Newaya Jin ‘Kadın enternasyonaline doğru’ manşetiyle çıktı 2020-04-01 10:17:07   HABER MERKEZİ - Aylık kadın gazetesi Neweya Jin’ın Nisan sayısı “Kadın enternasyonaline doğru” manşetiyle çıktı.   Avrupa’da yayın yapan aylık kadın gazetesi Newaya Jin’ın Nisan sayısı “Kadın enternasyonaline doğru” manşetiyle çıktı. Birinci Sayfasında New York ve Amed 8 Mart kutlamalarından birer karenin tercih edildiği Nisan Sayısında, dünya 8 Mart sonuçlarına dair makale ve tanıtım yazılarının yanı sıra, HDP’nin tutuklu bir önceki dönem Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, Kadın Meclisleri Üyesi Melek Önder ve Die Linke Hamburg Eyaleti Parlamenteri Cansu Özdemir ile yapılan röportajlar da yer aldı.     Gelinen eşiğin aşılması kaçınılmaz   Kadın cinayetleri, “tecavüzcülere af” yasası, nafaka tartışmaları, eş başkanlık sistemine saldırı ve kadın hareketlerinin mücadelesi başta olmak üzere Türkiye’nin başlıca kadın gündemlerine dair gazetenin sorularını yanıtlayan Figen Yüksekdağ önemli mesajlar verdi. Türkiye’de kadınlar açısından karanlık bir dönemin yaşandığı hatırlatmasında bulunan Figen, kadınların adil, barışçıl bir toplum ve siyasetin kurucu gücü olduğunu ifade etti. Eş başkanlık sistemini bir direniş kalesi olarak tanımlayan Figen, Birleşik kadın hareketi ve kadınların topyekün savunma mekanizmasının aciliyetine dikkat çekti.   Enternasyonalist bir kadın devrimi   8 Mart atmosferi ve mesajlarını yorumlayan gazetenin yazarlarından Nazan Üstündağ, Gülistan Çiya Îke ve Roni Eylem, kadın mücadelesinin ataerkil mikrobun panzehiri olduğunu vurgulayarak, enternasyonalist kadın devriminin zeminine odaklandılar.   21. yüzyıl feminizminin kendini tanımlama arayışına odaklanan Zerya Gül ise, “Teklikten ikiliğe ikilikten çoğulluğa” başlıklı makalesinde, feminizmi giderek “her bireyin feminizmine doğru yönelten bir zihniyet karmaşasının, politikasızlaştırma sonucuna götüreceği” uyarısında bulunuyor.   ‘Asla Yalnız Yürümeyeceksin’   Nisan Sayısında Şubat ayında gerçekleştirilen İkinci ‘Türkiye Kadın Buluşması’nın sonuçları ile gündelik olarak devam eden kadın cinayetleri ve buna karşı kadın mücadelesine dair Kadın Meclisleri Üyesi Melek Önder ile yapılan röportaj da yer aldı.   Kadın cinayetlerinde artışın temelinde eşitlik yolunda uygulanmayan politikalar var diyen Melek, dünyada ve Türkiye’de her geçen gün kadın mücadelesinin örgütlü bir feminizmi var ettiğini belirtti.   Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğüne yaklaşımı analiz edildi   PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlüğü yaklaşımını analiz eden Sara Aktaş, bu konunun  Abdullah Öcalan tarafından stratejik olarak ele alındığını vurgulayarak, geliştirilen ideolojik, felsefi ve paradigmasal yaklaşımın bugün Kürt halkı kadar Kürt kadınları açısından da devrimsel gelişmelere yol açtığını belirtti.  Abdullah Öcalan’ın, “kadının köleleştirilmesi ve baskı altına alınması ilk karşı devrimdir” belirlemesini hatırlatan Sara,  siyasi ve ahlaki toplumun temel taşı olarak  özgür eş yaşam önermesine dikkat çekti.   