
Yolları kesişen kadınlar bir araya geldi: Bu kitapta kadın ve mücadele var 

2018-10-27 16:18:54


	&nbsp;

	MERSİN - Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın cezaevinde kaleme aldığı Kürt Siyasetin Mor Rengi kitabının tanıtım ayağı Mersin idi. Etkinlikte konuşan Araştırmacı yazar Kayüş Çalıkman Gavrilof, Kürt kadınlarının hem kimlik mücadelesi hem de kadınlığın bedelini bugün cezaevine kapatılarak ödediklerini belirtti.&nbsp;

	&nbsp;

	Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ın tutsak bulunduğu Kandıra F Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaleme aldığı Kürt Siyasetin Mor Rengi kitabının tanıtım etkinlikleri kapsamında Mersin Fanzin Kafe’de söyleşi düzenlendi. Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) öncülüğünde gerçekleştirilen etkinliğe, HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları ve araştırmacı yazar Kayüş Çalıkman Gavrilof’un yanı sıra çok sayıda DBP ve HDP yöneticisi de katıldı. Moderatörlüğünü yerine kayyım atanan Akdeniz Belediye Eşbaşkanı Yüksel Mutlu’nun yaptığı etkinliğin açılış konuşmasını yapan DBP İl Eşbaşkanı Bedriye Kuş, “Tek bir kadın kalsak dahi mücadelemizi sürdüreceğiz” diyerek yaşanan baskılar karşısında mücadeleden vazgeçmeyeceklerinin altını çizdi.

	&nbsp;

	‘Bu kitapta kadınlar, mücadele var’

	&nbsp;

	Ardından konuşan Yüksel Mutlu, Kürt Siyasetin Mor Rengi kitabı için bir araya geldiklerini belirterek, “Hayatları, mücadeleleri Gültan ile kesişen kadınlar bugün burada bir araya geldi. Bu kitabın içinde biz varız, kadınlar var, mücadele var. Gültan’ı hem çok seviyoruz hem de çok özlüyoruz” dedi.&nbsp;

	&nbsp;

	‘Hem kimlik mücadelesi hem de kadınlığın bedelini cezaevinde ödüyorlar’

	&nbsp;

	Araştırmacı yazar Kayüş Çalıkman Gavrilof da, Ermeni romancı, şair ve öğretmen Zabel Yaseyan ile Gültan Kışanak arasında bağ kurarak hedefledikleri kitlenin aynı olduğunu söyledi. Kayüş, şöyle dedi: “Gültan, herkesten önce kitabı okuyan cezaevi gardiyanlarına yaptığı atıf ile ironik bir durumu açığa çıkarmıştır. Hem kimlik mücadelesi hem de kadınlığın bedelini bugün cezaevine kapatılarak ödüyorlar. Küçük kız çocuklarının ‘baba evine’ hapsedilmesi büyüdüklerinde ise &nbsp;‘devlet baba’ eliyle ceza evlerine atılmasıyla devam ettiriliyor. Adım adım yükselen özgürlük mücadelesini anlattığı ve kadının birey olarak kendi mücadelesi ile halkının özgürleşmesini hedeflediği mücadeleye katkısından dolayı Gültan’a teşekkür ediyoruz.”&nbsp;

	&nbsp;

	‘Tüm kadınların mücadelesini anlatıyor’

	&nbsp;

	Daha sonra konuşan HDP’li vekil Tülay Hatimoğulları ise, Diyarbakır’da gerçekleştirilen Ortadoğu Konferansı’nın delegesi olmasına karşılık Gültan’ın onun için idol olması sebebiyle bu etkinliğe katıldığını belirtti. Tülay, “Gültan’ın kitabı hakkında konuşmak benim açımdan çok büyük bir onur. Gültan benim idolüm olduğu için bu etkinliğe katıldım” diye belirtti.&nbsp;

	&nbsp;

	Kitaba katkı sunan kadınların tamamının cezaevinde olduğunu hatırlatan Tülay, “Kitabı elimize aldığımızda Gültan ‘Ben biyografi yazmıyorum. Bu coğrafyada mücadele eden tüm kadınların mücadelesini kaleme alıyorum’ demiştir. Doğduğumuz andan ölene dek yaşamımızın her alanında kadınların mücadelesini kaleme alması çok anlamlı. Kitaba katkı sunan tüm kadınlar cezaevinde, onların hepsine selamlarımızı iletiyorum. Gültan’ın kitabı ile Sakine Cansız’ın Hep Kavgaydı Yaşamım kitabı arasında benzerlikler görüyorum. Sara kitabında kendi üzerinden bir kadın mücadelesini Gültan ise kadın deneyimlerini aktarmış” ifadelerini kullandı.&nbsp;

	&nbsp;

	‘Kürt kadınları ağır bedeller ödedi’

	&nbsp;

	Kürt kadınlarının önemli mücadelelere imza attığını söyleyen Tülay, “Kadın kotası ve pozitif ayrımcılık bu topraklarda nerelerde uygulandı diye baktığımızda Türkiye Kadın Hareketi teorik olarak ancak Kürt Kadın Hareketi ise pratik olarak verdiği mücadele ile somutlaştırmıştır. Bunun mücadelesi kolay olmadı. Parti ve dernek tüzüklerinde yer alması kolay olmadı. Kürt kadınları ağır bedeller ödedi” diye konuştu.&nbsp;

	&nbsp;

	“Rojava Kadın Devrimi”ne atıfta bulunan Tülay, “Ortadoğu’daki birçok kadın hareketinin örnek aldığı sağlam bir model açığa çıkardı. Bu model kadın öncülüğünde devam ediyor. 1997 yılında Kürt kadınları ile birlikte erkeksiz 8 Mart yürüyüşleri başlatıldı. Yine Kürt kadınları öncülüğünde barış mücadelesi Türkiyeli kadınlarla ortaklaştırıldı. Bugün 2000’li yıllarda kız kardeşlerimizin büyük bedeller ödeyerek elde ettiği bu mücadeleyi sürdürme gibi bir görevimiz var” dedi.&nbsp;

	&nbsp;

	Etkinlik, konuşmaların ardından kitabın katılımcılar tarafından imzalanmasıyla son buldu.

	&nbsp;