Duvarları Aşan Çizgiler ‘Sesimize ses verin’ diyor

  • 09:05 23 Nisan 2019
  • Kültür Sanat
Melike Aydın 
 
İZMİR -Tutsakların çizgilerinin sergilendiği “Duvarları Aşan Çizgiler” İzmir’de sergilendi. Sergi, İstanbul, Ankara, Antakya ve yurtdışında sergilendikten sonra kitap haline getirilecek. Koordinatör Gamze Yentur, tutsakların üretimle tecridi aştıklarını belirterek, “Sessimize ses verin” dediklerini aktardı. 
 
Geçen yıl Red Fotos ve Görülmüştür ekibinin ortaklaşarak düzenlediği “İçeriden dışarıya fotoğraf: Düşler tutsak edilemez” adlı fotoğraf sergisinin ardından bu yıl Görülmüştür ekibi, İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Homur Karikatür Dergisi’nin ortaklaşarak hazırladığı “Duvarları Aşan Çizgiler” sergisi İzmir’de sergilendi. Tutsak edilen ressamların ve cezaevlerinde ressam olan tutsakların eserlerinin yer aldığı sergi, İstanbul, Ankara, Antakya ve yurtdışında sergilendikten sonra kitap haline getirilerek tutsaklara gönderilecek. Tutsakların üreterek tecridi kırdıklarını belirten Görülmüştür ekibinden Gamze Yentur, bu yıl da temanın “özgürlük” olduğunu söyledi.  
 
‘Dışarıyla ilgili her şeyi içeride var etmeye çalışıyorlar’
 
İnsanların fikirlerinden kaynaklı tutsak edilmemesi gerektiğini vurgulayan Gamze, uzun yıllar tutsak edilen insanların ciddi birikimler edindikleri için özgürlüğe bakış açılarının da geniş olduğunu dile getirdi. Tutsakların içeride de dışarıdaki gibi düşünmeye devam ederek bir şekliyle otoriteye direndiğini ifade eden Gamze, “Güneşin doğuşunu, batışını, çimenin yeşermesini bile göremeyen insanlar ama dışarıdakilerden çok daha iyi üretimler çıkardılar. Dışarıyla ilgili her şeyi içeride var etmeye çalışıyorlar” dedi.
 
‘Hamile kadınlar, tutsak edilen anne ve çocuklar da resmedildi’
 
Açlık grevindeki kadınlardan Aynur ve Özlem’in çizimlerinin, cezaevinin dışardan görünmeyen yüzünü yansıttığını belirten Gamze, “Cezaevindeki işkenceyi, cinsel işkenceyi de resmetmiş. Hamile kadınların ve çocukların kadınlarla birlikte kapatılmasına dair çizimler var” diye belirtti.  
 
‘Tutsaklar ‘sesimize se verin’ diyor’
 
Özellikle açlık grevi sürecinde iletişim cezalarının arttığını, tutsaklara muhalif gazetelerin verilmediğini, mektup ve ziyaretçi imkanlarının sınırlandığını söyleyen Gamze, “Buna rağmen dışarıdan daha iyi çözümler üretiyorlar” dedi.
 
Cezaevlerinde tecridi kırmanın aracının üretim olduğunu ve tutsakların birbirleri ile olan iletişiminin de engellenmesiyle tecrit içinde tecrit uygulandığını belirten Gamze, şöyle devam etti: “Aslında tecrit ve tretman ‘topluma kazandırma’ diye geçer hukukta ama aslında ‘Ben seni benim istediğim tarzda bir insan haline getirmek istiyorum’ anlamına getiriliyor. Tutsaklar ise ‘Sen beni değiştiremezsin’ diyor. Tecridin insan sağlığı üzerinde çok ciddi etkisi var. Aslında tutsaklar diyor ki; ‘Hepimiz tutsağız aslında ve biz değil sizler de bunun içindesiniz.’ Son süreçte ve her zaman aslında beklenti ise ‘sesimize ses verin’dir.”