Seçmeli değil anadilde eğitim! 2023-02-20 09:01:14   Gülistan Dursun   İSTANBUL - Anadilin bir halkın varlığı olduğunu söyleyen Kürt Araştırmaları Derneği Eşbaşkanı Remziye Alparslan, iktidarın seçmeli ders politikasının yüzyıllık bir sorunu çözemeyeceğini, Kürtçenin resmi eğitim dili olması gerektiğini belirtti.    Anadil tüm halklar için temel bir hak. Kürtler yıllarca anadillerinin önündeki yasakların kalkması ve başta eğitim olmak üzere tüm alanlarda konuşulabilmesi için mücadele veriyor. Devlet de milyonlarca insanın konuştuğu Kürtçeye karşı yasakçı tutumunu her fırsatta gösteriyor. Temel hak olan anadilde eğitim hakkına dahi izin vermeyen devlet, Kürtçeyi seçmeli ders ile sınırlandırıyor. Her fırsatta anadilde eğitim taleplerini dillendiren halk, seçmeli dersin yetersiz olduğunu belirterek anadilde eğitim hakkını talep ediyor.   Enstîtuya Kurdî ya Stenbolê (Kürt Araştırmaları Derneği) Eşbaşkanı Remziye Alparslan anadilin önemini değerlendirdi.    Anadilin halklara için önemi   Anadilin halklar için birçok konudan daha önemli olduğuna vurgu yapan Remziye, halkın anadili sayesinde yaşamlarını sürdürdüğünü belirterek, “Biz yaşamımızı dil üzerinden sürdürüyoruz. Bunun içerisinde kültürümüz, müziğimiz, folklorumuz; gelenek göreneklerimiz, yaşayış biçimimiz ve hatta oturmamız, kalkmamız dahi dilimiz sayesinde şekilleniyor. Bundan kaynaklı anadil bir halk için birçok şeyden daha önemli” dedi.  Anadilin bir halkın varlığı anlamına geldiğini kaydeden Remziye, halkın kimliğini, aidiyetini kaybetmemesi için diline sahip çıkması gerektiğini vurguladı. Remziye,  “Bir insan anadilsiz Kürt’üm, Çerkes’im ya da bir halkım diyemez. Elbette başka faktörler vardır. Ancak en önemli olan dildir. Zamanın içinde kimliğinden, kendinden ödün vermeden ve kendini başka halklar arasından kaybetmeden tutunacak bir dal arıyorsun bu da dilin oluyor” ifadelerini kullandı.   Asimilasyon politikaları   Kültür ve dil soykırım politikalarının ülkede genel olarak Kürt halkı üzerinde uygulandığına dikkat çeken Remziye, nedenini de “Kürt halkını Türk varlığı içerisinde eritmek istiyorlar” ifadeleri ile açıkladı. Bu politikaların cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar geldiğini ve halen de devam ettiğini hatırlatan Remziye, “Zihniyet ilk günden beri aynı. Fakat dönemin şartlarına göre politikaları şekilleniyor. Uzun bir süre insanlar hiçbir şekilde ‘Kürt’üm, Kürtler, Kürtçe dili var’ diyemiyordu,  cezalandırılıyordu. Zamanla yumuşamalar olmaya başlasa da asimilasyon politikaları durmadı. Kendimizi Kürt olarak tanıtmak gibi bir olgunun olmasını istemiyorlar. Maalesef bu da bir evreye kadar gelmiş durumda. Elbette dönemin şartları, koşulları değişen dünya sisteminin de sorumluluğu var. Ancak her şeyin başında gelen Türk devletinin Türkçülük politikasını el üstünde tutup, diğer halkları hizmetkar gibi görme politikasıdır” şeklinde konuştu.   