Füsun Demirel: İktidarın ideolojisi televizyonda 2017-10-14 09:05:12   Duygu Erol/Habibe Eren   HABER MERKEZİ – İki darbe, sayısız baskı ve son olarak OHAL’e tanıklık eden sanatçı Füsun Demirel, şu an toplumun ağır bir yara atlattığını söylüyor ancak "Bu devran illa ki değişecek" diyor. Faşist ideolojilerde önce kültür ve sanatın yasaklandığını söyleyen Füsun, televizyonlarda iktidar ideolojisi doğrultusunda işler yapıldığına dikkat çekiyor. Füsun, tüm baskılara taviz vermeden mücadele edeceklerini belirtiyor.    15 Temmuz ‘darbe girişimi’nin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile binlerce kamu emekçisi ihraç edildi, açığa alındı, sürgün edildi ve yüzlerce kurum, sendika ve sivil toplum örgütü de kapatıldı. OHAL sürecinde binlerde akademisyen ihraç edilirken onlarca basın kurumu kapatıldı ve gazeteciler işsiz kaldı. OHAL’in etkilediği sinema ve tiyatro alanında ise devlet tiyatrolarından 6 oyuncu ve yönetmen ihraç edildi. 17 oyuncu açığa alındı, bir müzisyen ve bir koreografın işine son verildi. Yine Kültür Bakanlığı’nda çalışan 4 kişi açığa alındı.    Oyuncu Füsun Demirel de, OHAL’in kültür ve sanata etkileri üzerine JINNEWS’e değerlendirmede bulundu. Bugüne kadar 12 Mart ve 12 Eylül olmak üzere iki darbe gördüğünü, son olarak da OHAL sürecine tanıklık ettiğini dile getiren Füsun, bu dönem iktidar yanlısı olmayan, muhalif olan herkesin OHAL adı altında her türlü baskı ve engelleme ile karşılaşıldığını ve iktidarın bu hakkı kendinde gördüğünü vurguluyor.   ‘Faşist ideolojilerde önce kültür ve sanat yasaklanır’   İçinde bulunulan OHAL’in yaşanılan en son baskı dönemi olduğunu vurgulayan Füsun, “Faşist ideolojilerde zaten en başlarda kültür ve sanat baskı altına alınır, yasaklanır ve engellenir. Çünkü sanat aydınlanmadır, ilericiliktir. Onun için baskı rejimlerinde sanata neredeyse hiç yer yoktur. Onun için ben 12 Mart ve 12 Eylül dönemlerinde bütün bu baskı, yasakları, engelleri ve sanatçıların cezaevlerinde işkenceye vardırılan uygulamalarına tank olmuş bir insanım. OHAL de bunun bir başka versiyonu” diye belirtiyor.   ‘Ağır bir yara atlatıyor toplum’   Aslında baskı ve engellemelerin OHAL öncesinden başladığını dile getiren Füsun, şöyle devam ediyor: “OHAL yokken de insanlar şehir tiyatrolarından atıldı, sanatçılar teker teker ya ihraç ediliyor ya işinden bir şekilde ediliyor ya da çizildiği için kamuoyunda işsiz bırakılıyor. Pek çok şey sırayla hepimizin başına geliyor. Biz söylediğimiz sözden, yaptığımız sanattan, mücadelemizden hiç taviz vermeden yolumuza devam edeceğiz. Çok geçirdik bu dönemleri, bu da atlatılacak bir dönem. Ağır bir yara atlatıyor toplum.”   İktidarın ideolojisi televizyonda   Füsun Demirel bugüne kadar pek çok sinema filminde ve dizi projesinde de yer aldı. Eskiye kıyasla şu an televizyon kanallarında projeleri de en iyi gözlemleyen isimlerden. Füsun’un iktidar ve medya arasındaki ilişkisine dair değerlendirmesi ise şöyle:    “Televizyon en iyi beyin yıkama aracıdır.  En kolay televizyonlarla insanların beynine girersin ve istediğin şeyi oraya akıtabilirsin. Şimdi bu çok sistematik şekilde yapılıyor. Televizyonda çekilen dizilere bakıyoruz, orada işlenen konulara; tamamen bu sistemin, bu iktidarın ideolojisi doğrultusunda işler yapılıyor. Başka bir iş yapmaya da sanırım imkan yok. Eğer bu işteyseniz, yönetmenseniz, senaristseniz; eğer gerçekten politik bir duruşunuz yoksa bu sistemin içinde önünüze ne gelirse seçmeden yaparsınız. Ki gördüğümüz örnekler onlar.”    ‘İstediklerini OHAL’le hayata geçiriyorlar’   İnsanlık tarihinin direnen insanlarla dolu olduğunu hatırlatan Füsun, yine direnen oyuncu ve sanatçıların da büyük oranda var olduğunu belirtiyor. Şu an için oyuncu, yönetmen ve senaristlerin beklemede olduğunu dile getiren Füsun, “Bekliyorlar derken, bir şekilde üretimlerine devam ediyorlar. Bunu da bu sürecin olağan bir durumu olarak görüyorum. Olağanüstü hal de o kadar oyunun parçası ki. Çünkü iktidar istediği her şeyi OHAL aracılığı ile hayata geçiriyor. Neredeyse OHAL ile yaşamaya alıştık. Bizi bu hale getirdiler” diyor.    ‘Bu devran illa ki değişecek’   Füsun Demirel, meslek örgütleri ve oyuncuların keskin politik bir tavır koymadığını ifade ederek, eleştiride bulunuyor. Füsun’un son sözleri, “Biz de seyrediyoruz devran ne zaman değişecek diye. Ama biliyorum, bu devran illa ki değişecek” oluyor.