Asimilasyona karşı türküleriyle cesareti kuşanan bir kadın: Gülistan Tokdemir 2018-01-15 09:03:19   Duygu Ciniviz   DİYARBAKIR - Söylediği türkülerle Kürt kültürünün yaşaması için mücadele eden sanatçı Gülistan Tokdemir, Kürt kültürüne dönük tahammülsüzlüğü ve maruz bırakıldığı baskıları şu cümlelerle özetliyor: "Bir karşı duruş simgesi olarak kıyafetlerimle unutulmaya yüz tutmuş türkülere ses verdim. Kürtçe şarkı söylemek için sahne aldığımız birçok yerde iptaller ya da sahnenin elektriklerinin kesilmesine maruz bırakıldık.Ama cesaretle türkülerimizi söylemeye devam edeceğiz"   Diyarbakır'da "Kürt Kadınları Süreci Tartışıyor" başlığıyla gerçekleşen buluşmasına Adıyaman'dan katılan Gülistan Tokdemir, giydiği ulusal kıyafet ve yaptığı çağrıyla katılımcıların ilgi odağı oldu. 7 yıldır etnik müzik üzerinde çalışan Gülistan, Adıyaman'a ait saklı kalmış ezgileri yeniden seslendirerek topluma kazandırmayı hedeflediğini söyleyerek, "Dilimize, kültürümüze sahip çıkacağız. Bu kültürel cesaretle kadının daha fazla özgürleşeceğine inanıyorum. Adıyaman'da asimilasyon politikası çok yoğun, aileler çocuklarıyla dahi Kürtçe konuşmuyor ancak ben, biz unutturulmak istenen dilimize sahip çıkarak cesaretle ezgilerimizi söylemeye devam edeceğiz" dedi.    'Hakikatimizden kaçamayız'   Kürtçe söylediği ve ulusal kıyafet giydiği gerekçesiyle yaşadığı zorluklardan bahseden Gülistan, “Kendi yöremize ait ezgileri Kürtçe ve Türkçe olarak seslendiriyorum. Hatta Zazaca ezgileri de albümüme eklemek istiyorum. Kadın olarak sahnede yer almanın elbette ki zorluklarıyla karşılaştım ancak Kürt kadını olmak daha zor. Çünkü kendi kültürüme ait kıyafetle sahne aldığımda çok fazla tepki aldım. 'Niçin böyle bir kıyafetle çıkıyorsun?' diyerek 'modern' giyinmemi istediler. Ben bu meseleyi insanların kendi hakikatlerinden kaçmak olarak görüyorum, bu çok acı verici bir tablo" ifadelerini kullandı.    'Ulusal kıyafetle sahneye çıkmak daha anlamlı'   Ulusal kıyafetle sahnede yer almanın kültürel olarak daha anlamlı olduğunu söyleyen Gülistan, her şeye rağmen zorlukları göze alıp 7 yıldır şalvar giyerek sahneye çıktığını söyledi. Gülistan, "Adıyaman'da oldukça yoğun bir asimilasyon politikası var, özellikle son dönemde bu daha da arttı. Ben de aslında bir karşı duruş simgesi olarak kıyafetlerimle unutulmaya yüz tutmuş türkülere ses verdim. Kürtçe şarkı söylemek için sahne aldığımız birçok yerde iptaller ya da sahnenin elektriklerinin kesilmesine maruz bırakıldık" diye konuştu.    'Tarihimizi yeterince bilmiyoruz'   Aynı zamanda dengbêj Haşim Tokdemir'in de kızı olan Gülistan, "Babam bir ezgi aktarıcısıdır. Onunla birlikte sahne almadan önce Adıyaman'a ait ezgileri yeniden araştırıyoruz, saklı kalan bilgileri toplamaya çalışıyoruz. Bölgesel olarak çok güçlü bir tarihe sahibiz ancak bu tarihi tam anlamıyla bilmiyoruz, yaşaması için yeterince çaba göstermiyoruz" dedi.    'Kimliğimizi saklayacak dönemi geçtik'   Özellikle son dönemlerde sahne alırken çocuklar ve gençlerin Kürtçe’ye yoğun ilgi gösterdiğini söyleyen Gülistan, "Artık kendi kimliğimizi saklayabileceğimiz bir dönemde değiliz, gençler bunun farkında. Şimdiye kadar Adıyaman'a ait ezgiler olarak hep 'Oy aman burası Adıyaman'  ya da 'Adıyaman yolu yaman' ezgilerini dinliyorduk ama artık gençlerimiz Bemal de dinlemek istiyor, Delal'i de dinlemek istiyor. Bu dengbêj ezgileri dile getirilmediği zaman kültürümüzü tam olarak tanıtamayız" vurgusunu yaptı.   'Dilimize sahip çıkacağız'   Bundan sonrası açısından “cesaret edilmeyeni” yani bir kültüre ait saklı kalan ezgileri ve unutturulmak istenen Kürtçe ve Zazaca ezgileri seslendirmeye devam edeceğini belirten Gülistan, şöyle devam etti: "Dilimize, kültürümüze sahip çıkacağız. Bu kültürel cesaretle kadının daha fazla özgürleşeceğine inanıyorum. Adıyaman'da asimilasyon politikası çok yoğun, aileler çocuklarıyla dahi Kürtçe konuşmuyor ancak ben, biz unutturulmak istenen dilimize sahip çıkarak cesaretle ezgilerimizi söylemeye devam edeceğiz.”