Baran Bozyel: Müzikle anadilimin derinliğini keşfettim 2020-03-11 09:07:28   Safiye Alağaş    İSTANBUL- MKM ile müzik yeteneğini keşfeden sanatçı Baran Bozyel, geleneksel ezgileri albümlerinde harmanlayarak yeni eserler ortaya çıkarıyor. Müziğin anadili olan Kürtçeyi geliştirmesini de sağladığını söyleyen Baran, “Sadece günlük dili konuşuyorduk fakat ne kadar edebi ve derin bir estetiği olduğunu keşfettim” dedi.    Sanatçı Baran Bozyel, müzik çalışmalarını Mezopotamya Kültür Merkezi (MKM)  bünyesinde yürütüyor. Baran’ın ilk albümü “Şewq” 2016 yılında dinleyicilerin karşısına çıkarken, haykırış ve isyan temalı parçalar ağırlıktaydı. İkinci albümü “Çûka Reş” ise 2019 yılında dinleyici ile buluşurken, dijital platformlarda milyonlarca kez dinlendi. İki albüm de Kom Müzik etiketiyle yayınlandı.   Çocukluğundan beri şarkı söyleyen ve şarkı söylemeyi seven Baran, profesyonel anlamda müzik yapmayı hiç düşünmüyor. Yaklaşık 10 yıl önce yolu MKM ile kesişen Baran, burada müzik yeteneğini keşfediyor. MKM’ye gitmeye başladıktan sonra buradaki sanatçı arkadaşlarının ve babasının teşviki ile müzikle profesyonel anlamda ilgilenmeye başlıyor. Müzik yeteneğini MKM ile keşfettiğini söyleyen Baran, daha sonra anadili olan Kürtçesini geliştirmek için çalışmalar yürütmeye başladığını belirtti.   ‘Müzik Kürtçeyi geliştirmemde etkisi oldu’   Baran sözlerine şöyle devam etti: “Ben daha çok Kürtçe müzik yapmayı istediğim için Kürtçeye yoğunlaştım. Türkiye metropollerinde Kürtçe çok fazla konuşulmuyor. Sadece aile veya arkadaş arasında kalıyor. MKM ile bunun ötesine geçmek gerektiğini anladım. İstanbul Kürt Enstitüsünde dil eğitimi aldım. Bu eğitimden sonra anadilimin çok derin bir estetiği olan bir dil olduğunu keşfettim. Okumayı, yazmayı, söz yazmayı, şiir yazmayı öğrendim. Daha önce bunların farkında değildim. Sadece günlük dili konuşuyorduk fakat ne kadar edebi bir dil olduğunu orada keşfettim. Çünkü kültürle bağlantılıdır dil. Bizim yaptığımız sanat da kültürle ilgili bir şey. Kültürün açığa çıkmasıyla ilgili bir şey. Aslında bütün sanatlarda da öyle. Bir şeyi sanat yoluyla açığa çıkarmaktır, estetize ederek topluma ulaştırmaktır. Toplumun taleplerine, acılarına sevinçlerine dokunmaktır.”   ‘Geleneksel ezgileri düşünmemiştim’   Müziğe başladığında geleneksel ezgileri işlemeyi düşünmediğini dile getiren Baran, başlarda kendi tarzını anlamaya, açığa çıkarmaya çalıştığını vurguladı. İlk albümünde kendi bestelerini yaptığını, söz yazdığını ifade eden Baran müzik serüvenini şu sözlerle anlattı: “Daha sonra yine babamın teşviki ile geleneksel ezgileri gündemime aldım. Babam öncesi hiç söylenmemiş, açığa çıkmamış eserleri açığa çıkarmamı önerdi. Bu öneriden sonra geleneksel ezgilere yöneldim. Geleneksel ezgilerde, kaybolmaya yüz tutmuş bir kültürü açığa çıkartmak gerektiğini düşündüm. Bundan dolayı bir derleme yaptım. Bu son albümümün çoğu derleme çalışması. 200-300 yıl önce söylenmiş eserlerin o kadar edebi, felsefik bir yönü var ki insan tarif edemiyor. Kendi kendinize diyorsunuz ki ‘300 yıl önce bu olay olurken insanlar ne kadar betimleyerek, estetik bir şekilde ezgileri dönüştürmüşler. Araştırmalarımı hayranlıkla sürdürüyorum. Ama bestelerimi ve sözlerimi de yazmaya devam ediyorum.”   ‘Enstrümanla daha da zenginleştirebilirdim’   Henüz bir enstrüman çalamadığını üzülerek söyleyen Baran, “Daha önce denedim. Ne yazık ki birçok şeyi bir arada yürüttüğüm için yeterince zaman ayıramadım. Bağlama, keman ve erbane eğitimi aldım ancak hepsi yarım kaldı. Bana katkısı çok daha büyük olacaktı. Çünkü ben beste yapıyorum” dedi.    ‘Kadının iradesi daha güçlü’   Türkiye’de hem kadın hem de müzisyen olmaya dair fikirlerini paylaşan Baran, “Kadınlar katlediliyor, emeği sömürülüyor, yaşam onlar için çok zor. Tabi ki bizde çok zorluklar yaşıyoruz. Ancak kadının direngenliği, duygusal zekası, sabrı gerçekten çok güçlü. İradesiyle bilinçte bir araya gelince muazzam şeyler yaratabiliyor. Ben en azından bunu keşfettim. Kadının her zorluğun üstesinden güçlü bir şekilde gelebileceğini fark ettim. Zorlanıyoruz ama yapıyoruz. Hayata dair verdiğimiz bir emek var” ifadelerini kullandı.    Son olarak kadın mücadelesine değinen Baran, “Her yerde mücadele şart. Kadın olarak zaten mücadele çok ağır bir iş. O yüzden hayatınızın her alanında mücadele olmalıdır” dedi.