Ruşen Alkar: Kürtçe söylediğimde tamamlanmış hissediyorum 2018-10-04 09:08:27   İSTANBUL - Kürt halk ezgilerini caz ve rock soundu ile seslendiren Ruşen Alkar,  Kasım'da yeni albümü ile dinleyiciyle buluşacak. Albümde kendisine ait 4 Kürtçe beste bulunan Ruşen, “Kürtçe şarkı söylediğimde kendimi tamamlanmış hissediyorum” diyor.    Müzikseverlerin Kürtçe “Sebr” (sabır) albümü ile tanıdığı Kürt halk ezgilerini caz ve rock soundu ile seslendiren Ruşen Alkar, ikinci albümünde dengbejlerin klamları ile dinleyiciyi yine şaşırtacak. İkinci albümünün adını henüz koymayan Ruşen, tüm stüdyo kayıtları alınmış, şarkıları belirlenmiş olmasına rağmen henüz isim verilmemesini şöyle açıklıyor: "Albümün bende bıraktığı  temel duygu henüz netleşmediği için bir isim belirlemekte acele etmedik. Müzik ile aramda bir samimiyet var albümle de eş zamanlı giden bir samimiyet oluşsun istiyorum. Bu eşitlik üzerinden bir isim gelecektir diye düşünüyorum."    ‘Dengbejlik derya deniz’   Dengbejlerin klamlarını yine kendi tarzıyla yorumlayacak olan Ruşen, “Dengbejlik bana göre derya deniz” diyor. Albümde 4 Kürtçe ve 2 Türkçe şarkının söz ile müziğinin kendisine ait olduğunu belirten Ruşen, “Ayrıca 2 tane Kürtçe halk şarkısı var. Birinde kadınlardan dinlediğim dengbej klamlarını işlemeye çalıştım. Dengbejlik gibi o derin deryaya ulaşmak değil daha çok kendi stilimde söyledim” ifadelerini kullanıyor.    'Dengbejin klamları sonraki kuşaklara aktarılmalı'   Dengbejleri çok zengin ve kadim bir kültürün temsilcisi olarak gören Ruşen, dengbejlere dair Diyarbakır ve Van'da saha çalışmalarına da katıldığını dile getiriyor. Dengbejlerin hak ettikleri saygın yere ulaşması ve bu kültürün asla yok olmaması için adımlar atılması gerektiğini ifade eden Ruşen, çözümü de kurumsal yapılarda görüyor ve ekliyor: "Dengbejlerin haklarının kurumsal olarak garanti altına alınması gerekiyor. Özellikle kadın dengbejlerin durumu çok daha zor. Dengbejler sadece bireysel mücadele ediyor. Dengbejlerin klamlarını sonraki kuşaklara aktaracak bir mekanizma kurulmalı."    'Seyirci ile duygudaşlık kurulunca önyargılar yıkılıyor'   Kürt halk ezgilerini caz sound ile yorumlayarak cesur bir adım atan Ruşen, "Daha deneysel bir tarzla söylüyorum ama kendi içinde o Kürtçe ezginin duygusunu karşı tarafa geçirebiliyorum" diyor. Ruşen,  dinleyici ile ortaklaşılan bu duygudaşlık halinin tüm sınırları ve önyargıları ortadan kaldırdığı görüşünde.    'Müzik benim tutkum'   Sahnede Kürtçe şarkı söylemenin kendisinde yarattıklarını anlatan Ruşen, "Aslında ben şöyle tanımlıyorum, aynaya baktığımda ete kemiğe bürünmüş halimi görünce, beni tamamlamayan bir şey olarak kadın olma kimliğimi görüyorum. Nasıl kendimden koparamazsam bu kimliği, Kürt olmak da benim varlığımla ilgili. İnsan olmakla ilgili varoluşsalım, gerçeğin. Bu kimliğimi de kendimden ayrı düşünemiyorum. Ben bu kimlik yokmuş gibi davranamam, onun etkisi yokmuş gibi hissedemem. Sahnede Kürtçe şarkı söylediğimde kendimi tamamlanmış hissediyorum. Müzik benim için bir tutku. Öyle hissediyorum" diye vurguluyor.    Son dönemlerde Türkiye'de müzik yapma koşullarının çok daha zorlaştığına dikkat çeken Ruşen, tüm müzisyenlerin özellikle kendi özgünlüklerini ortaya çıkarmak isteyen müzisyenlerin, müzik yapabilmek için tırnaklarıyla mücadele ettiklerini de sözlerine ekliyor.    Ruşen Alkar kimdir?   Diyarbakır doğumlu sanatçı müzik eğitimine lise çağlarında başladı. 2005’ten sonra alternatif jazz-rock formundaki Türkçe ve Kürtçe besteleriyle çeşitli festival ve yarışmalarda sahne almaya başlayan Ruşen, İzmir Sokak Sanatçıları Derneği bünyesindeki Sokak Orkestrası’na dahil olarak, insan ve hayvan haklarına yönelik etkinliklerde şarkılar söyledi. 2015 sonunda Kalan Müzik etiketiyle yayınlanan “Sebr/Sabır” albümüyle müzik yazarlarından tam not alan Ruşen, şarkı yazarı olmasının yanı sıra yorumcu olarak halk ezgilerini jazz, blues, funk formlarında işlemeyi tercih etmekte, vokal stiliyle Kürt müziğinin modern yorumlarına yen bir anlayış katmakta.