Şengal’ın acılarını ve direnişini filmle anlattılar

  • 09:07 5 Ağustos 2023
  • Kültür Sanat
 
Gulistan Şahîn
 
QAMIŞLO - Nameyên ji Şengal’ê film ekibinden Çiğdem Roj, filmin yaşanan acıları ve mücadeleyi yansıttığını belirterek filmin çekimi sonrasında ekipten 3 kişinin yaşamını yitirdiğini, onların yarım kalan hayallerini sinema ve sanatla yansıtacaklarını söyledi. 
 
DAİŞ’in Şengalê saldırılarını anlatan “Nameyên ji Şengalê” (Şengal’den Mektuplar) filmi gösterimde. Nûjiyan Prodüksiyon’un Yönetmenliğini Dersim Zêrevan’ın yaptığı filmin hazırlıkları 2018’de yapılarak 2022 yılında tamamlandı. 6 bölümden oluşan filmde 6 farklı mektup yer alıyor. Film hem drama hem de belgesel niteliğinde. 
 
Nameyên ji Şengal’ê filmine ilişkin prodüksiyondan Çiğdem Roj, JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu. 
 
 2018’de hazırlıkları başladı
 
Filmin 2018 yılında Şengal’e çekilmeye başladığını belirten Çidem, “Bir kadın ekibi olarak Nameyên ji Şengal’ê filminin hazırlıklarına başladık. Hazırlıklarız 2018 yılında başladı. 2018 yılında da çekimine başladık. 2022 yılında ise tamamlanarak gösterime başladı. Şimdiye kadar da festivallerde gösteriliyor” dedi. 
 
Verilen mücadele filmde yansıtılıyor
 Filmin yapılış amacına değinen Çiğdem şunları belirtti: “Nameyên ji Şengal’ê filminin amacı, Êzidîlere yönelik katliamı yansıtmaktı. Yaşanan acıları, gösterilen direnişi göstermek istedik. Direniş tarihini bu film ile yansıtmak istedik. Tüm dünyanın Şengallilerin yaşadıklarını göstermek istedik. Yaşanan acıların tümü bir filme yansıtılamayabilir. Ancak gerçeklerin yansıtılması için bu yolu da kullanıyoruz. Ekip olarak o anneleri dinlediğimizde, yaşadıklarını anlattıklarında bizim üzerimizde de bir ağırlık oluşuyordu. Acaba bu yaşanan acıların hakkın film ile yansıtabilir miyiz diyorduk? Yükümüz ağırdı. Bu topraklar üzerinde eşsiz bir direniş hesapsız bir şekilde gösterilmişti bu da özgürlük savaşıcıları sayesinde gerçekleşmişti.” 
 
6 bölümden oluşuyor
 
Filmin içeriğine ilişkin bilgi paylaşan Çiğdem, “Nameyên ji Şengal’ê 6 bölümden oluşuyor. Her bölümde de 6 mektup var. Biz de her bölümün bir mektup olarak tüm topluma ulaşmasını istedik. Bir çocuk, bir anne, bir savaşçı kendi mektuplarını okuyor. Daha çok mücadeleyi, Şengal’de yaşanan acıları bir mektup yoluyla yansıtmak istedik. Hazırladığımız zaman da özellikle oyuncu getirmedik, eğitim vermedik. Herkes kendini oynadı, canlandırdı. Oyuncular kendiliğinden çıktı. Çünkü bu onların hikayesiydi. Hersek kendi yaşadığını filmde oynadı” dedi. 
 
Yönetmen ve film ekibi kadınlardan oluşuyor
 
Filmin yönetmenine dikkat çeken Çiğdem, “Filmin yönetmenliğini Dersim Zêrevan yaptı. Dersin Zêrevan aynı zamanda Halil Dağ’ın öğrencisiydi. Eğer bu gün bu düzeye gelmişsek ve film çekebiliyorsak bu Halil Dağ ve tüm şehitlerin mirası sayesinde. Yine Şengal Meclis’i bize çok yardımcı oldu. Bu yardım olmasaydı bu filmi yapamazdık. Filmin konusunu yurttaşlarla paylaştığımızda bize kucak açtılar. Bazı sahneler var anneler oynuyor, rol yapmıyorlar yaşadıkları gerçekliği gösteriyorlardı. Bazi olaylar çok ağır olduğu için birçok kez çekimi durduruyorduk. Yadê Şemê var ve onunla bir sahne çekilmişti, sahnenin tamamı toprak ve taştı. Ayakları taş ve topraktan dolayı acımasın diye ayakkabı verdik ancak Yadê Şemê tepkilendi. ‘Ferman zamanı başımıza ne geldiğini siz bilmiyorsunuz, evlerimizden yalınayak çıktık, neler yaşadık neler gördük’ dedi. Bu bizi çok etkiledi. Kadınların emeği ve mücadelesi karşısında şaşkına dönüyorduk” ifadelerini kullandı.  
 
