Munzur Festivali’de maden ocaklarına karşı forum 2023-08-05 15:10:30       DERSIM - 21’nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali'nin üçüncü gününde Cevizlidere köyünde yapılmak istenen maden ocaklarına karşı düzenlenen forumda Kurdistan ve Türkiye’deki ekolojik yıkıma dikkat çekilerek ortak mücadelenin önemine vurgu yapıldı.    Dersim’de “Madencilik yağmasına karşı doğayı savunalım” şiarıyla başlayan 21’nci Munzur Kültür ve Doğa Festivali üçüncü gününde devam ediyor. Festival kapsamında Ovacık’a bağlı Cevizlidere köyünde yapılmak istenen maden ocaklarına karşı durmak amacıyla “Yerin üstü yerin altından kıymetlidir” şiarıyla forum gerçekleşti. Foruma, ekoloji örgütleri, Munzur Koruma Kurulu (DEDEF), Munzur Çevre Derneği, Doğa için Sanat Derneği, Malatya Çevre Koruma Derneği, İsviçre Federal Milletvekili ve Avrupa Konseyi Eşbaşkanı Sibel Aslan, Mersin, İstanbul, İzmir, Malatya, başta olmak üzere Türkiye’nin birçok kentinden ekolojistler ile çok sayıda kişi katıldı.   Forumda, “Madencilik yağmasına karşı doğayı savunalım” ile “Munzur’dan Akbelen’e Doğamızı ve Yaşam Alanlarımızı Savunuyoruz” yazılı pankartlar açıldı.      ‘Yaşam alanlarını onlara bırakmayacağız’   Forumda konuşan Dersim Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu, “Bütün sosyalistler, devrimciler, yurtseverler olarak yaşamımıza, doğamıza sahip çıkıyoruz. O nedenledir ki doğa talanına karşı burada toplanıyor, ses çıkarıyoruz. Bu doğayı, taşı suyu gördükçe onların buna karşı bakışını biliyoruz. Onlar tüm demokrasi güçlerinin burada olduğunu bilsinler. Dünyadaki yaşam alanlarını onlara bırakmayacağız. Ya olanakları bütün halkların çıkarlarına ve ihtiyaçları doğrultusunda kullanacağız ya da birkaç kişiye peşkeş çekeceğiz. Eşit bir dünya için mücadele ediyoruz. Yaşasın sosyalizm” dedi.   ‘Güvenlik gerekçesiyle kesilen ormanlara karşı herkesi mücadeleye çağırıyorum’   Polen Ekoloji Kolektifi’nden İlayda Eroğlu, “Toprak, su, emek için buradayız. 700 gündür yaşamı savunanlar Akbelen’de direnişteler. Akbelen’de sermayeye karşı arkadaşlarımız mücadele vermekte ve bu mücadeleyi verdikleri için şiddet görmekte, gözaltına alınmakta. Bizler de Kürdistan’da faşizme karşı mücadele veriyoruz. Burası zamanında yakılan boşaltılan köylerden biri. Burada bir maden ocağı yapılmak isteniyor. Bu kadar yaşamın ortasında bizler, suyumuzu önemsemeyen faşist açgözlü iktidarlara karşı mücadele ediyoruz. Güvenlik gerekçesiyle kesilen ormanlar, Cudi, Hevsel için herkesi mücadeleye çağırıyorum” ifadelerini kullandı.   ‘Maden ocakları yapılırsa temel su senede 4,5 azalacak’   İsviçre Federal Milletvekili ve Avrupa Konseyi (AK) Eşbaşkanı Sibel Aslan, “Doğa kendi için söz hakkı isteyemiyor. Doğa sadece bizim gibi duyarlı ve çaba gösteren insanların varlığıyla ayakta durabiliyor. Ve biz doğaya sahip çıkmazsak böyle güzel yerleri yok etmeye çalışacaklar. İklim ve çevre konuları, doğanın tahrip edilmesi dünyanın her yerinde etkiliyor bizi. Eğer burada sahip çıkmazsak Avrupa’da