‘Kürtler evlerini dil okuluna çevirmeli’ 2024-05-19 13:55:03     WAN  - 1’inci Kürt Dili Sempozyumu’nda konuşan Ronahi Derneği üyesi yazar Xaylaza Reşîd, Kürtlerin evlerini  dil okuluna çevirmesi gerektiğini belirterek dile sahip çıkma çağrısı yaptı.    Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan (Van) Şubesi’nin düzenlediği 1’inci Kürt Dil Sempozyumu ikinci gününde devam ediyor. “Anadilde eğitiminde başlıca imkan ve sorunları” başlıklı ikinci günün birinci oturumunun moderatörlüğünü Yazar Kenan Söylemez yaparken, Kafkas Kürtlerinden Ronahî Derneği üyesi ve yazar Xaylaza Reşîd, Güney Kurdistan’da dil alanında araştırma yapan Şiwan Ertîsî, Kürt dil araştırmacısı ve Eğitim-Sen üyesi Ahmet Yaşar da konuşmacı olarak katıldı.   ‘Evlerimizi Kürtçe dil okuluna çevirelim’   Kafkaslarda yaşayan Kürtlerin, dillerine yönelik gerçekleştirilen asimilasyon politikalarını anlatan Xaylaza Reşîd, anadilin gelecek nesillere öğretilmemesi durumunda dilin yok olacağını söyledi. Xaylaza, “15 Mayıs Kürt Dil Bayramı’nı tekrardan kutluyoruz. Biliyoruz ki atalarımız 3 yüz yıla yakındır Kafkaslara gitmiş ve orada yaşıyorlar. Kafkaslardaki atalarımızın hayalleri, insan haklarını ve dillerini korumaktı. Kafkaslarda yaşayan Kürtler bugüne kadar Kürtçe’nin gelişmesi için büyük emekler sarf ettiler ve Kürtçe’nin gelişmesine büyük katıları oldu. Kürtçe’nin harflerinin düzenletilmesi ve yaygınlaşmasına kafa yoruyordular. Eski Sovyet döneminde 25 Kürtçe yazar ve şair çıktı. Erebê Şemo, Heciyê Cindî gibi önemli insanlar yetişti. Bu yazarlarımızın eserleri halen evlerimizde bulunuyor ve Kürt diline büyük katkılar sunuyor. Sovyetlerin dağılmasından sonra bu yazarlarımızın ve şairlerimiz maalesef göçe zorlanmıştır ve sürgün edilmiştir. Bugün de Kafkaslarda bulunan Kürtler de her yerde olduğu gibi aynı tarzla asimile edilmek isteniliyor. Bu asimilasyondan en çok etkilenen ise Azerbaycan’da yaşayan Kürtler olmuştur. Ermenistan’da da durum mevcuttur. Ermenistan’da bugün bir okulda Kürtçe ders veriliyor ve bu okulda Wezirê Eşo ve Reşitê Mîrze  gibi yazarlar çıkmıştır. Gürcistan’da asimilasyon politikaları, Azerbaycan ve Ermenistan’da olduğu gibi uygulanmaktadır. Bütün Kürtlere seslenerek, uyarmak zorundayız. Evlerimizi Kürtçe dil okuluna çevirin. Çocuklarımız anadillerini öğrenmedikleri zaman kendi elimizle kendimizi yok edersiniz. Dil annedir yoldur ve ayaktır. Kürtçe’nin konuşulması ve yaygınlaşmasına da herkesin katkı sunması gerekir” diye konuştu.   ‘Kürtye’yi koruyalım’   Güney Kurdistan’daki Kürtçe eğitim sistemini anlatan Kürt dil  araştırmacısı Şiwan Ertîsî de Kurdistan’ın tüm parçalarında Kürtçe’ye yönelik bir asimilasyon politikası olduğunu söyledi. Şiwan, “Federe Kurdistan Bölgesi’nde iki lehçe konuşuluyor. Bunlar Kürtçe’nin Badîni ve Soranî lehçeleridir. Eğitim sistemi yönetmeliğinde herkes kendi dilinde eğitim görmektedir. Ayrıca İngilizce dil eğitimi de verilmektedir. Bakurê Kurdistan’da nasıl ki Kürtler Türkçe’ye karşı çocuklarına Kürtçe öğretiyorsa, Güney Kurdistan’da Kürt ebeveynler ise İngilizce’ye karşı çocuklarına Kürtçe öğretiyorlar. Güney Kurdistan’da eski dönemlerde Kürtler günlük Kürtçe konuştuklarında bazı cümlelerinin içinde Arapça kelimler kullanırlardı. Bu da çok bilgili bir insan algısı yaratıyordu. Ama zamanla bunun yanlış bir düşünce olduğunun farkına vardılar ve bu tutum terk edildi. Kürtçe bir bütün olarak dört parça Kurdistan’da korunmaya çalışmalı. Bu durum sadece bir bölgeyle ilgili bir sıkıntı değil” şeklinde konuştu.   ‘Temel hakkımız’   Ahmet Yaşar ise, Kürtçe’ye yönelik devrede olan asimilasyon politikalarına değinerek, okullarda verilen seçmeli Kürtçe derse vurgu yaptı.  Ahmet , “2009 yılında Kürtçe’ye yönelik bir karar alındı ve üniversitelerde Yaşayan Diller Bölümü’nde Kürtçe öğretmenliği alanı açıldı. Bu karadan sonra sırasıyla Çewlik, Mûş ve Mêrdîn’de bulunan üniversitelerde bu bölüm açıldı. Bu bölüm açıldıktan sonra birçok yazar, araştırmacı ve akademisyenin ilgi ve dikkatini çekti.  Ama maalesef gelinen noktada bu yıl sadece 10 Kürtçe öğretmen ataması yapılmıştır. Kürtlerin yüz yıldır dili inkar ediliyor. Şark Islahat’la birlikte Kürtçe’yi ortadan kaldırmak için binlerce politika devreye koyulmuştur ve bu politikalar devam ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yaşayan diller adı altında Kürtçe’nin seçmeli ders olarak okutulmasına 2013 yılında karar verildi. Bugün okullarında verilen Kürtçe dil eğitimini devlet isterse ortadan kaldırabilir. Çünkü bununla ilgili bir kanun ve yasa yoktur. Hatta diyebiliriz ki okullarda verilen Kürtçe dil eğitimi kaçaktır. Bugün seçmeli Kürtçe dersinin okullardan verildiğine dair velilerin haberi bile yok. Çünkü okulda öğrenciye verilen seçmeli ders seçimi kâğıdında Kürtçe yazmayarak yaşayan diller seçmeli ders yazıyor. Böyle olunca veliler de bu durumun çok farkında olmuyor. Her zaman okullarda halkımız seçmeli Kürtçe dersini seçmeli. Bu bir lütuf değil, temel hakkımızdır. Seçmeli ders meselesi çok büyük bir kazanım değil ama yine de bunu geliştirelim ve bu alanı en iyi şekilde çocuklarımızın kullanması için elimizden geleni yapalım” ifadelerini kullandı.