Uçan Süpürge Film Festivali başlıyor

  • 14:34 26 Mayıs 2022
  • Kültür Sanat
 
ANKARA - Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali, bu akşam yapılacak açılışla başlıyor. Bu yıl “Kadınların Mirası” temasıyla 10 farklı kategoride 60’ı aşkın film seyirciyle buluşacak.
 
Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali (USUKFF), Nil Kural’ın direktörlüğünde bugün başlıyor. 25’incisi düzenlenecek olan festival, bu yıl “Kadınların Mirası” temasıyla 26 Mayıs-5 Haziran tarihleri arasında Büyülü Fener Kızılay Sineması ve Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde 60’ı aşkın filmin yer aldığı zengin bir programla seyirciyle buluşuyor.
 
Festivalin açılışı bu akşam saat 20.00'de Karum Çim Alan'da gerçekleşecek. Açılış töreni Youtube’dan canlı olarak takip edilebilecek.
 
Festivalde yer alacak seçkiler
 
Festivalde yer alacak 10 kategori şu şekilde: Her Biri Ayrı Renk, Pembesiz Mavisiz, Olay yeri-Aile, Küçük Kadınlar, Kadın Yok Savaşın Yüzünde, Yıkmak Diyor Kadın, Ayak Basılmamış Yollar, Perdeyi Sahipleniyoruz, Türkiye'den Kadın Filmleri ve Özel Gösterimler.
 
Çocuk evlendirmeleri üzerine belgesel
 
Festivalin programı ve yer alan kimi filmler ise şöyle:
 
Amsterdam Uluslararası Belgesel Festivali 34. IDFA’da ‘En İyi Yönetmen Ödülü’ kazanan Diem Ha Le imzalı Children of the Mist (Sisin çocukları) adlı belgesel filmin gösterimi 27 Mayıs’ta yapılacak. Film, kız çocukların evlendirilmesine odaklanıyor. Bir arkadaşının çocuk yaşta evlendirilmesinden yola çıkan yönetmen, izleyiciyi kaderini eline alıp, geleneğe boyun eğmemeye çağırıyor. Gösterimin ardından Türkiye Barolar Birliği (TBB) Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Hatice Kaynak'ın konuşmacı olarak yer alacağı, 'Çocuk Yaşta Erken ve Zorla Evlilikler ve Hukuki Boyutu' üzerine bir söyleşi düzenlenecek.
 
Toplumsal cinsiyet rollerine bakış
 
Yönetmenler Jeyan Kader Gülşen ve Zekiye Kaçak’ın “Bu Ben Değilim” adlı filminde, toplum, aile baskısı ve kendi iç çatışmaları nedeniyle cinsel yönelimini gizleyerek bir kadınla evlenen mutsuz geylerin hikayesini anlatıyor. Film, küçük şehirlerden, kasabalardan İstanbul’a göç etmiş muhafazakar ailelerden gelen üç eşcinsel erkeğin, yaşadıkları ile hayal ettikleri arasında bocalayan, sıkışıp kalmış dünyalarını anlatıyor.
 
Suriye’den Ukrayna’daki savaşa
 
Yönetmen Alina Gorlova’nın “Bu yağmur hiç dinmeyecek” adlı belgesel filmi, Suriye’deki savaştan kaçarak kendisine ve ailesine daha iyi hayat kurmak için Ukrayna'ya gelen ve burada da kendisini savaşın içinde bulan 20 yaşındaki Andriy Suleyman’ı takip eden bir belgesel. Film, Suriye'deki iç savaştan Ukrayna’daki çatışmalara uzanıyor. 
 
Kimlik ve aidiyet
 
Körfez Savaşı sırasında ailesiyle Irak’tan Avusturya’ya göç eden yönetmen Kurdwin Ayub’un Sonne adlı filminde, Viyana’da yaşayan ve farklı etnik kökenlerden gelen üç genç kızın başörtüsüyle R.E.M.’in Losing My Religion’ına çektikleri video, onları Müslüman Kürtler arasında ünlü yapar. Aralarındaki tek Kürt olan Yesmin, kendi kültüründen giderek uzaklaşmaya başlar. Nati ve Bella ise kendilerine yabancı olan bir dünya karşısında büyülenmiş gibidir. 2022 Berlin Film Festivali’nden ‘En İyi İlk Film Ödülü’ ile dönen ve Avusturyalı yönetmen Ulrich Seidl’ın yapımcılığını üstlendiği Sonne, kimlik ve aidiyetle ilgili güncel soruları sanal medya kültürüyle birlikte mercek altına alıyor.
 
Aslı Erdoğan’ın sürgün hayatı
 
Yönetmen Adar Bozbay’ın “Bitmemiş Cümleler” adlı belgesel filminde, Almanya’da sürgün hayatı yaşayan Aslı Erdoğan’ın edebiyatını ve bugüne geliş yolculuğunu yazarla birlikte ele alıyor. Almanya’ya Erich Maria Remarque Barış Ödülü’nü almaya giden Aslı, bir daha geri dönmez. Böylece yazarın Frankfurt’taki yarı açık cezaevine benzettiği sürgün hayatı da başlamış olur. Bu durum zaman içinde Aslı’nın sağlığının bozulmasına ve yazamamasına neden olur.
 
Hasankeyf…
 
Elif Yiğit’in yönetmenliğini yaptığı belgesel film “Hasankeyf” ise, Batman’da bulunan 12 bin yıllık tarihe sahip Hasankeyf'in, Ilısu Barajı nedeniyle sular altında kalıp yok olmasını beyaz perdeye taşıyor. Tarihin kaybının yanı sıra köy, ev ve anılarını kaybetmek zorunda kalan insanların yaşadıklarını, hikayelerini ve barajlaştırma süreci boyunca yaşanan değişimleri adım adım belgeliyor. 
 
Cezaevinde iki kadın
 
Yönetmen Ceylan Özgün Özçelik’in “Cadı Üçlemesi 15+” adlı belgesel filminde, cezaevlerinden yaralarını ve şifalarını haykıran, kendilerine şiddet uygulayan erkeklere karşı özsavunmalarını kullanan iki kadının öyküsünü anlatıyor. Aylin ve Havva evlerini, sevgiyi, öfkeyi, çocukluklarını, düşlerini ve kabuslarını paylaşıyor. Belgesel, Aylin ve Havva’nın mektuplara döktükleri duyguları, gerilim türünde aktarırken, şiddetin zaman ve mekan tanımayan döngüsünde iki kadının suçlu bulunmasını sorguluyor.