Sahiplenme vurgusu   Konser yasaklarından Kürt kültürüne dair birçok şeyin küçük düşürülmeye çalışıldığına da dikkat çeken Remziye, bunun da halk tarafından kültürden, dilden uzaklaşmaya neden olduğunu belirtti. “Artık insanlar bu denli küçük düşürülmeye çalışılan bir duruma ait hissetmek istemiyorlar” diyen Remziye, bu durumun sistematik bir şekilde bir evreye kadar kendini getirdiğini, şimdi de kalanları yok etmek istediklerini ifade etti. Kürt kültürüne dair bir şey bırakılmak istenmediğinin altını çizen Remziye, şöyle devam etti: “İlerleyen süreçlerde de kolay bir şekilde böyle bir halk yok diyecekler. Bundan kaynaklı Kürtlerin dillerine, kültürlerine güçlü bir şekilde sahip çıkması gerekiyor. Asimilasyon politikaları özellikle dil üzerinden yürütülüyor. Bir halkın dil ile bağlantısı koparılsa, kültürüne bağlayan çok şey kalmıyor. Kürtler sistemin yaptıklarını göz önüne almalı. Arka planında yürütülmek istenilenlerin farkına varmalı ve bu politikalar ne zaman çıkarıldı, neden uygulanıyor, Kürtler eskiden nasıl bir pozisyondaydı şimdi hangi pozisyonda ve devlet bunu ne yöne çekmek istiyor gibi konular üzerinde düşünmeli ve buna göre adım atmalı.”     Derneğin çalışmaları   Derneğin Kürtçeye yönelik çalışmalar yürüttüğünü aktaran Remziye, çalışmalara ilişkin şu bilgileri aktardı: “Kürtçe öğrenmeye ilişkin materyaller hazırlanıyor, kurslar yardımıyla da Kürtçe öğrenmek isteyen kesime de Kürtçenin tarihi ve kültürü hakkında bilgilendirme yapıyoruz. Özellikle metropoldeki Kürtlere bir yolun kapısını açıyoruz. Yaşı sınırlandırmıyoruz. En önemli adım olan çocukların eğitimi için de çalışmalarımız var. Alanında uzman arkadaşlarımız çocuklar için hikaye ve dili öğrenmeye yardım edecek materyaller hazırladı. Bunların yanı sıra akademik yayınlar yapıyoruz ve ‘Zend’ isimli dergimiz uzun bir süredir yayınlanıyor.”   Anadilde eğitim talebi   Çocukların kendi anadilleriyle eğitim almalarının önemli olduğuna vurgu yapan Remziye, “Bununla beraber kendi dillerini de yaşatmak istiyorlar. Asimilasyon politikalarının etkisinde kalmamak için bu çok önemli. Ne kadar imkan varsa kullanılmalıdır” dedi. Devletin seçmeli ders politikasına da değinen Remziye,  seçmeli dersin yüz yıllık yaraya derman olmayacağını, talepleri ve mücadelelerinin anadilde eğitim olduğunu, çocuklara verilecek iki saatlik eğitimin yüzyıllık asimilasyonun önünü tutamayacağının altını çizdi.    Tüm diller eşit   Remziye, son olarak şunları belirtti: “Bizim dilimizde Türkçe dili kadar kıymetlidir, tüm diller eşittir. Diller arasında böylesi bir hiyerarşinin olmaması gerekiyor. İlkokuldan, üniversiteye kadar çocuklar başka dillerde eğitim alabilirken,  kendi anadillerinde eğitim alamıyorlar. Çocuklar kendi dillerinde eğitim görmezse başka dillerde eğitim görmenin bir anlamı olmaz. Dilimizin eğitim ve resmi dil olmasını istiyoruz. Eğer olmazsa dilimiz her daim tehlike altında olacaktır. Ne olursa olsun eğer bir dil sistemin koruması altında değilse,  korunmuyorsa ve resmi olmuyorsa resmi kurumlarda bu dille konuşulmaz ve eğitimler bu dilde olmaz ise bu dil kurtulmaz. Diğer şeyler günlüktür. Kürtlerin bunu iyi bilmesi gerekiyor ve taleplerini buna göre dile getirmeleri gerekiyor. Kürdistan’da bulunan dil kurumları ve bizim kurum olarak ilk talebimiz anadilde eğitimdir. Kürt halkı ve dil kurumları olarak bu talebimizi yüksek bir sesle dile getiriyoruz. Kürtçenin resmi bir dil olması ve eğitim dili olması gerekiyor. İlkokuldan üniversiteye kadar anadilde eğitimin verilmesi gerekiyor.”