‘Bu çalışma şehitlerin’
 
Film ekibinden 3 kişinin filmin çekimleri bittikten sonra ölümsüzleştiği bilgisini paylaşan Çiğdem, şöyle devam etti: “Filmi bitirdikten sonra ekipten 3 arkadaş Rojava’ya geçti. Serêkaniyê savaşında yaşamlarını yitirdiler. Bu vesile ile o arkadaşları da saygıyla anıyorum. Film için çok büyük emek verdiler. Bizler sağ oldukça şehitlere minnettar olacağız. Bu çalışma şehitlerin çalışması.”
 
‘Gelin kadın sinema tarihini kadınların eliyle yazalım’
 
Kadınların sinemadaki rolüne değinen Çiğdem, “Sinemanın genel tarihine baktığımızda hep erkek zihniyeti ile çekilmiş. Bu zihniyeti kırmak istedik ve kadın sinema ekibi oluşturmak istedik. Kadınlar sinema ile uğraştığında yaklaşımı, sinemaya yaklaşımları daha iyi ortaya çıkıyor. Halk çalışmalara karar veriyor ve biz de kadın sinema çalışmasını daha da güçlendirmek istiyoruz. Sinema üzerine çalışma yapmak isteyen kadınlar gelsin birlikte kadın sinema tarihini kadınların eliyle yazalım” sözleri ile tüm kadınlara çağrı yaptı. 
 
Festivallere katılacak
 
Filmin şimdiye kadar Rojava ve Avrupa’da festivallere katıldığını söyleyen Çiğdem, “Filmimiz bittiğinde, amacımız Şengal’de göstermekti. Ancak şartlardan dolayı olmadı. Bu yüzden de film ilk olarak Qamişlo’da gösterime girdi. Şimdi de Avrupa’da  festivale katılacak. Zaten 3 Ağustos’ta Almanya Sele’de gösterildi. Filmin Avrupa’da gösterimi sürecek. İmkan olduğunda Şengal ile tüm Kuzey ve Doğu Suriye’de göstereceğiz” dedi. 
 
‘Êzidîlere yönelik çok büyük bir ferman gerçekleşti’
 
Şengal’e yönelik saldırılar ı hatırlatan Çiğdem şunları belirtti: “Şengal’in tarihine baktığımızda çok acılı bir tarih görüyoruz. Son yaşanan ferman diğerleri gibi değildi. Hem çok ağırdı hem de büyük bedellerle mücadele verildi. Bu tarihi unutursak, hem kendimize ihanet etmiş oluruz hem de tarihe. Savaşçıların mücadele ile büyük direneceğimiz görüldü. Hiçbir devlet DAİŞ’e karşı duramadı. Ancak bizim güçlerimiz halka ‘arkanızdayız’ ve ‘sizi koruyacağız’ dedi. Çok ağırdı. Ancak mücadele tarihinde çok önemli bir tarih. Bu ay Şengal’e yönelik saldırıların yıl dönümü. Bu saldırılar çok ağırdı. O günleri film sayesinde göstermeye çalıştık ve tarihe mal ettik.  Mücadele hala sürüyor ve bu gün de Şengal’e yönelik saldırılar sürüyor. Halkın mücadelesi ile  cevap verilecek. Kürtlerin tarihine baktığımızda sürekli bir mücadele görüyoruz.”
 
‘Deniz Fırat çok emek verdi’
 
DAİŞ’’in Mexmûr Kampı’da yönelik saldırısında katledilen gazeteci Deniz Fıratı da hatırlatan Çiğdem, son olarak “Halk olarak bu ay bizim için çok zorlu, ağır bir tarih. 3 Ağustos’ta Şengal’e saldırı oldu. Aynı günlerde Mexmûr’a yönelik de saldırı gerçekleştirildi. O saldırıda gazeteci arkadaşımız Deniz Fırat yaşamını yitirdi. Onu da saygıyla anıyorum. Deniz Fırat çok emek verdi. Deniz gibi mücadele edenlerin mirası ile mücadele devam edecek. Yarım kalan hayallerini film, sinema ve sanatla yansıtacağız” dedi.