Pera Müzesi’nde ‘Yüzleşme’ 2021-09-26 09:22:34   Marta Sömek   İSTANBUL - Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri ve mezunlarının grafik tasarımdan gastronomiye birçok alanda ürettikleri eserler, Pera Müzesi’nde “Yüzleşme” isimli sergi ile sanatseverlerle buluştu. Sanat ve tasarımın günümüz dünyasıyla ilişkisini sorguladığı belirtilen sergi, 24 Ekim tarihine kadar devam edecek.    Pera Müzesi, kuruluşundan bugüne yurt içi ve yurt dışından eğitim kurumlarıyla işbirliği içinde genç sanatçıların yapıtlarını izleyiciyle buluşturmaya devam ediyor. Daha önce Marmara, Hacettepe, Dokuz Eylül, Anadolu, Akdeniz gibi üniversitelerin yanı sıra New York Güzel Sanatlar Okulu’nu ağırlayan Pera Müzesi bu kez Yeditepe Üniversitesi öğrenci ve mezunlarının çalışmalarına yer veriyor.   Sanat ve tasarımın günümüz dünyasıyla ilişkisi   Bu sene 25’inci yılını kutlayan fakültenin Plastik Sanatlar ve Resim, Grafik Tasarım, Tekstil ve Moda Tasarımı, Gastronomi ve Mutfak Sanatları, Tiyatro, Sanat ve Kültür Yönetimi bölümlerinde üretilen çalışmalardan bir seçkiyi sanatseverlerle buluşturan “Yüzleşme” sergisi, sanat ve tasarımın günümüz dünyasıyla ilişkisini sorguluyor. Doğa-kent ve birey-toplum arasındaki ilişkileri tartışmaya açan sergi, Yeditepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’nca projelendirilerek, Sanat ve Kültür Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Marcus Graf yönetiminde hazırlandı.   Sanat ve dizaynın ontolojik varlığına eleştirel bakış    Sergi, alışılagelmiş öğrenci ve mezun sergi anlayışını aşma gayesiyle, çok katmanlı bir forum biçiminde kurgulandı. Doğa-kent ve birey-toplum ortasındaki münasebetleri tartışmaya açan “Yüzleşme”, sanat ve dizaynın ontolojik varlığına dair mevzuları eleştirel bir bakış açısıyla ele alıyor. Profesyonel sanatçı ve tasarımcılar ile öğrencilerin üretimlerini bir araya getiren sergi, aynı zamanda fakültenin geçmişi ve bugünüyle yüzleştiği bir alan niteliği de taşıyor. Sergi, izleyiciye güzel sanatlar, grafik tasarım, tiyatro, gastronomi, mutfak sanatları, sanat ve kültür yönetimi alanlarının etkileyici dünyasını keşfetme şansı da veriyor.   Çoğulcu ve disiplinler arası sergi   “Yüzleşme” sergisi doğa, şehir, birey, toplum ve soyutlama kavramlarına gönderme yapan beş tematik bölümden oluşuyor. Katılımcılar, öğrencisi oldukları bölüme göre ayrı ve bağımsız alanlarda değil, yapıtlarının kavramsal ve estetik özelliklerine göre bir arada yer alıyor. Ressamların eserleri grafik tasarımcıların posterleriyle yan yana sergilenirken, tiyatro oyunlarının afiş ve kostümleri, gastronomi ve mutfak sanatları ürünlerine eşlik ediyor.   Tiyatro mu, tasarım mı, resim sanatı mı?   “Yüzleşme”nin fakültenin 25 yıllık bir özeti olduğu paylaşılırken, sadece mezun öğrencilerin değil, fakültenin bugünkü vizyonu, sanata yaklaşımı ve yorumunun da bir göstergesi olduğuna değinilmekte. Öğrencilerin eserlerinin bir arada görülme fırsatının da doğduğu sergide, eserler uzaktan bakıldığında tiyatro mu, tasarım mı, resim sanatı mı diye kafalarda soru işaretleri bırakıyor. Sanatçılar aynı zamanda, tüm bu kavramları güncel ve farklı estetiklerle inceleyerek izleyicilerin dünyayla yüzleşmesini sağlıyor.   Sergide birbirinden renkli ve tematik çalışmaları yer alan kadın sanatçıların çalışmalarını derledik.   