Kadının başkalaşarak yeniden doğuşu: Maskemorfoz 2021-09-29 09:22:53   İSTANBUL -“Maskemorfoz” sergisi, Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Pandemide, toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden erk iktidarın baskılamaya çalıştığı kadının, başkalaşarak yeniden doğuşunu gözler önüne seren sanatçı Belgin Şahin, "30 Eylül'e kadar tüm kadınları ve kadın kurumlarını 'engelsiz sergi'mize bekliyorum" çağrısında bulundu.   Sanatçı Belgin Şahin tarafından hazırlanan ve 10 kadının 30 kurgusal fotoğrafından oluşan “Maskemorfoz” sergisi, 24 Eylül’de Şişli'de bulunan Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Evi’nde sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. 25 fotoğrafın sergilendiği sergi, gündelik yaşamın toplumsala dayalı düzenlenmesi doğrultusunda kadının yaşam alanları üzerinde gerçekleşen baskıların özellikle pandemi döneminde, toplumsal cinsiyet rolleri üzerinden erk iktidarın baskılamaya çalıştığı kadının başkalaşarak yeniden doğuşunu gözler önüne sermeyi amaçlıyor.   Başkalaşma ve yeniden doğuş   Proje, maskenin araçsallaşarak kadının hayatında tekrar üretime dönüşmesi maksadıyla, başkalaşma ve yeniden doğuş üzerinden sanatçı Belgin Şahin tarafından yeniden kurgulandı. 30 Eylül'e dek sürecek olan “Maskemorfoz”un fikir sahibi Belgin Şahin ile fotoğrafların ne mesajlar verdiği, projenin amaçları ve anlattıkları, izleyicilerin neler hissettiği, sergiye yönelik ilginin yoğunluğu ve "engelsiz sergi"ye yönelik sohbet ettik.   'Derdim baskı halini görünür kılmak'   Belgin öncelikle “Maskemorfoz”un ne anlam ifade ettiğine dair şu sözleri kullandı: "Adından da çağrışım yapacağı gibi metamorfozdan geliyor aslında. Metamorfoz başkalaşım ve yeniden doğuş anlamına geliyor, maskemorfoz da isim olarak projenin kendisini anlatıyor özellikle erk iktidarının kadın üzerindeki fiziksel ve psikolojik şiddeti normal seyrinde devam ederken çünkü pandemi döneminde iki katına çıktı. Dolayısıyla derdim buradaki her türlü baskı halini görünür kılmaktı ilk olarak. İkincisi de bu baskı halini kadının kendi hayatında üretimle nasıl bertaraf edebilir fikriydi. Bu yüzden maskeyi bir araç olarak kullandım, yaklaşık 10 tane kadın ve 30 tane fotoğraftan oluşan yeniden araçsallaşarak maske kadının hayatında yeniden üretime dönüştü."   Kadının baskı halini bertaraf etme biçimi   "Metamorfozun" klasik baskı anlayışını bertaraf eden bir yerden kadının hayatında başkalaştığını, yeniden doğduğunu ve üretim halinde olduğunu vurgulayan Belgin, kadının baskı halini bu şekilde bertaraf ettiğini dile getirdi. Geçtiğimiz Nisan ayında sergi fikrinin oluştuğuna değinen Belgin, ilk çalışmasının kendi otoportresi olduğunu ifade ederek, proje fikrini ilk fotoğrafın ardından kadın arkadaşlarıyla paylaştığını belirtti. Ardından 10 kadın ile birlikte Mayıs ayında projenin çekimlerini tamamlayan Belgin, sergi sürecinin Eylül'ü bulduğunu söylerken, "Genellikle kendi hayatıyla ortaklaşıp beraber etkileşim halinde ürettiğimiz fotoğraflar bunlar, kadınlara giydirilmiş çalışmalar değil, her biri hayatlarının bir parçası" dedi.   