Kısık sesle dinlediği stranlardan Hebûn’a…

  • 09:05 23 Temmuz 2022
  • Kültür Sanat
Marta Sömek
 
İSTANBUL - Henüz çocukken Kürtçe kasetlerin gizlice ve kısık sesle dinlendiği zamanlarda müziğe karşı oluşan tutkusuyla tüm zorluklar karşısında mücadele ederek ilk albümü “HEBÛN”u yayınlayan sanatçı Zeyno Durar, Kürt dili ve halkının asimilasyona, “yok etme” politikalarına karşı direndiğini vurguladı.
 
Aslen Diyarbakırlı olan Zeyno Durar, 1986 yılında Kürt göçmenlerin memleketi olarak tanımladığı Adana’da dünyaya gözlerini açıyor. Çocukluğu ve gençliği Adana’da geçen Zeyno, Adana’da belediye konservatuarında eğitim alır. Mezopotamya Kültür Merkezi’nde (MKM) çalışmalar yürüten Zeyno, 20 yaşında kendisine yeni bir yol çizmek için İngiltere’ye göç eder ve yeni bir yaşam sürdürmeye başlar. 2006 yılında İngiltere’ye göç eden Zeyno, 10 yıl müziğe ve sanata ara vermek zorunda kalır. 2017’de ise Kürt sanatçı Cewad Merwani’nin “Ahehg” albümünde iki şarkıya düet yapan Zeyno, 2018 ve 2020 yıllarında da çok sayıda festival ve Newroz programlarına katılarak konserler verir.
 
Kısık sesle dinlenen tınılar tutkusunu körükledi
 
Henüz çocukken müziğe ilgi duyan Zeyno, dengbêj dedesi ve stranbej, temburvan babasının stranları ve kilamları ile büyür. 5 yaşındayken ilk sahne deneyimini yaşayan Zeyno, “1990’lı yıllarda çocukluğumda Kürtçe kasetlerin gizlice ve genellikle de kısık sesle dinlenildiği zamanlarda o ezgiler ve tınılar, müziğe olan tutkumu körükledi. Doğal olarak mayamız temelden yoğruluyor” sözleriyle Kürtçe ezgiler ile ilk tanışmasını anlatıyor.
 
‘Kürtçe dünyadaki en güzel renklerden biri’
 
Müziğin evrenselliğine inanması nedeniyle her tarzda ve dilde şarkılar, stranlar seslendiren Zeyno, geleneksel, etnik, pop, folk ve daha birçok tarzda ezgiler söylüyor. Jazz denemeleri de olan Zeyno Kürtçe, Türkçe, Ermenice, Arapça, Zazaca ve Soranice ezgiler de seslendirerek farklı kültürleri yaşatmaya çalışıyor. Ağırlıklı olarak Kürtçe müzikler seslendiren Zeynep, “Çünkü bir halkın varlığı sanatla, müzikle yeşerir ve kalıcı olur. Dünya çok renkli bir yer ve Kürtçe de bu güzel renklerden biri” sözleri ile Kürtçe ezgileri tanımlıyor.
 
Tüm zorluklara rağmen mücadeleden vazgeçmedi
 
Yaşamı boyunca çok fazla zorluklar çeken Zeyno, mücadele azmini şöyle dile getiriyor: “Ataerkil sistemde kadın olmak başlı başına mücadele gerektiren bir durumken, hayallerinin peşinde koşan müzisyen bir kadın olmak daha zor. Ama biz mücadeleyi severiz. Ayşe Şan’ı idolüm olarak görüyorum. Ayşe Şan, kimliğinden dolayı şarkı söylemesi yasaklanan, firari bir hayat sürdürmek zorunda kalan ve başlı başına mücadele eden bir direnişçidir. Ben de birçok defa kadın olarak bu baskılara maruz kaldım ve hala da zaman zaman kalmaktayım. Ailem her zaman destekledi beni ama hem kadın hem de göçmen bir anne olmak müzik yolculuğumda beni zorlasa da mücadeleye devam ediyorum.”
 