Toplum ve dünya ile ‘Yüzleşme’   Hem eğitim, hem sanat ve kültür dünyasıyla, hem de toplum ve dünya ile yüzleşildiğinin aktarıldığı sergi, 6’ncı kattan başlayarak 4’üncü katta son buluyor. Serginin ilk katında bireye dair varoluşsal konulara odaklanılarak insan merkezci bir niteliğe bürünülüyor. Kimlik inşası fikirleri, bedenin anlamı ve hafızayla tarih kavramları tartışılan eserlerde, modernizmin kaynağı ve modern insanın merkezi olarak şehre yoğunlaşılıyor. Çalışmalar ayrıca metropolün alkışlanıp yüceltilmesindense şehri bugünün insanı için kaotik ve çoğu zaman baskıcı bir habitat olarak sunuyor. Bu katta, Küdem Katarina’nın “Focus No.3,2017”, Olgu Ülkenciler’in Mavi Kuğu”, Rabia Bayar’ın “Hayatımdaki Kalıplar, 2019”, Bahar Artan Oskay’ın “No:070919, 2019”, Begüm Tabak’ın “Kabuk 1” ve “Kabuk 2” serisinde üç boyutlu baskı üzerine karışık teknik, çok katmanlı alüminyum, keçe, tül, el dikişi, tuval üzerine sprey ve akrilik ile işlenmiş çalışmalar bulunuyor.   İkinci kat: Toplumsal sorunlara odaklanma   Serginin 2’nci katında sanat ve moda tasarımından soyut eserler sergileniyor. Geometriden organik soyutlamaya uzanan bir yelpazede izleyenler biçimciliğin saf estetiğiyle karşılaşıyor. Toplumsal sorunlara da odaklanan sergi, tiyatro oyunuyla toplumun durumunu eleştirel bir biçimde ele alırken sanatçı ve tasarımcıların tipografi temelli eserleriyle de günlük yaşamın acil sorunlarını ortaya koyuyor.   Betondan pamuk ipliği dokuma çalışmalarına uzanan eserler   Bu katta ise Işıl Eraslan’ın “Örgü ve Dolama”, Nihan Buruk’un “Kadına Şiddet”, Leyla Emadi’nin “Hayat Dersler Getirir…”, Gizem Candan’ın “An”, Hazal Fırat’ın “Sanat Günlükleri Serisi”, Büşra Ergün’ün “Kekelemek”, Nisa Gizem Erhan’ın “Özel Çiftçi Kız Ayakkabıları”, Cansu Ödemiş’in “Sonsuza Dek Mutsuz”, Zeynep Erdoğan’ın “Karışık Cazibe”, Selin Yaprak Türkölmez Balkara’nın Orhan Veli’nin şiirlerini sergilediği seri ve “O Kadar Zalim Glamrock Değil”, isimli çalışmasıyla fotoğraf, dijital baskı, kağıt üzerine karışık teknik, beton ve pamuk ipliği dokuma çalışmaları sergileniyor.   Bireyin en güvenli hissettiği alanlar: Güvenli Noktalar   Yine aynı katta yer alan “Güvenli Noktalar” isimli kumaş üzerine dikişlerle işlediği Gamze Beker çalışmasını, “Okul ve ev, bireyin en güvenli hissettiği alanlardır. Okul, bireyin sosyalleşme ve öğrenme ihtiyaçlarını, ev ise bireyin kişisel alanını oluşturan temel noktalardır. Bu iki nokta arasındaki ilişkiden yola çıkarak adaptasyon sürecindeki ilk adımlarımı oluşturduğum ‘Güvenli Noktalar’ adlı tasarımımı gerçekleştirdim” cümleleriyle tanımlıyor.   Organik sanat ve tasarım örnekleri   Sanat ve tasarımda doğa fikrini ele alan eserlerinin sergilendiği serginin son katında da, manzara resimlerinin çağdaş biçimlerinin organik sanat ve tasarım örnekleri yer alıyor. Akış, doğa tartışmasının ardından insan ve çevresi arasındaki karşılıklı ilişkiyi irdeleyen melez figürler ile devam ediyor.   Petri kapları içinde bitki yerleştirmesi, seramik, dokuma…   Bu katta da Merve Dündar’ın “Taş-ı-yorum”, Elif Macaroğlu’nun “Şifa”, Saliha Yılmaz’ın “Kırmızı Kaktüs”, Sevim Kaya’nın “Bitki olmak ansıldır?”, Merve Dündar’ın “Yüz küsur taş”, Filiz Piyale Onat’ın “Salhane 2”, Tina Alasadtahmasebi’nin “Dal”, Melisa Kılıç’ın “Doğa”, Özge Kahraman’ın “Yeraltı Serisi: Yaşam Ağacı”, Gözde Becerikli’nin “Bitki” isimli çalışmasıyla petri kapları içinde bitki yerleştirmesi, tuval üzerine noktalama tekniği, ahşap üzerine sabitlenmiş ağaç parçaları, dokuma, tuval üzerine karışık teknik ve yağlı boya, seramik ve dijital baskı teknikleri yer alıyor.   Son tarih 24 Ekim   “Yüzleşme” sergisi 24 Ekim tarihine kadar Pera Müzesi’nde Çarşamba günleri de “Genç Çarşamba” kapsamında tüm öğrenciler tarafından ücretsiz gezilebilecek, Cuma günleri ise “Uzun Cuma” kapsamında 18.00-22.00 arasında tüm ziyaretçiler, müzeyi ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek.