Kent Hareketleri Tiyatrosu: Sahnede kentsel dönüşüm mücadelesi var 2018-02-17 09:03:12   Leyla Özkaynak    İSTANBUL - İstanbul Kent Hareketleri temsilcisi Çiğdem Şahin Kent Hareketleri Tiyatrosu’nun kuruluş hikâyesini anlattı. Sokakta başlayan kentsel dönüşüm mücadelesini sahneye taşıdıklarını belirten Çiğdem, “Ülkedeki bu olağanüstü koşullara karşın topluma başka yollardan mesajlar vererek toplumu aydınlatabilmek için ne yapabiliriz diye düşündük ve buradaki en etkin aracın sanat olduğuna karar verdik” dedi.    İktidarın, toplum ve medyaya olan baskısı ile paralel olarak sokak mücadelesi de zorlaştı. “Sokak mücadelesinin zorlaşması ile kentsel dönüşüm adı altında yapılan yıkımı halka nasıl anlatabiliriz?” diye soran İstanbul Kent Hareketleri aktivistleri ise Kent Hareketleri Tiyatrosu’nu kurdu. Kentsel dönüşüm ve rant politikalarını sahneye uyarlayan Kent Hareketleri Tiyatrosu’nu ise İstanbul Kent Hareketleri temsilcisi akademisyen Çiğdem Şahin anlattı.    ‘O dönem bir kamuoyu oluşturduk’    İstanbul Kent Hareket’inin ilkin sokak mücadelesi ile başladığını ifade eden Çiğdem, Fener, Balat, Ayvansaray hattında yapılan projenin semtlerin tarihi dokusunu yok edeceğini anladıktan sonra mahalle halkı ile dayanıştıklarını söylüyor. Bu şekilde Kent Hareketi’ni örgütlediklerini belirten Çiğdem, o dönem Türkiye’deki yasaların ve demokratik ortamın da el verdiği ölçüde sokak mücadelesi yaptıklarını, kampanyalar yürütüp davalar açtıklarını basını ve üniversiteleri de kullanarak büyük bir kamuoyu oluşturduklarını hatırlatıyor.    ‘Kazanılmış bir mücadeledir’   Fener, Balat, Ayvansaray mücadelesinin Türkiye’de kazanılmış önemli bir mücadele olduğunu ifade eden Çiğdem, “Arkeolojik değerlerin ve mimari dokunun tarihsel önemi nedeniyle kurtarılması sevindiricidir fakat ne yazık ki Fener, Balat dışındaki yerlerde aynı başarı gösterilememiştir. Bugün çok ciddi bir yıkım süreci gerçekleştirilmiştir. Örneğin Tarlabaşı, Ayvansaray, Toplu Dede, Süleymaniye bu süreçten etkilenen tarihi semtlerdir” diyor.   ‘Herkes sanal bir alemde yaşıyor’   OHAL ve KHK’lerle birlikte özellikle sokak mücadelesinin gittikçe zorlaştığını belirten Çiğdem medyanın insanlar üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor: “İnsanlar bilinç bunalımı yaşıyor.  Ana akım medyanın popülist kültürle ve özellikle iktidarın ürettiği bilgiyle beyinleri yıkanası sonucunda herkes sanal bir âlemde yaşıyor.”   Kentsel dönüşümü sıradan bir olgu olarak değil, kapitalist sistemin kendini yeniden üretme biçimi olarak tanımlayan Çiğdem, sanatın çok etkin bir araç olduğuna kadar verdiklerini ve bu şekilde Kent Hareketleri Tiyatrosu’nu oluşturduklarını söylüyor.    ‘En etkili araç sanat’   Çiğdem, tiyatroyu kurma süreçlerini ise şöyle anlatıyor: “Ülkedeki bu olağanüstü koşullar, sokak mücadelesinin sürdürülebilir olmaması ve sırf sokak mücadelesine ya da sıcak mücadeleye bağımlı bir direniş yürüttüğümüzde bunun uğrayacağı kesintilerden dolayı aramızdaki bağların kopacağı düşüncesiyle bu mücadeleyi daha etkin kılmak, daha üretken olabilmek, topluma başka yollardan mesajlar vererek toplumu aydınlatabilmek için ne yapabiliriz diye düşündük ve buradaki en etkin aracın sanat olduğuna karar verdik.  Kent Hareketleri Tiyatro grubunu oluşturduk.”   ‘Anlatılan bizim hikayemizdir’   İlk oyunlarını ise mahalledeki kentsel dönüşüm sürecini baz alarak hazırladıklarını ifade den Çiğdem, “Mahalle mücadelesinin altı çizilecek önemli noktaların yer aldığı, hem kapitalizmin sermaye birikimi ve kapitalizmin bugünkü yaşam alanlarına saldırısına yönelik eleştirel bir oyun ortaya çıkardık. Hikâyenin asıl kaynağı biz mahalleliler yani Kent Hareketleri Tiyatro grubunu oluşturan arkadaşlardır. Bizim hikâyelerimizdir ve gerçek hikâyelerdir. Bu anlamda da izleyicinin, özellikle kentsel dönüşüme karşı direnen mahallelilerin bu oyunu izlediğinde kendilerini bulacaklarını düşünüyoruz ve çok etkili olacağına eminiz” dedi.    Yönetmenliğini Enis Rıza Sakızlı’nın yaptığı ve kentsel dönüşüm hikâyelerinin anlatıldığı oyunun provaları hala devam ediyor. Oyunun bahar aylarında izleyiciyle buluşması planlanıyor.