Jineoloji Dergisi’nde bu ay: Erkek doğasına bakış ve erkeklik 2017-10-17 13:00:04   DİYARBAKIR – Yayın hayatına 8 Mart 2016’da başlayan üç aylık bilim kuram dergisi Jineoloji’nin 7’nci sayısı “Erkek Doğasına Bakış ve Erkeklik”  konusu ile yayınlandı. Kapak resmini Viktoria Krieger’in hazırladığı ve çok sayıda kadının katkısı ile basılan dergi, okuyucularıyla buluşmak için raflarda ki yerini aldı.   Yayın hayatına 8 Mart 2016’da başlayan üç aylık bilim kuram dergisi Jineoloji’nin 7’nci sayısı okuyucuyla buluşmaya başladı. “Erkek Doğasına Bakış ve Erkeklik” konusunun işlendiği yeni sayıda, erkeğin/erkekliğin yaşamı militarize etme çabası, sistemin içerisinde kendi devamlılığını sürdürebilmek için her için her türlü şiddete, zora, gaspa, başvurduğu bu süreçte ataerkinin bu kodlarını ve aslında “ne olduğunu?” görmek amacıyla ele alınan dosyada çok sayıda yazı yer alıyor.   Kimler neler yazdı?   Nagîhan Akarsel tarafından kaleme alınan, “Empati ile Yola Çıkmak” yazısında “Neden Erkekleri Anlayalım?” meselesine empati tartışmaları üzerinden bir kapı aralanıyor. Kadınların ve erkeklerin birbirilerini anlamaya ve bilmeye çalışarak yola çıkabileceğimizi, bunun sorunların çözümü için bir adım olabileceğine dair tartışmalarına da yazı içerisinde yer veriliyor.   Özlem Ekinbaş, Güler Özavcı, Awjin Brossa, Fidan Yıldırım, Beritan Güneş, Arîn Vîyan, Nazan Üstündağ ve Gülistan Aydoğdu ise yazılarında erkekliğin kurgulanışının ve kimliğinin ilk zamanlarından şimdiye kadar hangi ideolojik ve kültürel araçlarla gerçekleştiğini ele alıyor. Bilimin, dinin ve felsefenin erkekliğin inşasındaki rolü, bu süreç içerisinde kadınların nasıl etkilendiğini, iktidar olgusunun erkekliğin kurgulanışındaki rolüne değinerek erkekliğin tarihsel serüvenini gözler önüne sermeye çalışan yazılarıyla Jineoloji Dergisi’nin yeni sayısına katkı sunuyorlar.   Hêvi Nimet Gatar'ın yazısında ise, militarizm ve faşizm arasındaki kaygan zeminde erkekliği yeniden üreten yapıların, eylemlerin sistemin bekası için ‘vazgeçilmez’ olduğunu görebiliyoruz. Tamar Shirinian tarafından kaleme alından “Erkeklerden Sonra Kurgusal Bir Etnografi” yazısı ile Sovyetler sonrasında Ermenistan’da militarizasyon/askerileşme, erkek hayranlığında ve erkekliğin zehirli biçimlerindeki yükseliş bağlamında günlük yaşama dair bilgileri etnografik anlatıyla farklı bir yerden ilişkilenmemizi sağlıyor. Katia Arslan’da gündelik yaşamda yer kaplayan tespih-erkeklik ilişkisi üzerinden bir obje-erkeklik değerlendirmesi yaparak toplumsal cinsiyet alanlarının erkeklik ile nasıl üretildiğini ele alıyor.    “Sosyalizmin Temel İlkesi; Erkeği Öldürmek” yazısıyla Zeynep Esenül ise, sosyalist topluma ulaşma çabasında cins çelişkisini, kadın ve erkeğin özgürleşme ve sosyalist bir kimlik kazanma sorunlarına dikkat çekiyor. Mukaddes Erdoğdu Çelik, sosyalist devrimlerde cins çelişkisine yaklaşımın devrimlerin geleceği için belirleyici olduğu bilgisinden yola çıkarak, “içimizdeki” ve gündelik hayatta birebir muhatap olduğumuz erkeklikle olan ilişkimize ve bu erkekliğin alt edilmesi için yapılan toplumsal cinsiyet atölyelerinde ortaya çıkan deneyimlere vurgu yapıyor.   Hüsna Emek ise “Özgürlüksel Dönüşümde Kadın Erkek Diyalektiği” konu başlığında Kürt Özgürlük Hareketinin paradigmasal eşiklerinde cins çelişkisinin yansımalarını değerlendirdiği yazısında erkekteki değişim, dönüşüm çabasını ve yaşadığı çelişkileri ele alıyor. Hêlin Murat, erkeklik ve erkek kavramları üzerinden alternatif bir tarihsel çözümleme yapıyor.   Fatma Koçak ise erkeklik tarafından linç edilen iki kadın olan Milena ve Salome’nin dünyasından erkeğe bakarak Nietzsche ve Kafka’nın 'gizlenmeye çalışılan erkekliklerine', "Bir de onlara buradan bakın" düsturuyla yaklaşıyor.   Jineoloji Dergisi son sayısında ayrıca ‘Erkeklerden Tanımlamalar, Sorgulamalar’ başlığıyla erkeklerle yapılan tartışmalara da yer veriyor.