'Kendi dilimizde yaşamak istiyoruz'

  • 09:10 13 Mayıs 2024
  • Kültür Sanat
 
WAN – Asimilasyon politikası nedeniyle kendi dillerini yeterince konuşamadıklarını ve bu durumun yeni kuşağa da aktarıldığını belirten ARSİSA kursiyerleri, “Kendi dilimizde yaşamak istiyoruz” diyerek anadil için mücadeleyi sürdüreceklerine dikkat çekti. 
 
Kürtçe’ye dönük sansür, baskı yasaklama politikası sürerken bir yandan da dili yaşatma adına büyük bir mücadele veriliyor. Gerek dil, kültür ve sanat kurumlarıyla gerekse de kamusal alanın genelinde Kürtçe’nin yaşamsallaşması için mücadele eden kurumlardan biri de ARSİSA (Dil Araştırmaları, Sanat ve Kültür Derneği). 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nın yaklaşması nedeniyle mikrofon uzattığımız ARSİSA öğrencileri, anadilin önemine dair konuştu. 
 
‘Kendi dilimle yaşamak istiyorum’
 
ARSİSA’da 1’inci sınıfta eğitim alan Gülistan Önver(45), anadilini  öğrenmek ve çocuklarına öğretmek için kursa katıldığını aktardı. Kürtçe noktasında kendisini geliştirmek istediğine değinen Gülistan, sözlerine şöyle devam etti: “Kendi ülkemde, kendi halkımın içinde kendi dilimle yaşamak istiyorum. Kursa başlamamın en büyük nedenlerinden biri, anadilim olan Kürtçeyi akıcı konuşmaktı. Asimilasyona uğrayan ve Türkçeleşmiş bazı kelimeleri hayatımdan çıkarmak ve daha saf ve güzel bir Kürtçe ile konuşmaktı. Çünkü arkadaşlarım yanımda konuşurken, asimilasyona uğrayan kelimelerin eksikliğini kendimde gördüm ve bu eksiklikleri tamamlamak istedim. Türkçeyi konuşmaktan ziyade Kürtçe’yi geliştirip konuşmak gerektiğini düşünüyorum. İki buçuk aydır eğitime başladım ve sonuna kadar devam etmek istiyorum” dedi.   
 
‘İnsan diliyle tanınır’
 
Kursa ilk başladığında çok büyük bir heyecanın kendisini sardığını paylaşan Gülistan, “Çocukken okula başladığım zamanlardaki gibi güzel bir his kapladı yüreğimi. Arkadaşlarımla birlikte hem kendimi hem de dilimi geliştiriyorum, bu çok başka bir duygu” dedi. Aynı heyecanı, çocukları Kürtçe konuştuğu zaman da yaşadığını dile getiren Gülistan, “Çocuklarım Türkçe konuştuğunda insan kendindeki eksikliği hissediyor ve anadilini çocuklarına daha iyi öğretmek istiyor. Evde sokakta ya da başka şehirlerde kendi dilimizi konuşmalıyız. Çünkü insan diliyle insandır ve diliyle tanınır” şeklinde konuştu.
 
‘Anadilimi daha iyi öğrenmek istedim’
 
Küçük yaşlardan itibaren asimilasyon politikalarını deneyimlediklerini söyleyen kursiyerlerden Avukat Ebru Demirtepe de “Bu bizim için büyük bir ayıp. Dilimizi sahiplenmemiz ve  unutmamamız gerekiyor. Öyle bir sistem yürütülüyor ki zamanla dilimize yabancılaşıyoruz. Ben de bu utançla dil eğitimine başladım. Nasıl ki çocuklukta sadece Kürtçe biliyorsak bugün de kendi dilimizi unuttuk ve sadece Türkçe biliyoruz. Ben de bu sisteme karşı durmak istedim ve anadilimi daha iyi öğrenmek istedim” diye konuştu. 
 
‘Anadil hakkımızı hatırlatmak gerekiyor’
 
Anadil mücadelesinin haklı bir mücadele olduğunu ve bir hukukçu olarak bu mücadelenin her zaman arkasında durduğunu söyleyen Ebru, “Hakkımızı bilip iktidara da bu hakkımızı hatırlatmamız gerekiyor. Kürtçe bizim dilimizdir ve her alanda dilimize sahip çıkacağız” şeklinde konuştu. 
 
‘Anadilde eğitim için mücadele etmeliyiz’
 
Dil mücadelesi verirken en önemli durumun Kürtçe konuşmak ve çocuklara Kürtçe öğretmek olduğunu dile getiren Ebru, “Dilimize önce biz sahip çıkmalıyız sonra asimilasyon politikalarına karşı durmalıyız. Bu nedenle evde, sokakta her yerde Kürtçe konuşmalıyız. Anadilde eğitim için mücadele etmeliyiz. Kürtçe sanat ve müziğe ilişkin olan yasaklara karşı da mücadele etmeliyiz” çağrısında bulundu.
 
‘Çocuklarıma Kürtçe öğretmek istedim’
 
1’inci sınıf öğrencisi olan Zilan İtah(38), Kürtçeyi bildiğini ancak konuşma ve okumanın birbirinden farklı olduğunu belirtti. “Ben anadilimde yazmak da istedim, en azından çocuklarıma öğretmek için” diyen Zilan, şöyle ekledi: “Çünkü her yerde Türkçe konuşuluyor ve ben en azından onlara yardımcı olmak için evde Kürtçe konuşmak istedim. Eğitime ilk başladığımda çoğu şeyi bilmiyordum. İlk okumaya başladığım zaman okuduğum şeyi anlayamıyordum. Bugüne kadar hep Türkçe konuştuğumuz için zorlanıyordum” dedi. 
 
‘Anne babamızla dahi birbirimizi anlamıyoruz’
 
İlkokula başlarken Türkçe konuşmayı bilmediğini ancak üniversiteyi bitirdikten sonra artık Kürtçe’yi unuttuğunu dile getiren Zilan, “Şimdi de çocuklarım Kürtçe bilmiyor ve annemle babam da Türkçe bilmediği için birbirlerini neredeyse anlayamıyorlar. Elbette dilimize yönelik bir asimilasyon politikası var çünkü ben annemle Kürtçe konuşurken bile birçok kelimeye Türkçe kelime yerleştiği için annem çoğu kez beni anlamadığını söylüyor. Yani öyle bir hale getirmişler ki bizi artık anne babamızla bile birbirimiz anlayamıyoruz” diyerek asimilasyon politikalarına dikkat çekti.
 
‘Herkes Kürtçe konuşmalı’
 
Şimdi çocuklarını da Kürtçe öğrenmeleri için kursa gönderdiğinden bahseden Zilan, çocuklarının Kürtçe’yi bilmemelerinin kendi eksiklikleri olduğunu söylerken “Benim evde onlarla Kürtçe konuşmam ve onlara Kürtçe öğretmem gerekiyordu. Bu sebepten tüm Kürt halkı çocuklarıyla evde Kürtçe konuşmalı. Çocuklar her ne kadar okulda Türkçe öğrenseler de evde kendi anadillerini konuşunca bilinçlerinde o dil kalıyor” ifadelerini kullandı.