni bir performans dili" olarak tanımlıyor. Şükran devamında şöyle diyor: "Ülkemizde olanlar beni bir sanatçı olarak herkes gibi derinden yaralıyor. Tek kelimeyle esaret ve çaresizlik duygusuna yenilmek istemiyorum. Korku dolu sözlerin, yukarıdaki gökyüzüne çekilen simsiyah perdenin seyircisi olamazdım. Sansür, baskı ve korkudan bana kalan tek yol 'vur-kaç' performansları. 20 Mart 2016'da patlayan bombalarla herkesin evlere kapandığı bir anda meydanlarda aşk şarkıları söylemiştim. Simdi bu performanslarımın bir devamı olarak bugün duvarlara kalpleri çiviliyorum." 
 
‘Seyretmenin büyüsü sirklerdeki hayvanların sonu oldu’
 
“Mezbahalarda duran hayvanların yüreklerini görmezden gelebiliriz, tıpkı kaçmaktan başka çözüm üretemeyen çivilenmiş kalplerimiz gibi. Üstümüz kan, aynalarda aşık olduğumuz selfie’ler kadar kirli” diyen Şükran, “Aşkımız süslü kurdela, danteller arkasında kokusu tadı olmayan plastik. Konforumuz var gibi davranmaya devam etmek de yine plastik.  Sevdiklerimizi duvara çivilediklerinde sessiz kalmayı seçebilirsiniz.  Ta ki kendi kalbinizi kendi ellerinizle duvara çakana kadar. Kendi kanınızın size ayna olduğu noktaya dek. Seyretmenin büyüsü sirklerdeki hayvanların sonu oldu! Seyrettiğiniz çocuklar, gençler hayatın en gür yaratıcı damarı… Son kez çivilenen duvarda atıyor; lütfen seyredin yine! Hep yapılan bu değil mi?” diye soruyor.
 
'Vur kaç kalbim'
 
"Vur - kaç" sanatsal eylemlerinin devam edeceğini belirten Şükran, "Çocukların canlı canlı organlarının alınmasına şaşırmayan sen; hayvanların çocukların ve kadınların tecavüzüne şaşırmayan sen; düşüncelerinden dolayı yıllarca sürünenlere şaşırmayan sen; bu sanatsal eyleme çok şaşıracak hiç de etik bulmayacaksın. Plastik hayatınız gereği, uğultulu ahlaki değerlerinize uygun olmayacak. Sizin için de bir çivi çakmaya devam edeceğim. Duvara çivi çakan kendi elinizi tanıyıncaya kadar 'vur-kaç'" diyor.