Katliamın karanlığını rengarenk tuvallerle kapatıyor 2017-11-18 09:08:53   Habibe Eren   ANKARA - 10 Ekim katliamından yaralı olarak kurtulan ve bir bacağına protez takılan Günay Karakuş, yaptığı resimleri Ekinoks ismini verdiği bir sergiyle sanatseverlerle buluşturdu. Gece ve gündüzün eşitliği anlamına gelen ‘Ekinoks’ kelimesini kendi dünyası ile anlamlandıran Günay, “Karanlık tam anlamıyla gitmedi hala var... Resimlerdeki yüzlerde kaygı ve keder var ama ben onları renklerle harmanladım” diyor.    10 Ekim Ankara katliamından yaralı olarak kurtulan Günay Karakuş hastanede kaldığı süre boyunca yaptığı yağlı boya çalışmalarını  sanatseverlerle buluşturdu.  Hastanede kaldığı 4 ay boyunca resim yapan Günay'ın ‘Ekinoks’ isimli sergisi 15 - 22 Kasım tarihleri arasında Galeri Çankaya’da meraklısını bekliyor. İngilizce Öğretmenliği okuyan Günay, 10 Ekim mitingine Adana'dan üniversite arkadaşları ile gelmişti. Katliamda iki arkadaşı yaşamını yitirirken Günay’ın da bir bacağı yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.    Günay’ın resim macerası yoğun bakımdan çıkar çıkmaz başlıyor. İlk resmi ise bir bacağında çiçekler açan yeşil elbiseli bir kadın. Bu resimden sonra çevredekilerinin de desteğiyle kendini daha çok resme veren Günay, katliamın karanlığını tuvaline çizdiği rengarenk boyalarla kapatıyor.   Ekinoks: Umut ve dirençle o karanlık eşitlendi   Serginin ismi Ekinoks…  Günay, anlam itibariyle gece ve gündüz eşitliğini simgeleyen Ekinoks'un sergi ile bağlantısını şu ifadelerle anlatıyor: "10 Ekim'de büyük bir karanlık ve travma yaşadık. Kederin, üzüntünün ve çöküşün yanı sıra dayanışma ile gelen umut ve dirençle o karanlık eşitlendi gibi. Karanlık tam anlamıyla gitmedi hala var…Ancak gerçeği bilerek aynı anda bir aydınlık yarattık. Bu sergide yüzlerde kaygı ve keder var ama ben onları renklerle harmanladım.  Resimlerim daha çok direncin ve umudun izlerini taşıyor.”   ‘Sergi açma fikri bana çok uçuk geliyordu’   Günay, hem sergi sürecini hem de yaşadıklarını anlatmaya devam ediyor:” Arkadaşlarım resim yapmanın bana iyi geldiğini görünce kuru boya ve pastel boyalar getirmişti. İlk denemem yeşil elbiseli bir bacağından çiçekler açan kız resmi. Bu resim tahmin ettiğimden daha fazla ilgi gördü. Doktorlarım da bunun bana iyi geldiğini fark etti. Sonra beni daha fazla resim yapmam konusunda cesaretlendirdiler. Ben de devam ettim.    Tedavi süreci bittikten sonra Adana'ya döndüm. Protezde bazı sorunlar çıktı. Ankara'ya sürekli gidiş geliş yapmak zorunda kaldım. O gelişlerde Tuzluçayır'daki kız kardeşimin derneğine uğruyordum. Dernekte resimlerimi çok beğendiler. İnandılar bana! Sergi açma fikri bana çok uçuk geliyordu. Çünkü resim sanatı hakkında eğitimim yok, hiç teknik bilmiyorum. Hayal gibi geliyordu; ancak onlar beni yüreklendirdiler. Sonra yağlı boyaya başladım.  Yaklaşık bir senedir yağlı boya yapıyorum. Bir senede 15 tablo oluştu."   ‘Birbirimizin yaralarını sarmaya çalıştık'   10 Ekim katliamının ardından çok büyük bir dayanışmaya tanıklık ettiğini söyleyen Günay, serginin ilk gününde de aynı dayanışmayı hissettiğini belirtiyor. Günay," O dayanışma tekrar canlandı gözümde. Herkes buradaydı. Umut vaat eden bir dayanışmaydı. Bu sergi dayanışmanın ürünü” diyor.    Katliamdan kendi gibi yaralı olarak kurtulan ve bacağını kaybeden Gökhan Yaralı ile aynı serviste 4 ay boyunca kalan Günay,"4 ay boyunca hep yan yanaydık. İkimizde birbirimizin yaralarını sarmaya çalıştık. O anlamda en büyük destekçilerimden biri benim gibi uzuv kaybı yaşayan Gökhan abidir” diye belirtiyor.    'Kadını ve emeiğini görünür kılmak istedim'   Günay'ın tablolarına bakıldığında çoğunlukla kadın figürleri ve mor rengi göze çarpıyor. Günay, bu durumu "Kadını ve görünmeyen emeğini görünür kılmak istedim" şeklinde açıklarken bundan sonra resim alanında daha fazla çalışacağını ifade ediyor.    Sergi de satılan tabloların geliri ile protezin masraflarını karşılayacağını söyleyen Günay," Çünkü protez takıldıktan sonra sorunlar bitmedi. Bu yaşamım boyunca bana masraf çıkaracak bir şey. O yüzden bu masrafları karşılamak istiyorum” diyor.