İstanbul Kürt Film Festivali başladı

  • 08:13 7 Mart 2019
  • Kültür Sanat
İSTANBUL - İstanbul Kürt Film Festivali'nin, dün akşam Kenter Tiyatro Salonu’nda düzenlenen etkinlikle startı verildi. 
 
İstanbul Kürt Film Festivali (Festîvala Fîlmén Kurd ya Stenbolé), dün akşam Harbiye’de bulunan Kenter Tiyatro Salonu’nda yapılan etkinlikle başladı. Festivale,  Festivale Halkların Demokratik Partisi (HDP) Muş Milletvekili ve Halkların Demokratik Kongresi Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDK Eşsözcüsü Sedat Şenoğlu, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Yazar Faik Bulut, İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve yüzlerce sanatsever katıldı. 
 
'Yüzümüzdeki mimikler toplumun yansımasıdır'
 
Yoğun ilginin gösterildiği festivalin açılış konuşmasını İlhan Bakır yaptı. Toplum olarak çok zor bir süreçten geçildiğini söyleyen İlhan, “Toplum olarak adeta bir cenderenin içindeyiz. İnsanların yüzündeki gülümseyişlerin silindiği bir süreç. Bir toplum eğer gülümsemesini yitirmişse o toplum artık yaşanmaz hale gelmiştir. Charlie Chaplin ‘kahkahasız geçirilen gün, gün değildir’ der. O yüzden kahkaha veya gülmek devrimci bir eylemdir deriz. Çünkü yüzümüzdeki mimikler toplumun yansımasıdır” dedi.
 
Ardından MA müzik grubunun dinletisine geçildi. Müzik dinletisinden sonra Veysi Altay’ın yönetmenliğini yaptığı “Bir” (Kuyu) belgesel filminin gösterimi yapıldı. Film, 1995 yılında Dargeçit’te dördü çocuk yedi kişinin zorla kaybedilme olayını ve onların kemiklerine ulaşma mücadelesine dikkat çekiyor.
 
'Kürt olunca habercilik anlayışı görmezden geliniyor'
 
Filmin hikayesine konu olan Doğan ailesi adına Hüsniye Baykara’nın kısa bir açıklamasıyla etkinlik devam etti. Hüsniye, Kürt aileleri olarak her zaman acı içinde olduğunu söyleyerek, 119 gündür açlık grevinde olan Leyla Güven’in eylemini selamladı. Hüsniye, “Türk medyası içinde kendini muhalefet ve halkın sesi olduğunu idea eden FOX TV nasıl olur da 119 gündür bu eylemi görmez. Mesele Kürt olunca mı habercilik anlayışı görmezden geliniyor” dedi.
 
'Yakınları kemiklere de ulaşamıyor'
 
Son olarak konuşan Eren Keskin ise, şunları ifade etti: “Bu günlerde ülke yönetenler diyor ya Kürdistan yok, Kürdistanı isteyenler Kuzey Irak’a gitsinler. İşte Kürdistan’ı bu filmde gördük. Kürdistan da tam içimizdedir. 1915 soykırımdan bu yana muhaliflere yönelik yok etme politikalarını uyguluyor. Dargeçit kayıpları faili meçhul kayıplara çok önemli bir örnektir. Kürdistan’da toplu mezarların yerlerini aslında halk biliyor. Biz bu dosyada o kadar çok uğraştık ki mezarı açmak için yıllarca kabul etmediler. Sonun da genç bir savcı nasıl olduysa mezarların açılmasına izin verdi. Mezarın açılması çok acıklı bir kazançtır.  Çünkü gözaltında kaybedilenlerin yakınları kemiklere de ulaşamıyor.”
 
Konuşmaların ardından etkinlik sona erdi.