Yönetmen Aysel Yıldırım: Sanat otoriteye söylenmiş bir sözdür

  • 09:05 12 Mayıs 2019
  • Kültür Sanat
 
Rengin Azizoğlu
 
DİYARBAKIR - Yazar, oyuncu ve yönetmen Aysel Yıldırım, hem ekonomik hem de ifade özgürlüğü anlamında toplumun her kesiminin baskı altında olduğunu belirterek, “Toplumun her kesimi baskı altındayken öncelikle sanatçılar susturulmaya çalışılıyor ama bunu başarmaları çok daha zor. Sanatçı her zaman kendisine bir yerden bir çıkış alanı bulur. Sanat otoriteye söylenmiş bir sözdür” dedi.
 
Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu (BGST) 1995 yılında kurulmuş tiyatro, dans, müzik ve toplumsal bilim araştırmaları alanlarında çalışmalar yürütmüş bağımsız bir sanat kurumu. BGST oyuncusu Aysel Yıldırım, son oyunları Zabel’i ve sanat alanının kadınlar için önemini anlattı.
 
‘İçindeki kadınları hatırlıyor’
 
Zabel Yeseyan kişiliğinden çok etkilendiklerini ifade eden Aysel, Zabel’in yüz yıl öncesinden bugüne seslenen bir kadın olduğunu söyledi. Aysel, “Çok karanlık günlerden geçmiş olmasına rağmen umudu her zaman kendine rehber edinmiş Zabel. Hiçbir zaman mücadeleyi bırakmamış bir kadın aynı zamanda çok iyi bir edebiyatçı. Soykırımın bir tanığı, deneyimlemiş ve içinden geçmiş bir kadın. 24 Nisan gecesi toplatılacak aydınlar içerisindeki tek kadın. Bir şekilde kaçmayı başarıyor ve ömrünün devamını sürgün içerisinde geçiriyor. Tüm bu hayat hikayesi bizi çok etkilemişti ama asıl etkileyen şey ‘Silahtar Bahçeleri’ romanında etrafındaki kadınlarla olan anılarını aktarmasıydı. Dolayısıyla bu oyunu bir kadın kumpanyası olarak ele aldık. Sovyet döneminde içeri alınan Zabel, o sorgunun karanlığından kaçmak için geçmişine sığınıyor. İçindeki kadınları hatırlıyor” diye konuştu.
 
‘Saklı bırakılmaya çalışılan Feminist Tiyatro tarihine sahibiz’
 
Tiyatro ve sanat alanının kadın için çok önemli bir mücadele alanı olduğunun altını çizen Aysel, kadının hem kendini özgürleştirdiği, sözünü söylediği, eylemini yaptığı bir alan olduğunu kaydetti. Aysel, “Bu bir yaşam biçimi aynı zamanda çok özgürleştirici bir noktadadır. Yönetmenlik alanı, yazım alanı hatta sahne üstü oyunculuk çok eril alanlardır ama kadınlar çok uzun zamandır kendi önlerinde çok büyük yollar açtılar. Bu yollar bize de ışık oldu. Afife Jaleler birçok kadın oyuncu bu öncülerdendir. Saklı bırakılmaya çalışılan Feminist Tiyatro tarihine sahibiz. Bizler de bu yola daha fazla şey katarak ışık odasından yazarlığa yer almaya devam ediyoruz” dedi.
 
‘Sanatçı susturulmaya çalışılıyor’
 
Sanatın tarafsız olamayacağını söyleyen Aysel, sanatın her zaman otoriteye karşı olduğunu dile getirdi. Aysel, “Sanat faşizm koşulları altında kendisine bir çıkış yolu arar. Şu anda da çok zor dönemlerden geçiyoruz. Çok ciddi sansürle karşılaşıyoruz. Hem ekonomik anlamda hem ifade özgürlüğü anlamında toplumun her kesimi baskı altındayken öncelikle sanatçılar susturulmaya çalışılıyorlar ama bunu başarmaları çok daha zor. Sanatçı her zaman kendisini bir yerden bir çıkış alanı bulur. Sanat otoriteye söylenmiş bir sözdür” ifadelerini kullandı.
 
‘Dayanışarak yola devam edeceğiz’
 
Baskılara karşı üretmeye devam edeceklerini vurgulayan Aysel şunları dile getirdi: “Kafamızda bir sürü proje var. Bunların alt yapısını oluşturup, üretip, paylaşmak istiyoruz. Örneğin Lal Hayal, Sevilay Saral tarafından yazıldı. Ezel Akay ile birlikte yönettik. Songül Öden’in tek kişilik oyunu. Buluşmak ve birlikte iş yapmaktan çok keyif aldığımız insanlarla buluşarak ama her şeyden önemlisi dayanışarak yola devam edeceğiz. Amed Şehir Tiyatrosu oyuncuları sayesinde Diyarbakır halkıyla oyunlarımızı buluşturabildik. Nihayet kayyımsız bir festival ve hak edilmiş bu salonda bize bu festivalin olanaklarını açtılar. Bunun arkasında da çok ciddi bir mücadele var. Hem bu salonlara hem bu alt yapıya büyük emekler verilmişti hem de iki senedir o alt yapıdan mahrum bırakılmış olmalarına rağmen Amed Şehir Tiyatrosu oyuncuları bu festivali devam ettirdiler. Biz de hiç aralık vermeden festivale katıldık ve dayanışmaya devam ettik. Dolayısıyla durmak yok dayanışmaya devam.”