Amara köyünün sosyo-kültürel gerçekliği ile 4 Nisan doğuşunu yorumlayan Asmin Engin, Apo klanından Demokratik Kürt Uluslaşması’na uzanan süreci anlatıyor.    Gençleşen siyasete ihtiyaç var   Bir diğer röportaj da 23 Şubat’ta Almanya'nın Hamburg Eyaleti'nde gerçekleştirilen seçimlerde Die Linke’den üçüncü dönem milletvekili seçilen genç siyasetçi Cansu Özdemir ile gerçekleştirildi.   Geçtiğimiz dönemlerde Türk istihbaratı tarafından takibe alınan, ölümle tehdit edilen, Alman istihbaratının karalama kampanyalarının hedefi haline getirilen, hakkında davalar açılan genç siyasetçi, tüm bu saldırılara karşı mücadele etmeyi elden bırakmayarak seçmenlerinin de desteği ile zorlu bir sürecin üstesinden gelmeyi başardı.   Anketlere göre Hamburg’un en sevilen siyasetçileri arasında üçüncü sırada yer alan Cansu, seçim kampanyalarını, siyasette kadın ve gençlerin rolünü, Almanya'nın iç ve dış politikasını yorumladı.   Soykırımın etimolojik tanımı yapıldı   Soykırım ve asimilasyonun etimolojik tanımını yapan Reyhan Îke, Kürt dili ve kimliğine dönük tarihten günümüze uygulanan inkar ve kırım politikalarını analiz etti. Kürt dili ve kültürünü savunmak için bugün Kürdistan’da büyük bir devrimin yaşandığını hatırlatan Reyhan, dilin gündelik hayatın bir parçasına dönüşmesi için her Kürt bireyine ciddi rollerin düştüğünü yazdı. Reyhan, lehçe ve yöre şivelerinin Kürtçe’nin zenginliğini ifade ettiğini ekleyerek, dilin standartlaşması tartışmalarının asimilasyon politikalarına hizmet edeceği uyarısında bulundu.   Köşe yazısında benzer çerçeveye odaklanan Roza Metina da, her Kürt ferdinin kendini Kürtçe’ye borçlu görerek, Kürtçe’nin eğitim-öğrenim dili olması için büyük bir mücadele vermeli dedi.   Buzdan zamanlarda bir ılık esinti…   Rüya ile gerçek arası bir kurguyu buluşturan Dilzar Dilok, edebiyat tadında bir anlatı bırakıyor  hafızalarda: …Rüya mı? Gördüm o rüyayı. Rüyamda karanlık bir yerdeyim. Etrafım hepten boşluk. Benim için hazırlanmış bir an ve bir evrendeyim gibi. Aslında hiçbir şey görünmüyor, sonsuz bir boşluk bilincine rağmen bir varlık hissi var….   Jineoloji’den toplumsal sağlığa…   Gazete 181. Sayıda, sağlık sayfasını komple dünyanın başlıca gündemi olmaya devam eden korona pandemisine dair haberlere ayırmayı tercih etti.   Yanı sıra; Viyan Poch’un Jineoloji’nin uluslar arası yankılarına dair makalesi, 2018’de Rojava’da Jineolojî Akademisi tarafından kurulan Andrea Wolf Enstitüsü tanıtımı, Necibe Qeredaxî’nin Federe Kürdistan’a dönük işgal saldırılarına ilişkin makalesi, 1800’lerin sonlarında İran Şah’ı ve Rus işgaline karşı Şîrwan bölgesinde başlayan isyana katılan Horasanlı savaşçı Tûfegul ile 19. yüzyıl Avrupası'nın ırkçı-sömürgeci bakış açısının kurbanlarından olan Güney Afrika yerlilerinden Sara Baartman’ın portresi ile çeşitli tarihlerde yaşamını yitiren kadın savaşçılar Newal ve Viyan Tekoşin anısına kaleme alınan anı yazıları da yer almakta.   Ayrıca gazetenin Nisan sayısının tüm içeriğine önümüzdeki günlerde www.newayajin.net sitesinden erişmek mümkün.