Mücadelelerini yazılarıyla dile getiriyorlar

  • 09:39 10 Ağustos 2023
  • Kültür Sanat
Mîdye Miqted
 
ŞEHBA - Göçün tüm zorluklarına rağmen duygularını ve mücadelelerini yazarak ifade eden Şehbalı kadınlar, "Acıya, mücadeleye, sevgiye ve mutluluğa dair duygularımızı ancak yazarak ifade edebiliriz. Göçün zorlu koşullarına rağmen kalemimizden vazgeçmiyoruz" diyor.
 
Şehba'da yaşayan kadınlar, Şam rejimi ve Türkiye devletinin baskılarına ve saldırılarına rağmen direniyor. Yaşam mücadelesi veren kadınlar aynı zamanda bir mücadele yöntemi olarak yazmayı seçmiş durumdalar. Acıyı, sevgiyi, hasreti, mutluluğu, mücadeleyi kalemleriyle ifade ediyorlar. Erkeklerin egemen zihniyetine, kimliklerini yasaklayan otoriteye karşı kalemlerinden güç alıyorlar ve yazmakta ısrar ediyorlar. Yazmaktan güç alan kadınlar, "Yüreğimizi ancak yazarak serinletebiliriz" diyor.
 
Kitabında Efrîn’deki katliamı anlattı
 
"Di bin siya koçberiyê de, berdan" ve “Komkujî" adlı kitaplarını yayımlayan kadın yazarlardan Fidan Mihemed, "Efrîn’e göç ettikten sonra özellikle de Aydınlar Birliği'ne geçiş sürecimde eğitim ve toplumsal araştırmalar alanında yer aldım. ‘Di bin siya koçberiyê de, berdan’ adlı eserimi yazdım. Bu kitap da Qamişlo şehrinde Şiler Matbaası'nda basıldı ve birçok önde gelen sergide tanıtıldı. Herekol Sergisinde, Qamişlo'da ve Silêmanî Sergilerinde, Bağdat, Kobanê ve Rakka'da tanıtıldı. Kitap 213 sayfadan oluşuyor. 2013-2019 yılları arasında Efrîn'deki boşanmalar, evlilik, toplumsal evlilik, boşanma, boşanmaya dair dini görüşler hakkında yazdım. Efrîn kentindeki katliamları anlatan ‘Komkujî’ adlı bir kitap yazdım. Ayrıca yazılar ve şiirler yazıyorum” dedi.
 
'Kendimde yazabilecek gücü buldum'
 
Fidan, Aydınlar Birliği'nin kendisini olumlu etkilediğini belirterek, şöyle devam etti: "Aydınlar Birliği'ne katıldığım zaman bana büyük güç verdi ve aynı zamanda bana yardımcı da oldu. Ama biz Efrîn’den taşındıktan sonra erkek ve kadınlar arasında bazı ailevi sorunlar yaşandı. Bir evde üç dört aile yaşamak zorunda kaldığı için bu tür sorunlar ortaya çıkabiliyor. Sorunlar yoğunlaşmalarımı etkilediği için acı duyuyordum. Ancak daha sonra kendimde yazabilecek gücü buldum."
 
‘Şehrimi dünyaya tanıtmak istedim’
 
Göç sürecinin hissettirdiği duygularını yazmak ve yaşadığı acıları dünyaya anlatmak istediğini söyleyen Fidan, "Ülkeden göç etmek ve Kürtçe şiirler dinlemek bende yazma merakını arttırdığı gibi yaratıcı da kıldı. Merak ettim ve toplumsal araştırmalara dair eğitimlerine katıldım. Şehrimi dünyaya tanıtmak istedim. Efrîn ve Şehbalıların karşılaştıkları engelleri ve yaşadıkları sorunları yazarak anlatmak istedim" ifadelerini kullandı.
 
‘Şiirlerimi devrim üzerine yazdım’
 
Anadilinde 200'e yakın şiir yazan ve 150'si basılacak olan Alişar Şeyko ise, "2018-2019 yıllarında şiir yazmaya başladım. Özellikle Efrîn şehrinden taşındıktan sonra daha çok şiirlerimi devrim üzerine yazdım. Halkımızın acılarını ve yaşadığımız olayları anlatan Ehmedê Xani, Feqiyê Teyran ve Melayê Cizîrî'nin şiirlerinden çok etkilendim. Şiir yazmamın sebeplerinden biri de bu oldu” şeklinde konuştu.
 
Kürt dilinin savunucusu olmak istiyor
 
Alişar, Kürt diliyle olan bağını ve ana dilindeki şiirsel dizelerini şöyle anlattı: "Eskiden Kürt yazarlarımız şiirlerini yazarken yabancı dillerdeki sözcükleri kullanırlardı. Egemenlerin etkisi Kürt toplumu üzerinde güçlüydü ve dil katledilirken edebiyatımıza yabancı kelimeler de girdi. Ben de şiirlerimi Kürtçe kelimelerle yazıp Kürt dilinin savunucularından biri olmak istedim."
 
Anadille hisleri yazmak
 
Aynı zamanda şarkı da yazan Rojin Dodo ise, "Küçüklüğümden beri şiir okurum ama özellikle Efrîn şehrinden taşındıktan sonra şiir yazmaya başladım. Şiirlerimi kendi içimde yazıyorum. Ana dilimde Efrîn ile ilgili hislerimi yazmaya devam ettim. Birçok festival ve etkinlikte halkımla duygularımı paylaştım. Şarkılar da yazıyorum. Daha çok Şehitler ve Efrîn üzerine yazıyorum. Yazma sürecimde ailem ve yakınlarımın desteği de oldu" şeklinde konuştu.
 
‘Yüreğimizi ancak yazarak serinletebiliriz’
 
Konuşmasının sonunda tüm genç kadınları kendilerine yazma fırsatı yaratmaya çağıran Rojîn, şöyle devam etti: "Bütün genç kadınlara çağrım, içlerindeki duyguları saklamamalarıdır. Bu dar çerçeveden çıkarak okuma ve yazmayla duygularını dile getirsinler. Yüreğimizi ancak yazarak serinletebiliriz. İlk şairlerimiz egemenler yüzünden duygularını Kürtçe ifade edemediler. Ancak önümüzde bir fırsat var ve bu fırsatı kaçırmamalıyız."
 
Hayallerini şiirlerle gerçekleştirmek istiyor
 
Leyla Horo şiir okumayı çok seviyor ve babası her zaman şiirleri sahnede okumasına, göçmenlerin acılarını ve mücadelesini dünyaya sözlü olarak anlatmasına yardımcı olmuş. Leyla, “ Şiir dinlemeyi ve okumayı seviyorum. Babam her zaman bana yardımcı oluyor. Birlikte şiirler düzenliyoruz. Hayallerimi bu şekilde gerçekleştirmek istiyorum. Birçok yerde iktidardaki erkek zihniyeti kadınların yaratımlarına engel oldu. Ancak erkeklerin kızlarının gelişimi için çalışmasıyla bu ataerkil zihniyet yıkılır. Gelecekte kendime daha çok yoğunlaşarak şiirler yazmayı istiyorum" dedi.