Bir üretim biçimi   Baskı ile beraber fotoğrafların pandemi döneminde artan kadına yönelik şiddeti de bertaraf eden bir yerden çekildiğini aktaran Belgin, "Fotoğrafların verdiği bir şiddet göndermesi yok aslında, bir üretim biçimi ve o şiddeti bertaraf eden bir yerden çekildiler. Burada kan yok, katliam yok, kadının bir üretimi var, bu üretim de Bertolt Brecht’in ‘Epik Tiyatro’su gibi biraz. Çünkü izleyici olmaktan çıkarıyor ve artık oyunun içerisinde yer alıyor, ‘Maskemorfoz’u da biraz o yönüyle benzetiyorum. Çekilen kadınlar değil onların yaşamlarıyla ortaklaşabildiğimiz yerden ürettiğimiz bir sanat biçimi" diye konuştu.   Belgesel fotoğraf sergisi olsaydı doğrudan bir mesaj verip gerçekçi olacağını söyleyen Belgin, serginin kurgusal olma amacına dair pandemi döneminde özellikle artan şiddetin görünür olması için böyle bir kurgusal yöntem düşündüğünü ifade etti.   'İzleyiciler kendisiyle iletişim kurabileceği bir şeye erişebildi'   Kadınların, kadın sanatçıların ve fotoğrafçıların farklı alanlarda söz söyleme halini bir şekilde geliştirmesi gerektiğine vurgu yapan Belgin, "Çünkü genellikle defansif bir üretim biçimi içerisindeyiz, sanatta da genel refleksimiz bu yönde. Sanat bize bu alanı sunuyor, etkileşimini inanılmaz kolektif, aslında yaşamların birbirine geçtiği yerden kendini doğrudan üreten bir şeye dönüştürüyor, bu alanı da bence bir söz söyleme biçimi olarak kendi hayatımızı kullanmamız gerekiyor" diye yorumladı. Sergiye ilginin hayli yoğun olduğunu ve fotoğraflarda verilmek istenen mesajların sanatseverlere ulaştığını paylaşan Belgin, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sergiye ilgi genellikle güzeldi, izleyiciler etkileyici buldu, eğlendiler, 'ben de bunu düşünmüştüm' diyenler oldu. Sanatsal boyutuyla da güzel bir etkileşim aldık ama mesajın ön planda olduğunu da gözlemleyebildim, özellikle gelen her kadınla sohbet etmeye çalıştım, buradan aldığım gözlem de hangi sınıftan ve yaştan olursa olsun burada kendisiyle iletişim kurabileceği bir şeye erişebildiğini gördüm."   '30 Eylül'e kadar tüm kadınları bekliyorum'   Sergi süresinin bir hafta gibi kısa bir zaman diliminden oluştuğunu belirten Belgin, ilerleyen zamanlarda "Maskemorfoz"un şehir ve yurt dışı dahil olmak üzere farklı yerlerde sergilenmesi için görüşmeler yaptıklarını paylaştı. "Pandemi, kadın, maske, kadın ve erk iktidar üzerinden kurgulanmış güncelliğini ve maalesef bitmeyen şiddeti de koruyan mesajını verebileceğini düşünüyorum" diyen Belgin, serginin yaygınlaştırılması için elinden geleni yapacağının kaydetti. Belgin, 30 Eylül'e kadar tüm kadınları ve kadın kurumlarını sergiyi görmeleri çağrısında bulundu.   'Engelsiz sergi'   Sergi ayrıca Altı Nokta Körler Vakfı'nın İstanbul Şubesi işbirliğiyle karekod uygulaması da içeriyor.  Karekod uygulamasıyla "Maskemorfoz"un, "engelsiz sergi" olması için çalışıldı ve böylelikle karekoda erişen görme engelli vatandaşlar fotoğrafların seslendirilmiş betimlemelerine de erişebiliyor. Belgin son olarak "engelsiz sergi" alternatifiyle de çağrı yaparak görme engellilerin rahatlıkla sergiyi gezebileceklerinin altını çizdi.