ADANA - 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün baskı koşulları altında daha çok sahiplenildiğini vurgulayan tiyatro sanatçısı Rugeş Kırıcı, "Yaratılmak istenen korku iklimini sanatla yıkabiliriz" dedi. 

 

8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri devam ederken, bu yıl OHAL koşulları ve tüm baskılara karşı kadınlar daha büyük bir sahiplenmeyle alanlara çıkacak. 8 Mart'ı sanat cephesinden de "Berû" isimli oyunla izleyiciyle buluşan tiyatrocu Rugeş Kırıcı değerlendirdi. Rugeş  de, 8 Mart'ın yoğun baskı koşullarında daha fazla sahiplenilmesinin kendisini ayrıca mutlu ettiğini dile getirdi. 

 

'Kadınların susturulmak istendiği bir dönemdeyiz'

 

Bu süreçte korku  ve baskı ile iktidar kurulmak istendiğini, neredeyse insanların aldığı nefesin dahi kontrol edilmek istendiğini ifade eden Rugeş, "8 Mart'ın bu koşullarda, daha yoğun bir şekilde gündemimizde olmasını çok daha kıymetli buluyorum. Özellikle de kadınların susturulmak istendiği bir dönemdeyiz fakat korkuyu ne kadar yaygınlaştırırsanız o korku kendini o kadar çok besler, bundan dolayı korkunun perdesini yırtmak gerek ve küçük bir çığlık de olsa o nefesi çıkarmak gerek" dedi. 

 

'Siyasetin dili daha çok sertleşti'

 

Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, cinsel saldırının giderek arttığını, bunu besleyen eril bir dil kullanıldığını hatırlatan Rugeş, "Bu devletin ve sistemin kadına yaklaşma biçimidir.  Siyasetçilerin dili daha da sertleşti ama baskı arttıkça kadınların dayanışması daha da büyüyor. Çok ilginçtir ki ben uzun bir zamandır  tiyatrocuyum ve bu dönemde, son bir yıldır seyircide gördüğüm coşkuyu, enerjiyi hiç bir dönem görmemiştim. Aslında baskılar artıkça insanları daha çok kenetleniyor" dedi. 

 

Topluma yol göstermede, toplumun yaşadıklarını anlatmada en önemli gücün sanat olduğuna dikkat çeken Rugeş, tüm baskı dönemlerinde sanatçıların buna karşı tavrını ortaya koyduğunu vurguladı. Rugeş, "Korku perdesini yırtacak en büyük güç sanattır. Tiyatrocu olarak tüm sanatçılara ve kadınlara 8 Mart'ta alanlarda olma çağrısı yapıyorum" dedi.