Baskılara yazarak direniyor

  • 09:10 15 Kasım 2023
  • Kültür Sanat
 
 
AMED - Cezaevinde baskılara rağmen direnmeyi sürdüren tutsak yazarlardan Fecriye Benek’in kardeşi Meryem Benek ablasını anlattı. 
 
Uluslararası PEN, cezaevlerindeki tutsak yazarların durumuna dikkat çekmek için 1981 yılında 15 Kasım’ı Cezaevlerindeki Yazarlar Günü olarak ilan etti. Türkiye ve Kurdistan’daki cezaevlerinde de birçok tutsak yazar bulunuyor. Bunlardan biri de Bayburt Cezaevi’nde tutulan Fecriye Benek. 
 
1974 yılında Şirnex’in (Şırnak) Qilaban (Uludure) ilçesine bağlı Hilal beldesinde doğan Fecriye, 12 çocuklu bir ailenin 8’inci çocuğu. Daha çocukluğunda Kürt özgürlük mücadelesi dikkatini çeken Fecriye, 1993 yılında Antalya’da gözaltına alınır 25 gün işkence görür ve ardından tutuklanır.  10 yıl kaldığı cezaevinden çıktıktan sonra Cizîr (Cizre) ilçesine gider ve burada kültür sanat çalışmalarını yürütebileceği bir merkez açmak ister. Cizîr’de bu amaçla Mem û Zîn Kültür Merkezi’ni açar. Ancak Fecriye, 2012 yılında bir kez daha tutuklanır ve 18 yıl ceza verilir. 7 yıl Amed’de tutuklu kaldıktan sonra Sêrt’te bulunan cezaevine sürgün edilir, ardından da Bayburt M Tipi Cezaevi’ne sürgün edilir.  
 
Fecriye’nin kardeşi Meryem Benek, ablasının mücadelesini ve direnişini anlattı. 
Ablası Fecriye’yi yurtsever ve özgür düşünceye sahip bir kadın olarak tanımlayan Meryem, 1990 yılında ailesinin koruculuğu kabul etmesi için büyük bir baskı gördüğünü söyledi.  Babasının koruculuğu kabul etmediği gibi çocuklarının da korucu olmasını istemediğini belirten Meryem, “Babam bizim korucu olmazsak devlet çocuklarımı rahat bırakmaz, benim ve çocuklarımın başına bir şey getirir dedi ve böylece ailece Antalya’ya göç ettik. Burada yaşamımızı sürdürüyorduk. 1993 yılında Fecriye gözaltına alındı. 25 gün gözaltına kaldı. Gözaltına çok işkence gördü. Gözaltından sonra yanına gittiğimde onu tanıyamadım. Çok halsizdi. O dönem 10 yıl cezaevinde kaldı. İzmir, Sakarya, Gebze ve Niğde’de kaldı. 10 yıl sonra bırakıldı” dedi. 
 
Kültür merkezi açmayı planlıyordu
 
Fecriye cezaevinden çıkmadan 3 ay önce görüşüne gittiğinde kendisine kültür-sanat üzerine projesi olduğunu anlattığını söyleyen Meryem, şunları dile getirdi: “Çıktığımda kültür merkezi açacağım dedi. Wan, Agirî ve Cizîra Botan arasında kararsızdı. Ben kendisine bu öyle basit bir fikir değil dedim. Pratikleştirilmesinin zahmetli olacağını ancak yardım edebileceğimi söyledim. Çıktıktan sonra araştırmaya başladı. En kritik yer olarak Cizîra Botan’ı gördü. Cizîra Botan’da kadın çalışmaları gelişmemiş dedi.  Tüm zorluklara rağmen kültür çalışması yürüttü. Çok zorluk çekti. Ancak devam etti. Önüne çıkan zorlukları aşıyordu.”
 
Mem û Zîn açıldı
 
Fecriye’nin 2004’te ziyaretine gittiğinde onun Mem û Zîn Kültür Merkezi’ni açtığını söyleyen Meryem, Agirê Jiyan, Koma Çiya gibi müzik gruplarının burada konserler verdiğini dile getirdi. Meryem, konserlerden dolayı Cizîr’de emniyetin bundan ve Fecriye’nin çalışmalarından rahatsız olduğunu belirtti. Fecriye’nin 10 yıl kültür çalışması yaptığını söyleyen Meryem, Amed’de göz altına alındığını ve 18 yıl ceza verildiğini, 7 yıl Amed’de cezaevinde kaldıktan sonra Sêrt’e sürgün edildiğini belirtti. 
 
Şengali kadınlara ilişkin kitap
 
DAİŞ’in Şengal’e saldırısından Fecriye’nin çok etkilendiğini ifade eden Meryem, “Görüşüne gittim. Saldırıların kendisini çok etkilediğini ve bir kitap yazacağını söyledi. Kararından sonra da kitabı yazdı. Zor şartlarda önemli bir şey ortaya çıkardı. Yeterli bilgiye ulaşamıyordu. 4 yılda yazdı. Çok değerli bir kitap yazdı” dedi. 
 
Masumiyet Utandı Kendinden
 
Tutsak yazar Fecriye Benek’in DAİŞ’in Şengal’e yönelik saldırılarına ilişkin yazdığı Masumiyet Utandı Kendinden kitabı 2019 yılında yayınlandı. Kitapta  Êzidî kadınların katledilmesi, yaşadıkları acılar ve direniş anlatılıyor.