‘Yasaklamalar ırkçı zihniyetin dışavurumudur’
 
Türkiye’de yaşadığı süreçte baskı ve ırkçılığa maruz kalan Zeyno, tüm bunlara rağmen inatla Kürtçe stranlar söylemeye devam etti. İngiltere’de, Türkiye’ye oranla sanatını daha rahat icra ettiğini söyleyen Zeyno, “Kendi halkım dışında İngiliz dostlarım ve diğer göçmen halklardan arkadaşlarım da Kürtçe şarkıları daha çok seviyor” diyerek Kürtçe’ye yoğun ilgi duyulduğunu aktarıyor. Türkiye’de son süreçte çok fazla sanatçının konserlerinin yasaklanması, salon verilmemesi ve gösterimlerinin engellenmesine tepki gösteren Zeyno, “Kürt sanatçıların konserlerinin yasaklanması tamamen ırkçı zihniyetin dışavurumudur. Sanatçılar konser için başvuru yaptıklarında ilgili kurumlar repertuarlarında Kürtçe eserler olup olmadığını soruyorlar. Kürt dili, Kürt sanatı ve müziğine yönelik yapılan bu ırkçı tutumu kınıyorum. Müzik sevgi, dayanışma ve özgürce bir arada yaşama duygusunu arttırır. Şarkılarımızı her dilde söylemeye ve sevgimizi sanatla büyütmeye devam etmeliyiz” sözlerini kullanıyor.
 
Hasretlik yaratıcılığa itti
 
Bir sanatçının topraklarından beslendiğini, duygu ve ilham aldığını vurgulayan Zeyno, kendi topraklarına hasret kalmanın yaratıcı olmaya ve üretmeye teşvik ettiğini de sözlerine ekliyor. Toplumun sanatla iyileşip gelişebileceğine değinen Zeyno, bu nedenle de Kürt halkının sanat ve kültür alanında daha çok üretmesi gerektiğine işaret ediyor. Bu bilinçle kültürünü yaşatmak için çalışmalarını sürdüren Zeyno, ilk single çalışması “Lorî Dayikam” ile profesyonel olarak yeniden müziğe başlar.
 
İlk albüm çalışması ‘HEBÛN’ yayında
 
Zeyno, bir buçuk yıl boyunca verdiği emek sonucunda yayınlanan ilk albüm çalışması “HEBÛN”a dair de şunları kaydediyor: “HEBÛN (varoluş) benim hikayem. Pandemi döneminde çok zor bir hastalık geçirdim ve ölümden döndüm. Yeniden doğdum, ağır bir uykudan uyandım. Yeniden var oldum ve hayata bambaşka bakmaya, bir başka şarkı söylemeye başladım. Kendi içimdeki gücü gördüm ve ona hiç olmadığı kadar sıkıca sarıldım. Hayalim olan albüm projemi gerçekleştirmek için değerli arkadaşım ve aranjörüm Şervan Ayaz ile beraber bir yola koyuldum. Şervan Ayaz’a bu güzel albüm, emekleri ve özverili çalışması için çok teşekkür ediyorum. HEBÛN 3 şarkıdan oluşan bir albüm. İki beste ve bir tane de anonim stran var. ‘Dilşikestî’ ve ‘Rosîda’ şarkılarının söz ve müziği, manevi abim sevgili Veysel Algür’ e ait. ‘Govend e’ şarkısı da Zaxo yöresine ait anonim bir eserdir. Yeni projeler de bitmek üzere, yani artık durmak yok yola devam.”
 
Cigerxwîn’in etkisi…
 
Zeyno ayrıca Kürt şair, yazar ve tarihçi Cigerxwîn’in bir dörtlüğünden etkilenerek albümünün ismine karar verdiğini aktarıyor. Cigerxwîn’in dörtlüğü şöyle:
 
“Jin û hebûn
 
Ez xumxuma ava şeman
 
Ez çerx û govend û sema
 
Tin im di Nêv kat û lema
 
Jin im, hebûn im, tevger im”
 
‘Herkes anadiline sahip çıkmalı’
 
Müziğin ve sanatın kendine has bir dili olduğunu ifade eden Zeyno, “O dilin içinde de başka diller, duygular ve renkler var. Her dilde şarkı söylemeyi ve denemeyi çok seviyorum ama Kürtçe söyleyince kendimi daha özgür hissediyorum. Ben Kürt’üm ve tabii ki sanatımı anadilimde yapmayı tercih ediyorum. Halkın varlığı sanatla ve müzikle büyür, kalıcı olur. Birçok insan Kürtçe anlamadığı ve konuşmadığı halde Kürtçe stranlar dinliyor. Daha sonra onu anlamak için Kürtçe öğrenmeye başlıyor. Bu da bir dilin ve halkın asimilasyona karşı yaptığı bir direniştir” diyor. Kürtçenin tüm asimilasyon ve “yok etme” politikalarına karşı direndiğini vurgulayan Zeyno, herkesi anadiline sahip çıkmaya ve yaşatmaya çağırıyor.