'Toplumun yok olmaması için dil canlı kalmalıdır'

  • 09:05 15 Mayıs 2020
  • Kültür Sanat
Medya Üren
 
DİYARBAKIR - MED-DER Eşbaşkanı Mine Karakaş ile Kürtçe öğretmeni Remziye Öncel, Kürtçenin konuşulmasının önemine dikkat çekerek, "Bugünü Kürt dili ve kültürüne sahip çıkma günü olarak ilan etmemiz gerekiyor. Fakat bu sahiplenmemin süreklileşmesi gerekiyor. Toplumun yok olmaması için dil canlı kalmalıdır" dedi.
 
Celadet Ali Bedirxan tarafından 15 Mayıs 1932'de, Suriye'nin başkenti Şam'da yayımlanmaya başlayan Hawar dergisi, toplamda 57 sayı ile 1943 yılına kadar yayın hayatını sürdürdü. İlk 23 sayısı hem Latin hem de Arap alfabesiyle basılırken, 24’üncü sayıdan itibaren ise tamamen Latin alfabesiyle yayın hayatına devam etti. Kürtçeye birçok anlamıyla katkısı olan Hawar dergisinin yayına başladığı 15 Mayıs tarihi, 2006 yılından bu yana Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Milyonlarca insanın konuştuğu Kürtçe resmi kurumlar nezdinde 'Bilinmeyen dil' olarak görülse de Kürtler, dilleri için varlık mücadelesi yürütmeye devam ediyor. 
 
Kürt Dil Bayramı dolayısıyla Kürtçe öğretmeni Remziye Öncel ile Medeniyet Dilleri Derneği (MED-DER) Eşbaşkanı Mine Karakaş değerlendirmelerde bulundu. 
 
'Kürt diline hizmet eden tüm kurumları kapattılar’
 
15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nı kutlayan Remziye Öncel, Kürtçe okuma ve yazmayı 40 yaşından sonra öğrenmeye başladığını dile getirdi. Remziye şunları söyledi: "Çünkü Kürtçe okuma ve yazmayı çok seviyordum, şu anda da kitap yazıyorum. Birçok aile çocuklarıyla Türkçe konuşuyor ve çocukları Kürtçe öğrenemiyor. Bu çok üzücü bir durum. Kürt annelerinden isteğim, ev içinde çocuklarıyla Kürtçe konuşmalarıdır. 'Her ev bir okuldur' kampanyası başlattık. Herkesin ev içerisinde çocuklarıyla Kürtçe konuşması gerekiyor. Kürtçe ana dilimizdir. Öncülerimiz Kürt Dili'ni yıllardan bu güne kadar taşıdı, bu günden itibaren de bu görevi omuzlamak bize düşüyor. Asimilasyona karşı her yerde dilimizi konuşalım."
 
'Kürt kadınları edebiyatta kendini geliştirmeye devam ediyor'
 
Kürtçenin çok zengin bir dil olduğuna dikkat çeken Remziye, Kürtçenin destandan, öykülere, atasözlerine kadar çok şey barındırdığını belirtti. Remziye, Kürt dilinin eğitim dili olmasını istediklerinin altını çizerek, "Okullarda Kürtçe eğitim verilmelidir. Kendi dilimizle bize okullar açılsın ve eğitim dilimiz de Kürtçe olsun. Dünyada o kadar Kürt var fakat neden Kürt dili eğitim dili değil? Dilimizin neyi eksik? Kürtçe eğitim dili olmaz diyenler, araştırıp Kürtçenin ne kadar zengin bir dil olduğunu öğrensinler. Kürt şairler, yazarlar, edebiyatçılar şu anda kendilerini çok geliştirdiler. Çok sayıda roman ve şiir kitapları yaratıyorlar. Kürt kadınlar edebiyatta kendini geliştirmeye devam ediyor, kitaplar yazıyor ve bu durum da bizi oldukça mutlu ediyor. Genç, kadın, çocuk herkesin Kürtçe okuyup yazması ve Kürtçeyi yaşama geçirmesi gerekiyor. Şimdiye kadar Kürtçe için mücadele yürüten herkese teşekkür ediyorum. Celaled Ali Bedirxan'a, bize Kürtçe alfabeyi kazandırdığı için çok teşekkür ediyoruz. Onların takipçisiyiz" ifadelerini kullandı. 
 
'Bu bayram, dilin yeniden yeşermesi için kutlanıyor'
 
MED-DER Eşbaşkanı Mine Karakaş da, tüm dünyanın hastalıkla mücadele yürüttüğü bu zorlu günlerde, Kürt Dil Bayramı’nı kutladığını söyledi. Mine, dünya olarak sadece hastalıkla mücadele yürütmediklerini, en ağır hastalık olan asimilasyonla da mücadele yürüttüklerine dikkat çekti. Mine devamında şu sözlere yer verdi: "Dilimiz üzerine çalışmak ve dilimizi geliştirmek istiyoruz. Bu bayram, dilin yeniden yeşermesi için kutlanıyor. Yüz yıldır Kürt Dili üzerinde yürütülen asimilasyon ve kirli politikaları ortadan kaldırmak istiyoruz. Asimilasyonu püskürtmek için kurumlarımız tarafından birçok çalışma yürütülüyor. Birçok insan, kurum, işyeri ve biz MED-DER Kürt Dili Kurumu olarak, eşi görülmemiş bu asimilasyonu ortadan kaldırmak için mücadele yürütüyoruz.”
 
'Toplumun yok olmaması için dil canlı kalmalıdır'
 
Böyle bir günde dilin öneminin bilincine varılması ve öze dönülmesi gerektiğine vurgulayan Mine, "Kimliğimizin farkına vararak, niçin mücadele ettiğimizi bilmemiz gerekiyor. Bu günü Kürt dili ve kültürüne sahip çıkma günü olarak ilan etmemiz gerekiyor. Fakat bu sahiplenmemin süreklileşmesi gerekiyor. Toplumun yok olmaması için dil canlı kalmalıdır. Bu toplumun tüm üyelerinin görevidir. Böyle bir konuda toplumun çıkarlarını düşünmemiz gerekiyor. Bunun yanı sıra dilin zayıflaması ilişkilerimizin zayıflaması anlamına geliyor. Bu beraberinde büyük bir yenilgiyi getirir. Siyasi partiler, dilin gelişmesine öncülük etmelidir. Bu günün büyük bir uyanışa vesile olmasını diliyoruz" dedi. 
 
'Kürtçe eğitim dili olmayana kadar asimilasyon devam edecektir'
 
Asimilasyon tehlikesini ortadan kaldırmanın çözümünün Kürtçeyi eğitim dili haline getirmek olduğuna işaret eden Mine, "Kürt dili eğitim dili olmayana kadar bu asimilasyon devam edecektir. Amaç ve isteğimiz, Kürtçenin resmi dil ve eğitim dili haline gelmesidir. Ancak bu şekilde dilimizi koruyabiliriz. Bu süreçte bizler de MED-DER olarak derslerimizi online dijital sistem üzerinden vermeye devam ediyoruz" diye konuştu.