Emekle hobinin birleştiği ‘Amigurami oyuncakları’ 2021-02-16 09:04:05     Şehriban Aslan - Sema Çağlak   DİYARBAKIR - Sosyoloji mezunu olan Ezgi Sıla İpek, yaptığı amigurami oyuncaklarının kadınlar açısından terapi niteliği taşıdığını belirterek, “Terapi niteliği taşıdığı gibi devasa sistemin içinde üretebiliyor olmanın da çok güzel bir duygu olduğunu anlayabiliyorsunuz” dedi.   Dünyaya Japonların tanıttığı, tığ işi ile yapılan içi doldurulmuş oyuncak anlamına gelen “amigurumi oyuncakları” büyük bir ilgi ile karşılanıyor. Amigurami oyuncakları kadınlar açısından hobi olarak görülürken bir yandan da ekonomik olarak maddi destek sağlıyor. Sosyoloji mezunu olan Ezgi Sıla İpek de amigurami oyuncaklarını yapan ve hobi olarak gören kadınlar arasında yer alıyor. Ezgi, amigurami oyuncaklarına nasıl başladığını ve çocuklar üzerindeki etkisini anlattı.     ‘Oyuncaklar çocukları yönlendiriyor’   Amigurami sanatı ile yaklaşık bir buçuk yıldır uğraştığını söyleyen Ezgi,  en sevdiği hobileri arasında yer aldığını belirtti. Ezgi, amiguraminin Japonca bir kelime olduğunu ve tığ ile yapılıp içi doldurulmuş oyuncak anlamına geldiğini kaydetti. Ezgi, “Aktif olarak hala sürdürüyorum. İlk yaptığım oyuncakları kendim için yapmıştım.  Ardından diğer oyuncaklar ile kıyasladığımda anlamlı olduğunu düşündüm. Çünkü çocukların oyuncak dünyası ciddi bir sektör. Ve biraz daha doğal daha anlam yükleyebilecekleri oyuncakların ortaya çıkmış olması bağlayıcı çekici bir şey. Çoğu oyuncaklar ya şiddet, ya cinsel, ya da cinsiyetçi içerikli oyuncaklar oluyor. Buda belli bir yerden sonra çocukları yönlendirmeye başlıyor” dedi.   ‘Amigurami oyuncaklarında dudak kullanılmıyor’   Yapılan işin çocuklar açısından öğretici olduğunu belirten Ezgi, “Çocuklar elindeki oyuncaklara daha çok anlam yükleyebilen, onlarla bağ kurabilen bir hal alabiliyor. Aslında oyuncak yaşı geçtikten sonra aksesuar olarak yıllar boyu saklanılabiliyor. Bir sürü plastik zararlı maddelerden yapılan oyuncakların yanı sıra daha eğitici olduğunu da düşünüyorum. Amigurami sabitlikle kalmıyor talep ve farklı şekillerde de yapma imkânın olabiliyor. Bu kişinin yaratıcılığını da geliştiriyor. Bunun yanı sıra renklere çok dikkat ediyorum. Nedeni ise cinsiyet atfedilmiş renkleri yine erkek bebeklerin oyuncaklarında veya kız çocuklarının oyuncaklarında da kullanmayı gayret ediyorum. Bu oyuncakların çoğunda dudak da kullanılmıyor. Çocuğun elindeki oyuncağa anlam yüklemesini yani çocuk gülüyorsa o an oyuncağında gülmesini hayal etsin şeklinde düşünerek hayal dünyasını zorladığından anlamlı oluyor” şeklinde konuştu.   ‘Bu oyuncakların sanatsal bir nitelik taşıdığına inanıyorum’   Oyuncakların yapımında koton ip kullandıklarını ifade eden Ezgi, bu ipin özelliklerinin yıkanabilir olduğundan oyuncaklara avantajlı ve hijyenik bir durum sağladığını kaydetti. Çocukların diğer oyuncakları ve koton ipi ağzına alma arasında büyük bir fark olduğuna dikkat çeken Ezgi, “Çocuklar açısından güvenilir bir oyuncaktır. Bu oyuncakları yaparken güzel ve olumlu geri dönüşler alıyorum. Aynı zamanda mutlulukta verirken sürekli yeniliğe de itiyor. Daha farklı ne yapabilirim diye düşünüyorum. Bu oyuncakların sanat niteliği taşıdığını da düşünüyorum” sözlerine yer verdi.   ‘Terapi niteliği taşıyor’   Oyuncakların emekle ve kadınlarla özdeşleştiğine vurgu yapan Ezgi şu ifadeleri kullandı: “Böyle olunca iyi ki kadınların doğasında üretim var diyorsunuz. Bu da kadının varoluşuna dair bir gösterge oluyor. Bu oyuncaklar kadınlar açısından terapi özelliği de taşıyor. Kadınların toplum içinde yaşadıkları birçok sıkıntı ve maruz kaldıkları birçok şiddet türüne karşılık bu şekilde belki kendilerini rahatlatma imkânı sağlayabiliyor. Örgü yaparken zihin boşalıyor ve rahatlıyorsun bu bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. Bu devasa sistemin içinde üretebiliyor olmak gerçekten çok güzel bir duygu. Tabi bunların yanı sıra bu oyuncaklarda yaptığımız figürler özellikle de hayvan figürleri çocuklara hayvan sevgisi aşılamak açısından faydalı olabileceğini düşünüyorum. Mesela ülke coğrafyasında lama hayvanı yok. Fakat lamayı yaptığın zaman çocuk onu hem öğrenir hem de merak eder. Bu da çocukların öğrenme açısından fayda sağlıyor.”