yaptığımız çalışmalar anlam bulmayacak. Eğer bir yerde maden ocakları yapılırsa oranın temel suyu senede yüzde 4,5 azalmaya başlayacak. Hepimizin evinde Munzur suyu var ve bunu içmeyi seviyoruz. Ve senede yüzde 4,5 azalacağını düşünürsek bu bir göç sebebi olur. Dersim coğrafyası inanılmaz bir zenginliğe sahip. Bu durum bir göç sebebi olacak ve çok sayıda insan göç edecekler. Türkiye’nin diğer yerlerinde de yakılan ormanlara karşı mücadele gösterenleri selamlıyorum” diye konuştu.   ‘Barış ve huzurun yaşam bulduğu bir coğrafya diliyorum’   Dersim Baro Başkanı Fatma Kaosen de, “Burada bulunma nedenimizi herkes çok iyi biliyor. Dersim ve genel olarak tüm Türkiye coğrafyasına karşı rant peşinde koşanlara karşı, kapitalist zihniyete karşı durmak için buradayız. Cevizlidere, Dersim coğrafyamızın en nadide yerlerinden biri. Bunlara karşı hukuksal süreçleri de yürütüyoruz. Bizler Dersim kurumları olarak hem hukuksal süreci hem de oradaki doğanın, yaşamın talan edilmesine karşı güçlerimizi birleştirmeliyiz. Cudi’ye de Akbelen’e de buradan ses veriyoruz. Hep birlikte dayanışmaya devam etmeliyiz. Barış ve huzurun yaşam bulduğu bir coğrafya diliyorum” dedi.   90’lardaki köy yakmaları hatırlatıldı   Munzur Çevre Derneği Dönem Sözcüsü Hatun Esen ise şunları belirtti: “1993-94’te köy yakmalarında insanların köylerini terk etmesine tanık olduk. Dersim coğrafyasında ormanlarımız yakılıyordu. Bu sene de kesilmeyen ormanlar sermayecilere peşkeş çekiliyor, ağaçlarımız kesiliyor. Bizim ziyaretlerimiz ve kutsallarımız var. Ancak vurulacak bir kazmada değerlerimiz tahrip edilecek, zarar görecek. 1993-94’te evlerimizin, ormanlarımızın yakıldığı göçertildiğimiz günleri geride bırakarak topraklarımıza geri geldik. Bu topraklarda öncülerimizin izi var. Hepimiz kol kola girerek mücadele etmeliyiz. Yaşam alanlarını savunanları selamlıyoruz.”    ‘Dersimli değilim ama sizlerle aynı duyguları paylaşıyorum’   Doğa için Sanat Derneği’nden Göksel Ezeltürk, “Dersimli değilim ama sizlerle aynı duyguları paylaşıyorum. Geçen hafta Akbelen’deydik. Geçen sene İkizdere’deydik. Van’ı, Hakkari’yi birçok yeri ziyaret ettik. Ormanlar, nehirler sermaye değildir. Daha çok ses getiren bir örgütsel yapıyla hep birlikte direnebiliriz. Herkeste farkındalığı uyandırmamız gerekiyor. Herhangi bir kişi, sokaktan geçen herkes doğanın farkına varmalı” şeklinde konuştu.   Tutsaklara ses   Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi adına söz alan Hıdır Sabur, Türkiye’de binlerce siyasi tutsak olduğunun altını çizerek, pandemide çıkarılan yasaya dikkat çekti. Değiştirilen yasa ile çok sayıda katil, tecavüzcü gibi inşaların dışarı salınarak siyasi tutsakların içerde kaldığını ifade etti. Binlerce hasta tutsağın cezaevlerinde olduğunu kaydeden Hıdır, “Yeni bir af yasasıyla iktidar yandaşlarını cezaevinden çıkarmaya çalışıyor buna karşı da durmamız lazım” dedi.   Forum konuşmaların ardından sanatçı Pınar Aydınlar’ın sahne aldığı konserle devam etti.    Konserin ardından etkinlik son buldu.