Newaya Jin: Analara sözümüz çiçeklerle bezeli bir ülke

  • 09:09 3 Mayıs 2021
  • Kültür Sanat
HABER MERKEZİ - Newaya Jin’in yeni sayısı ““Analara sözümüz çiçeklerle bezeli bir ülke” manşetiyle okurla buluştu. 
 
Avrupa’da yayın yapan kadın gazetesi Newaya Jin’ın Mayıs Sayısı okurla buluştu. Birçok başlığa dair gündemlerin yer aldığı 194’üncü sayıda “Analara sözümüz çiçeklerle bezeli bir ülke” manşeti tercih edildi.
 
Kürt annelik olgusuna dair yazan Zilan Diyar, devletin Kürt annelerine reva gördüğü politikalara dikkat çekti. Adaletin Emine Şenyaşar’ın evlatlarının üzerini örten toprağın altında kaldığını anımsatan Zilan, zalimlerin “anaların önlerinde secde ederek af dileyecekler”ini vurguladı. 
 
Yaşamın her alanında Kürtçe…
 
Mayıs sayısının diğer temel bir gündemi ise anadilin varlığı ile inkar ve asimilasyon politikaları karşısında mevzilenen Kürtçe’nin direnişi. Rojava Kürtçe Dil Kurumu yöneticilerinden olan Viyan Cûdî, 2007’den bu yana zemini oluşturulan Kürtçe anadil eğitimi serüvenine dair detayları paylaşırken, Roza Metîna ise Kürtçe’nin etimolojik yapısına dikkat çekti. Roza, Kürtçe’nin her zamankinden daha çok bu dönemde savunulmasına ve yaygınlaştırılmasına ihtiyaç olduğunu aktardı.    
 
Êzidî toplumu kendini savunmaya hazır
 
3 Ağustos 2014’te DAIŞ çeteleri tarafından hedef alınan Şengal’e yönelik saldırı tehditleri bu kez de  Bağdat-Hewlêr-TC tarafından devam ettirilmekte. Ferman öncesi ve sonrası Şengal’in durumuna ilişkin gazetenin sorularını yanıtlayan Ezidî Özgür Kadın Hareketi Üyesi Soham Şengalî, olası bir saldırı karşısında Êzidî toplumunun kendini savunmaya hazır olduğunu aktardı.   
 
‘Kadın aileye feda ediliyor’
 
İstanbul Sözleşmesi’nin iptaline dair gündemi ise gazetenin yazarlarından Nazan Üstündağ yorumladı. Sözleşmenin kaldırılmasının ‘ailenin devamının kadının hayatından daha değerli olduğu” mesajını taşıdığına dikkat çeken Nazan, Sözleşmenin iptalinin maliyetinin en fazla da AKP’ye çıkacağını belirtti.   
 
Zerya Gül ise, kadın bedeni ve cinselliği üzeri geliştirilen politikalar dizi yazısının bu ayki bölümünde, kapitalist modernite çağında sömürülen ve metalaştırılan kadın emeği, bedeni ve cinselliği politikalarını irdeliyor.   
 
Jineolojî sayfasında ise Sarah Marcha’nın 2019 yılında Rojava’da kurulan Andrea Wolf Enstitüsü’nün çalışmalarını tanıtan makalesine yer verildi.   
 
Altın Taç Festivali
 
Gazeteci Bêrîtan Zagros ise dikkatleri ilginç ve önemli bir konuya çekiyor.  2015’ten bu yana Federe Kürdistan’da Yekgirtûya Îslamî ya Kurdistanê öncülüğünde gerçekleştirilen Altın Taç Festivali (Festîvala Taca Zêrîn)’e dair detayları paylaşan Bêrîtan, 13-20 yaş arası “türban”lı genç kadınların bu festivallere katılıp yarıştığı bilgisini paylaşıyor.   
 
Eko-kırım ile demografik değişim
 
Ekoloji kategorisinde ise gazeteci Güler Yıldız’ın Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan ile yaptığı röportaja yer verildi. 
 
Eko-kırım ile “demografik değişim” politikalarının irdelendiği röportajda, özellikle alevi toplumunun yaşadığı bölgelerde yapılan Baraj, HES ve Maden Ocakları’nın asıl amaçlarına dikkat çekildi. 
 
Kadınlarla beraber bir diplomasi
 
Yeni sayıda, Mayıs 1999’da Almanya’da kurulan Kürt Kadın Barış Bürosu’nun diplomasi anlayışı, ittifak ve ilişkiler ağı perspektifine dair yapılan röportaja da yer verildi. 
 
‘Mizgîna me’
 
Sanattan devrime akan ve dokunaklı sesiyle her Kürdün yüreğini okşayan Gurbet Aydın’a dair biyografi yazısını Kürt müzisyen Bermal Çem kaleme aldı. Bermal, Mazlum Doğan’dan Mahsun Korkmaz’a, Hozan Sefkan’dan Çiya’ya kadar Kürt tarihine mal olmuş isimlerle çalışma yürütmüş olan, Batman’dan, Lübnan’a, Avrupa’dan Tetvan’a uzanan Hozan Mizgîn’in hayat felsefesi ve sanat anlayışını anlattı.   
 
Bir coğrafyanın haykırışı olarak “Qirayîş”
 
Sanat kategorisinde ise müzisyen Yıldız Arslan’ın 2015’te çıkarttığı ilk albümü “Qirayîş”ın tanıtımı yapıldı. “Yaşadıklarımız bizi takip eder” diyen Yıldız, “Qirayîş”ın bir coğrafyanın çığlığı, haykırışı olduğunu vurguladı.