‘En büyük hayalim Kürtçe operayı dünyaya duyurmak’

  • 09:03 17 Aralık 2020
  • Kültür Sanat
Hikmet Tunç 
 
VAN -  “En büyük hayalim opera tarzında Kürtçeyi dünyaya duyurmak”  diyen sanat alanındaki alternatif arayışçlarının temsilcilerinden biri olan Eylül Kaya, “Lütfen popüler kültüre kapılıp kendi özünüzü kaybetmeyin. Bir yeteneğiniz varsa üzerine gidin” diyor.
 
Kürt dili üzerindeki asimilasyon politikalarına her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Asimilasyonla beraber Kürt dili mahkemelerde kayıtlara “anlaşılmayan dil” olarak geçerken, Kürtçe olduğu için tiyatro oyunları iptal ediliyor.  Kürt diline yönelik baskılar farklı yöntemlerle sürdürülürken, özellikle seçim dönemlerinde siyasi bir argüman olarak “Kürt kardeşim” sözleri ile, sonrasında ise Kürtçe konuşulmasına dahi tahammül edilmediği bir boyuta evrilen asimilasyon politikaları hız kesmeden sürüyor. Bir taraftan popüler kültürün de etkisiyle söylenen Kürtçe şarkılar görmezden gelinirken, öte yandan reyting kıran şarkı yarışmaları, şovlarında ise söz konusu Kürtçe söylenmek istenen “ninni” dahi onlarca defa 'özür' ifadeleri sarf edildikten sonra birkaç sözle mırıldanması büyük bir alkışla karşılık buluyor. 
 
Seslendirdiği şarkılarla dinleyenleri cezp ediyor
 
Günümüz itibariyle milyonlarca Kürt, anadiline yönelik engellemelerle karşı karşıya kalırken, bu engellere karşı kendi alternatifini de yaratıyor. Özellikle sanat alanındaki alternatif arayışların temsilcilerinden biri olan 18 yaşındaki Eylül Kaya, baskılara rağmen Kürtçe opera tarzında seslendirdiği şarkılarla ince tınılı sesiyle dinleyenlerde hayranlık uyandırıyor. 
 
‘Gelişmemdeki en büyük katkı annemin’
 
“En büyük hayalim opera tarzında Kürtçeyi dünyaya duyurmak”  diyerek sözlerine başlayan Eylül, müziğe doğuştan bir ilgisinin olduğunu söylüyor. Eylül, sesini keşfetmesinde annesinin rolüne dikkat çekerek şu ifadelere yer veriyor: “Gelişmemdeki en büyük katkı annemindir. Annemin benim üzerimde çok emeği var. Kitap okuma alışkanlığımı annemden edindim. Çocukluğumdan beri benimle kitap okuyor. Bu kadar araştırmacı ruhum ve kitap okumam bundan geliyor. O yüzden annemle aramda çok farklı bir bağım var. Bir ayda 72 tane kitap okuduğum oldu. Van birinciliğim de oldu. Ülke genelinde girdiğim ses yarışmalarında da dereceler aldım.”
 
'Evde dinlenen dengbej parçalarının etkisi büyük'
 
Dengbejleri dinlerken kendisinde oluşan etkiye işaret eden Eylül, “Okula başladığımda ilk olarak söyledğim parçaları arkadaşlarımın kulağına fısıldardım. Çünkü herkesin içinde şarkı söylemekten çekinirdim. Arkadaşlarımın  öğretmenlerime söylemesinin ardından da  tabi öğretmenlerim dinlemek istediklerinde ısrar edince ben de söyledim. Daha sonra okul bazında katıldığım yarışmalarda dereceye girdim” diyor. 
 
‘Sesimin inceliğinden kaynaklı opera tarzına yönlendim’
 
Doğuştan sağ kolu yüzde 50 engelli olmasından dolayı “Bir enstrüman çalabilir miyim?” sorusunun tedavi gördüğü fizyoterapist tarafından da onaylanması üzerine Eylül,  bir müzik atölyesine kayıt yaptırdığını ifade ediyor. Eylül, “Burada sesimin inceliğini fark eden eğitmenlerim beni opera tarzında Soprano tarzında söylemeye yönlendirdi. Burada aldığım eğitimle aynı zamanda daha çok Kürtçe okumaya başladım. Kürtçe hem ana dilim olması hem de kendimi daha iyi hissettiğim için şarkılarımı Kürtçe okumayı tercih ettim”  diye belirtiyor. 
 
‘Toplumları incelemek bana heyecan veriyor’
 
Üniversite birinci sınıf öğrencisi olan Eylül, Antropoloji bölümünü seçmesinin nedeninin ise insanı bilimsel açıdan inceleme merakından olduğunu sözlerin e ekliyor. Eylül, “Katıldığım kazı çalışmalarında bulduğumuz kemikleri, bunların kaç yıl öncesine ait olduğunu bulmak, hangi topluma ait olduğunu incelemek çok hoşuma gidiyor. Antropoloji’yi bu yüzden seçtim farklı şeyleri araştırmayı seviyorum. Zaten antropoloji de insana dair birçok şeyi kapsadığı için, çok farklı insan kültürlerine yer verdiği için daha kapsamlı inceleme fırsatı bulabiliyorum. Halklara, topluma dair bulgular bulmak beni heyecanlandırıyor” sözlerini kullanıyor.
 
‘Sesimi kontrol edebilmem için eğitim almalıyım'
 
“Bazen sesimi kontrol edemiyorum” diyerek iyi bir eğitim almak istediğini belirten Eylül şöyle devam ediyor: “Eğitim almam gerekiyor, çünkü sesimi kontrol etmem lazım. Ben şu an şarkı söylüyorum ama sesimi fazla kontrol ediyor değilim. Söylüyorum ama nerde ‘bas’ nerede ‘tiz’ yapmam gerekiyor bilmiyorum, fazla bilgi sahibi olmadığım için bilmiyorum. Kesinlikle eğitimden geçmem gerektiğini düşünüyorum.”
 
‘Amacım popüler kültüre kapılmak değil’
 
Kürt dili üzerindeki baskılara değinen Eylül, “Kendi dilimde ve kendi kültürümde şarkı söylemek istiyorum. Kürtçe opera tarzında kendimi geliştirmek ve Kürtçe şarkılar da hep dinlenilsin diye söylemek istiyorum. Amacım popüler kültüre kapılmak değil. Teknoloji çağında yaşıyoruz benim yaşım daha çok küçük istediğim yere ulaşabilecek yaştayım. Amacım bu alanda kendimi geliştirmek profesyonel şekilde yapmak. Amacım Kürt kültürünü ve operayı bütün dünyaya duyurmak ” ifadelerine yer veriyor.
 
‘Yeteneğinizi keşfetmek için üzerine gidin’
 
“Popüler kültüre kapılıp kendi özünüzü kaybetmeyin” diyerek gençlere seslenen Eylül, “Çünkü insan kendi özüne döndüğünde gerçek mutluluğu buluyor. Kendi özünüze döndüğünüzde zaten fark edersiniz bir yeteneğinizin olduğunu. Bir yeteneğiniz varsa üzerine gidin. Başkalarının sizi yönlendirmesine izin vermeyin” diye çağrı yapıyor.