Altın Portakal Film Festivali’nin Ödül Töreni’nde direniş vurgusu

  • 09:08 9 Ekim 2022
  • Kültür Sanat
ANTALYA - 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ödül Töreni’nde, ödül alan Çiğdem Mater ve ödül sahiplerinin direniş mesajları damga vurdu. 
 
Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 59. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ödül Töreni’nde ödüller sahiplerine verildi. En İyi Film Ödülü Özcan Alper'in "Karanlık Gece" filmine verilirken, Emin Alper imzalı "Kurak Günler" de geceden 9 ödülle ayrıldı.
 
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Ödülü'ne değer görülen Laçin Ceylan, rolünün başrollerden biri olduğunu söyleyerek jüriye tepki gösterdi. Laçin, "Kadınların hakkını yemeyelim" dedi.
 
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Jüri Başkanı Yeşim Ustaoğlu, "Bizler, sanatçılar umudun inatçılarıyız, ısrarcılarıyız. Ya iyileşeceğiz, ya iyileşeceğiz. Başka bir yolu yok" ifadelerini kullandı.
 
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması Sahide Sonku Ödülü, Gezi Davası’ndan tutsak bulunan Çiğdem Mater’e verildi. Ödülü Çiğdem Mater adına Zümrüt Burul aldı. Çiğdem’in adının anons edilmesi uzun süre alkışlandı.
 
Cumartesi Anneleri’ne ithaf etti 
 
Murat Uyurkulak ve Özcan Alper de En İyi Senaryo Ödülü'nü kazandı. Ödülü Cumartesi Anneleri'ne ithaf eden Murat Uyurkulak, "Bugün günlerden cumartesi. Bu ödülü, on yıllardır devletin kaybettiği evlatlarına, çocuklarına bir mezar arayan Cumartesi Anneleri'ne ithaf ediyorum" dedi.
 
Geceye damga vuran konuşmalardan biri de Emin Alpler’in konuşması oldu. Emin, Boğaziçi Üniversitesi’nde süren direnişe selam gönderdi ve “Boğaziçi Üniversitesi direniyor. Kazanacak. Sadece Boğaziçi Üniversitesi değil, zorbalığa karşı direnen herkes kazanacak. Gezi direnişçileri kazanacak. Hemen yanı başımızda diktatöre karşı direnen Ukrayna halkı kazanacak. Zalim mollalara direnen kadınlar kazanacak. Bütün bu direnişçiler tiranlara zorbalara şunları söylüyor: Kazanamayacaksınız. Tarih sizin yanınızda değil. Yıllar sonra hatıranızın önünde eğilecek kimseyi bulamayacaksınız” ifadelerini kullandı.
 
Çekmediği bir film yüzünden 18 yıl ile cezalandırılan Çiğdem’in Bakırköy Kadın Cezaevi’nden gönderdiği mektubu Zümrüt Burul okudu.  Zümrüt, “Çiğdem bu ödülü Kurak Günler filmine emek veren kadınların birlikte almasını rica etti” dedi.
 
Çiğdem’in gönderdiği mektup şöyle: “Altın Portakal’a ve ulusal yarışma jürisine çok teşekkür ederim. Kurak Günler’in bir parçası olduğum için de Emin’e ve Nadir’e çok teşekkür ederim. Hatice, Selin, Eylül, Damla, Ceyda, Zümrüt, Nadide, Esma, İrem, Öykü, Buse, Ezgi, Berfin, İrem Naz, Manolya, Nesibe, Selen, Gülçin, Özge… Kurak Günlere emeği geçen tüm sevgili kadınlar, bu ödül hepimize. Türkiye’de kamera önünde ve arkasında sektöre emek veren tüm kız kardeşlerim, Susma Bitsin’de birlikte yol yürüdüğümüz şahane yol arkadaşlarım, bize bu yolları açan Bilge Olgaç, Ayşe Şasa, Leyla Özalp, Türkan Şoray, Müjde Ar, Yeşim Ustaoğlu ve daha niceleri. İyi ki vardınız, iyi ki varsınız, iyi ki hep birlikte filmler yapıyoruz ya da bazen yapamıyoruz. Ve sevgili Cahide Sonku! Çok teşekkürler! Rol ezberliyorum diyerek Cumhurbaşkanı’na gitmeyi reddettiğin için, seni ayağına çağıran milletvekillerini “Ben Cahide Sonku’yum” diye terslediğin için, hiç kimseye eyvallahın olmadığı için. Yolun, yolumuzdur!”